Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Abbas Güçlü

Kişi başına 3.6 yıl eğitim ve ayda 213 dolar düşen bir ülkede çağı yakalamak mümkün mü? Hele hele bir de yüzde 100'lere varan enflasyon ve ardı arkası kesilmeyen siyasi istikrarsızlık söz konusuysa?..
Ortak cevabın ne olduğunu tahmin ediyorum. Böylesi bir ortamda böyle bir soru sormanın saçmalık olduğunu da kabul ediyorum. Ayrıca, 8 yıllık temel eğitimin, yasalara rağmen 24 yıldır savsaklandığını ve halen de savsaklanmaya devam ettiğini de biliyorum. Ama hiçbirşey, Türkiye'nin çağı yakalayabileceği inancımı ve olasılığını ortadan kaldırmıyor.
Türkiye, Özal'la birlikte faturası çok ağır da olsa, istenildiğinde, birşeylerin başarılabileceğini gördü, yaşadı ve inandı. İhracatta, telekomünikasyonda, turizmde, ulaşımda, sanayide ve daha pek çok alanda, olmaz denilen mucizeler gerçekleştirdi.
Ahlaki değerler yitirildi, alt ve üst gelir grupları arasındaki dengeler altüst oldu, mafyalar, çeteler güç odağı haline geldi, irtica ve tarikatlar altın çağını yaşadı ama, Türkiye de kabuğunu kırdı. Artık ne yurt dışına giden, ne de yurt dışından gelen şoka giriyor.
Ama bu arada tam bir çelişkiler ülkesi oldu. Bırakın doğu ile batı arasındaki farkı, İstanbulun birbirine komşu iki ilçesinden biri 21. yüzyıla hazırlanırken, diğeri hala ortaçağda kaldı.
Televizyonlarda hala İnek Şaban filimleri, Küçük İbo, Büyük İbo, Hülya Avşar şovları rating patlaması yapsa da, bilgisayardan, internetten, CD Rom, CD I'dan yararlananların sayısı çığ gibi artıyor.
TÜBİTAK'ın çıkardığı Bilim ve Teknik dergisi, Türkiye'nin en çok satan dergisi haline geldiyse, bu gelişmeye kimse dur diyemez.
Türkiye'ye artık mazeretlerin arkasına saklanan sıradan politikacılar değil, büyük düşünen vizyon sahibi yöneticiler lazım. Özal'la nelerin yapılması, nelerin yapılmaması gerektiğini öğrendik. Büyük düşünmeye evet, etik değerlerini yitirilmesine, hırsızlığa, irticaya hayır...
Bu çerçeveden bakıldığında, Devlet Bakanı Işın Çelebi'nin, "Her eve bir bilgisayar" projesi beni heyacanlandırmadı desem yalan olur. İçinizden "sen de mi hayale kapıldın" diyenleriniz çıkabilir. Ama ben hala, özelleştirmeden elde edilecek gelirle bunun mümkün olabileceği kanısındayım. Fakirlik edebiyatıyla yeterince zaman kaybettik. Artık iş zamanı. Türkiye, hem 8 yıllık kesintisiz eğitimi, hem de her okula, her eve bilgisayar projesini gerçekleştirebilecek mali ve fikri altyapıya hazır. Yeter ki ufku açılsın!
ABD eğitim bütçesinin çoğunu yetişkinlerin eğitimine harcıyor. Her okula, her eve bilgisayar onların da hayali. Böylece, sadece öğrencileri değil, anne babaları da gelişmelerin içine alabilecekler.

Yazara EmailA.Guclu@milliyet.com.tr