Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Abbas GÜÇLÜ

MİLYONLARCA gencin, yıllarca kabusu haline gelen üniversiteye giriş konusunda, her yıl yeni bir skandalla yüzyüze geliyoruz. Geçtiğimiz yıllarda, sahte belge düzenleyenlere, arkadaşını sınava sokanlara, milli sporcu belgesi alarak, onlar için ayrılan kontenjandan yararlananlara, Refah Partililer gibi hiç üniversiteye devam etmeden sahte mezuniyet belgesi düzenleyenlere, soruları el altından sızdırarak parayla satanlara, PKK, tarikat örgütlenmesiyle üniversiteye girenlere, yatay, dikey geçiş cambazlıklarına, çağrı cihazıyla kopya çekenlere rastlamış ve haber yapmıştık.
Ama bu kez, uyanık adayların, daha doğrusu uyanık velilerin, işi büyütüp, uluslararası boyutlara getirdiklerini görüyoruz. İşin sahtecilik yanı bir yana, önemli ahlaki yönleri de var. "Özel kontenjanlar" ne için konuluyor, kimler kullanıyor?..
Üniversite giriş sınavları, gençlerimizin önündeki en büyük engel. Başarılı olabilmek için yıllarca geceli gündüzlü çalışıyorlar. ÖSYM de, eleştirilecek pek çok yönü olmasına rağmen, mümkün olduğu kadar objektif ve güvenilir bir giriş sistemi uyguladığı için fazla sorun çıkmıyordu. Ama, sistem orasından, burasından delinmeye başladı. Önce Türki öğrenciler, ardından KKTC'liler, milli sporcular, okul birincileri derken normal öğrenci olmak sanki suç oldu.
İşin daha da garibi, ulvi amaçlar için konulan kontenjanlardan, hiç hakları yokken yararlananların, Ankara'da önemli mevkilere sahip olması...
KKTC yönetimi ve ÖSYM yetkilileri, bu belgeleri verenleri, hiç hak etmedikleri biçimde kullananları ve bile bile kabul edenleri, bir bir araştırarak en sert şekilde cezalandırmalıdır. Yoksa yol olur...
İngiltere'nin en büyük geliri, eğitimden. Sanayiden, turizimden daha fazlasını eğitimden kazanıyor. KKTC de tıpkı İngiltere gibi bir eğitim adası olabilir ve her yıl eğitimden milyarlarca dolar kazanabilir. Görüldüğü kadarıyla başka şansı da yok. Türkiye'nin arzusu da bu yönde. Ancak bugüne kadar yaşanan gelişmeler, KKTC'nin eğitim konusunu yeterince ciddiye almadığı şeklindedir.
Eğitim ciddi bir iştir. En ufak bir suiistimal bile güveni sarsar. Anne, baba ve gençlerin aradıkları en önemli konu ise güvendir. KKTC yönetiminin olaya bir de ticari açıdan değil de, güven ve ülkenin geleceği açısından bakmasında sonsuz yarar var.
Türkiye'deki üniversite rektörlerinin, KKTC'den yatay geçiş için gelen öğrenciler konusunda da yoğun şikayetleri var. Çok düşük puanlarla alınan öğrencilerin, bir yıl sonra aşırı yüksek not ortalamasıyla Türkiye'ye gelmeleri ve devamında dökülmeleri prestij erozyonuna uğramalarına neden oluyor.
Kolay girilen, kolay not alınan, kolay mezun olunan üniversite imajı, maalesef çok iyi eğitim yapanların imajını da zedeliyor. Buna kimsenin hakkı olmamalı.
Özetin özeti: KKTC ve TC, ileride daha fazla sorun yaşanmaması için bu konuyu ciddiye almak zorundadır.



Yazara EmailA.Guclu@milliyet.com.tr