İlköğretim 6, 7 ve 8’inci sınıflara uygulanan Seviye Belirleme Sınavı‘nın (SBS) eğitim adına bir “yüz karası” olduğunu anlamak için daha ne kadar mağdur yaratması gerekiyor?
Hüseyin Çelik’in otomatik pilota bağladığı sistemde hemen her şey yanlış. Sistem çökmüş durumda. Yüz binlerce öğrencinin hakkı gasp ediliyor. Ama bu yanlışa dur diyen yok.
Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, veli, öğretmen, öğrenci, dershaneci kimi bulursa, bu konuyu konuşmalıdır. Ondan sonra da gereğini yerine getirmelidir.
İşte sorgulanması gereken konular:
- ÖSS’deki özgürlük anlayışı ile SBS’deki özgürlük anlayışı birbirinden farklı mı? ÖSS’de sınav esas alınırken SBS’de hiç de objektif olmayan okul puanlarının ağırlığı neden bu kadar yüksek ve yanlış uygulanıyor? İşte size bir örnek: SBS 8’lerde 19 yanlışı olan bir öğrenciye okul başarı puanı adı altında artı 21 puan verilirken, 4 yanlışı olan bir başka okuldaki bir başka öğrencinin 3 puanı düşürülüyor. Böyle adaletsizlik olur mu?
- MEB, SBS sonuçlarını olduğu gibi okul puanı eklenmiş Ortaöğretim Yerleştirme Puanı (OYP) sıralamalarını da neden açıklamıyor? Kim, sınavda kaçıncı sıradaydı? Notlar eklendikten sonra kaçıncı sıraya düştü? Bunların bilinmesinden neden çekiniyor? Örneğin, önceki gün açıklanan SBS 6’larda soruların tümünü yapan 8 öğrenciden 4’ü neden şampiyon olamadı?
- Bir başka örnek bu yılın SBS 8’lerine ait. 495-500 aralığındaki 121 öğrenciden 79’u OYP listesinde yok. Bu öğrencilerin Galatasaray’a, İstanbul Lisesi’ne girme hakkı kim tarafından, nasıl gasp edildi? Aşağı dilimlere inildiğinde, okul başarı puanı adı altında, sınavda düşük puan alanlara, şişirilmiş notla avantaj sağlama işleminin nasıl devasa boyutlara ulaştığı çok daha çarpıcı bir şekilde ortaya çıkabiliyor. Örneğin, 350-355 puan aralığında tam 1097 öğrenci, okul başarı puanı mağduru olarak alt sıralara düştü. Peki bakanlık şişirilmiş notlara yönelik nasıl bir araştırma yaptı ya da bir yaptırım uyguladı? Koskocaman bir hiç.
- SBS getirilirken, bu sınavla okulların başarılarının da ölçüleceği ve ona göre önlem alınacağı açıklanmıştı. Peki bugüne kadar başarısız okullar hakkında ne gibi bir işlem yapıldı? Yine koskocaman bir hiç.
Başarı dibe vurdu
Eğitimde gelinen noktayı, sınav sonuçlarından daha çarpıcı bir şekilde hiçbir şey ortaya koyamaz. Hiç uzağa gitmeden bakanlığın kendi yaptığı sınavlara bakalım ve eğitim seviyesinin ne hale geldiğini bir önceki yıla göre değerlendirelim.
Geçen yıl 6. sınıflara uygulanan SBS’de, soruların tümünü yapan 829 öğrenci çıkmıştı. Bu yıl bu rakam sadece 8. Geçen yıl matematik ortalaması 16 soruda 4.59 iken, bu yıl 2.38’e indi. Yani yüzde 100’lük bir düşme söz konusu. Diğer derslerde de durum farklı değil. Nasıl bir sistem ki başarı oranı düştükçe düşüyor?..
Tesadüf mü?
Önceki gün açıklanan 2009 SBS 6’ların sonuç analizlerine bakıldığında, bir nokta çok dikkati çekiyor. 16’şar sorunun sorulduğu Fen ve Sosyal’de, standart sapmalar çok farklı olmasına rağmen, ortalamalar her ikisinde de 6.39. Test ortalamaları yüzdesi de 39.94. Bu kadar tesadüf olur mu? Hiç inandırıcı gelmese de olmuş!
Milli Eğitim Bakanlığı, sınav sonuçlarıyla ilgili her türlü bilgiyi, tıpkı ÖSYM’nin yaptığı gibi, bakanlığın internet sitesinde yayımlamak zorunda. Veliler, nasıl bir sınav ucubesi ile karşı karşıya olduğunu görmeli, çocuklarının geleceklerinin nasıl çalındığının farkına varmalı ve ona göre hareket etmelidir.
Peki öğrencilerinin hakları, göz göre göre gasp edilirken, okul yöneticileri, öğretmenler, bu konuda milyarlarca dolar kazanan dershaneler, muhalefet partileri, eğitim fakülteleri ve medya nerede?
Ara ki bulasınız...
Özetin özeti: Çocukların hayallerini çalmaktan daha vebali yüksek suç olamaz. Ama bunu yapanların yüzü zerre kadar kızarmıyor...