Antalya, tarımın, turizmin, kültürel zenginliklerin başkenti. Ama aynı zamanda eğitimin de başkenti. ÖSS ve OKS’de en başarılı illerden biri. Diğer alanlardaki zenginlikleri, eğitime olan ilgiyi köreltmenin aksine, daha da pekiştiriyor. Aslında yumurta-tavuk ilişkisi gibi. Pek çok zenginliği bir arada yaşadığı için mi eğitimde başarılı? Yoksa eğitimde başarılı olduğu için mi tarımda, turizmde, ticarette, sanatta böylesine ileri?..
Antalya’dan bir hafta içerisinde iki sevindirici haber geldi. Diğer kentlerin pek çoğu bir vakıf üniversitesi kuramazken, onlar iki yeni üniversite için çalışma başlattı. İlki Alanya’dan, ikincisi Antalya’dan. Alanya’dakini Hamdullah Emin Paşa ve Haremi Hatice Tahire Hanım Vakfı, Antalya’dakini ise Antalya Kültür ve Eğitim Vakfı kuruyor.
Darısı diğer illerimizin başına...
Vakıf üniversiteleri?
Vakıf üniversiteleri, dışarıdan, tek tip gibi görünüyor. Ama biraz yakından izlediğinizde, farklı yapılanma içerisinde oldukları dikkat çekiyor. Devlet üniversiteleri gibi vakıf üniversitelerini de üç farklı grupta toplamak mümkün değil. Öylesine değişik amaçlarla kurulup kök saldılar ki anlayana aşk olsun. Koç, Sabancı, Bilkent, Işık gibi köklü bir geleneğe sahip olanlar diğerlerinden bir adım ötede duruyorlar. TOBB Ekonomi, İstanbul Ticaret, İzmir Ekonomi gibi ticaret odalarının açtığı üniversitelerin kuruluş amaçları ve yapılanmaları da diğerlerinden çok farklı. Başkent, Kadir Has, Yaşar, Hüsnü Özyeğin gibi üniversiteler ise, işe çok iddialı başlayanlardan. Başkent ve Kadir Has çok yol kat etti. Ama aynı şeyi, Yaşar ve Özyeğin için söylemek mümkün değil. Kafalarındakini bir türlü gerçeğe dönüştüremiyorlar.
Sayıları 30’u bulan vakıf üniversiteleri içerisinde, gerçek anlamda belki de tek vakıf üniversitesi Işık. 125 yıllık bir vakıf geleneğine sahip. Diğer pek çok üniversite gibi patronajlı değil. Yönetim babadan oğula geçmiyor. Arkasında büyük holdinglerin desteği de yok. Kendi yağlarında kavrulmak zorundalar. İyi eğitim en büyük referansları. Alanya’da kuruluş çalışmaları devam eden üniversite de bir anlamda böyle. Ama sanki daha en başında “paragöz” mihmandarlarının eline düşmüşler.
Bilgi gibi kafası karışık üniversiteler de var, dershanecilikten ve özel okul sahipliğinden üniversiteye geçenler de var. Ama en ilginç olanı, milyonlarca dolarını, işlerini daha büyütmek için farklı yatırımlara değil de eğitime yönelten işadamları. Kendilerini kutlamak gerekir.
Doğramacı ve Haberal gibi, üniversite kökenli hocaların kurduğu üniversitelerin sayısı da her geçen gün artıyor. Ufuk, Haliç, Bilim Üniversitesi bunlardan bazıları.
Hükümet, son zamanlarda, devlet üniversitelerinde bulamadığı desteği ve sıcak ilgiyi, vakıf üniversiteleri üzerinden sağlamaya çalışıyor. Bir kısmı buna çoktan hazır. Ama mesafeli duranların sayısı da az değil. Yeni birtakım yapılanma içerisine girmelerinin altında yatan neden de bu. Al gülüm ver gülüm yapılmak isteniyor. Desteğe karşılık, destek. Bakalım sonu nereye varacak?..
Unutanlar için hatırlatmakta yarar var. İşte vakıf üniversitelerimiz:
Acıbadem (İst.), Atılım (Ank.), Bahçeşehir (İst.), Başkent (Ank.), Beykent (İst.), Bilkent (Ank.), Çağ (Mersin), Çankaya (Ank.), Doğuş (İst.), Haliç (İst.), Fatih (İst.), Işık (İst.), Arel (İst.), Aydın (İst.), Bilgi (İst.), Bilim (İst.), Kültür (İst.), Ticaret (İst.), Ekonomi (İzmir), İzmir (İzmir), Kadir Has (İst.), Koç (İst.), Maltepe (İst.), Okan (İst.), Özyeğin (İst.), Sabancı (İst.), TOOB (Ank.), Ufuk (Ank.), Yaşar (İzmir), Yeditepe (İst.)
Görüldüğü gibi, çoğu İstanbul’da. Antalya’da yeni üniversiteler açılması işte bu yüzden sevindirici!..
Genç Bakış
Genç Bakış bu gece Mersin Üniversitesi‘nde. Parti kapatma, demokrasi ve hukuk devleti ile ne kadar örtüşüyor sorusuna cevap arayacağız. Konuklarımız, partisi sık sık kapatılan, eski Adalet Bakanı Şevket Kazan, Türkiye Baralor Birliği Başkanı Özdemir Özok ve Anayasa Profesörü Süheyl Batum.