Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Cumhurbaşkanı Sezer, rektör atamalarında kendisine yapılan dayatmacı telkinleri ciddiye almayarak demokratik tavrını bir kez daha ortaya koydu.
Muhalif öğretim üyeleri ve YÖK'ün sergilediği anti demokratik dayatmaları elinin tersiyle iterek seçim sonuçlarını dikkate aldı. Doğru olanı yaptı. Ama şimdi, düne kadar kendisine alkış tutanlar, bu kez istedikleri doğrultuda hareket etmedi diye Çankaya'yı topa tutarsa hiç şaşırmamak gerekir!..
Seçimi açık farkla kaybettikten sonra bile hızlarını alamayıp Alemdaroğlu'nu rektör yaptırmamak için adeta ant içenler, bakın işi hangi noktaya getirdiler.
Öğretim Üyeleri Derneği'nin faksından gönderilen ve 5 anayasa profesörünün imzasını taşıyan şu belge, eminim bir ibret vasikası olarak tarihteki yerini alacaktır:
"Sayın Cumhurbaşkanımızın
ve kamuoyunun dikkatlerine sunuyoruz
19 Aralık 2001
İstanbul Üniversitesi rektörlüğü seçiminde şimdiki Rektör Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu'nun birinci sırada oy aldığını izledik. Demokrasiye sadece şekli açıdan bakanlar bu sonuçtan memnun olabilirler. Oysa, asıl olan demokrasinin içeriğidir ki; bunun üniversitedeki ölçütü özgür bilim ve özerk üniversitedir. Sayın Alemdaroğlu dört yıllık rektörlük döneminde, yetkili makamlar ve kamuoyunca da bilinen baskıcı, dayatmacı, bıktırıcı, yıldırıcı, çökertici, yandaşlarını kollayıcı, hukuk dışı uygulamalarıyla İstanbul Üniversitesi'nde demokrasinin içini boşaltan bir yönetim sergilemiştir.
Bilindiği gibi totaliter rejimlerde de periyodik aralıklarla seçimler yapılır ve eski yöneticiler neredeyse ittifaka yakın oylar alarak yönetimini sürdürürler. Bütün dünya bu ülkelerde gerçek demokrasinin olmadığını ve olamayacağını çok iyi bilir. Tarih, şekli demokrasinin bazen otoriter ve totaliter yönetimlerin meşruluk aracı olabileceğini de göstermiştir. Şu halde, şekli demokrasi ancak, demokrasinin içeriğine sağladığı katkı ölçüsünde anlamlı ve yararlı olabilir.
Bütün bunları Sayın Cumhurbaşkanımızın ve kamuoyunun dikkatine sunar, İstanbul Üniversitesi'ne yapılacak atamada şekli demokrasinin değil, gerçek demokrasinin ölçü alınmasını umar ve dileriz.
Saygılarımızla.
Anayasa Hukuku Öğretim Üyeleri
Prof. Dr. Bülent Tanör, Prof. Dr. Zafer Üskül, Prof Dr. İbrahim Kabaoğlu, Prof. Dr. Necmi Yüzbaşıoğlu, Prof. Dr. Fazıl Sağlam"
Yukarıdaki bildirinin yayımlandığı gün yani önceki gün Cumhurbaşkanı Sezer, Kemal Alemdaroğlu ve Engin Ataç'ı ikinci kez rektörlüğe atadı. Yani anlı şanlı anayasa profesörlerine göre Cumhurbaşkanı Sezer de şekli demokrasinin ve totaliter rejimin bir parçası oldu! Anlaşılan o ki anayasa profesörlerinin demokrasi anlayışı ile YÖK'ün demokrasi anlayışı arasında hiçbir fark yok. Her iki taraf için de seçim falan hikaye. Onların dediği oluyorsa demokrasi var. Aksi oluyorsa totaliter rejim söz konusu.
5 anayasa profesörü, hiç kimseye saygı duymuyorsalar bile yine en az yarısı kendileri gibi profesör olan ve seçimlerde oy kullanan meslektaşlarının görüşüne itibar ediyor olmalıydılar. Alemdaroğlu'na oy veren arkadaşlarını nasıl da kolayca harcayabiliyorlar. Daha da ilginci oy vermeyenleri demokrasi havarisi ilan etmeleri!..
Son rektörlük seçimi, kariyeri ne olursa olsun, hırsın insanları hangi noktalara getirebildiğini göstermesi açısından çok önemli bir sınav oldu. Bir anlamda herkesin gerçek yüzü ortaya çıktı!..
Özetin özeti: Seçim bitti, şimdi iş zamanı. Evet Sayın Alemdaroğlu, sizi artık kısır tartışmaların tarafı olarak değil, bilimsel üretkenliğin, özerk üniversitenin ve demokratik kurumsallaşmanın yükselen sesi olarak görmek istiyoruz. Gözümüz hep üzerinizde olacak!..