Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Diyalog Okullar yarım gün eğitim yaptığından, yakın akrabası olmayanlar için, çocuklarını bırakacak yer bulmak, zorun da ötesinde imkânsız.Kreş, anaokulu ve kolej ücretleri çalışan annelerin ücretlerinin bir hayli üstünde. Tam gün eğitim yapan okulların sayısı ise çok sınırlı. Ama bu konuda seçim bildirgelerinde neredeyse hiçbir şey yok. Oysa çalışan anne babaları yakalamak için, "Tam gün eğitim yapan okulların sayısını, fazlasıyla artıracağız" yönünde bir cümle konulsaydı, milyonlarca öğrenci ve velinin gönlü kazanılabilirdi.İki bini aşkın ilköğretim okulunun bulunduğu koskoca İstanbul'da sadece 15 tane Etüt Beslenme İlköğretim Okulu bulunuyor. Ve önlerinde çok uzun kuyruklar var. Sabah 09'dan akşam 18'e kadar eğitim yapan bu okullara girmek, üniversiteyi kazanmaktan daha zor. Kurayla öğrenci alıyor. Başvuru için anne babanın çalışması zorunluluğu var. Sınıf mevcutları da 30-35 arasında değişiyor. OKS'deki başarı oranları da bir hayli yüksek. Üstelik ücretsiz. Yani herkesin çocuğunu göndermek için can attığı okullar.Ama nedense bu okulların sayısı artırılmıyor. Bunun, özel kreşlere ve kolejlere öğrenci akışını artırmak için olduğunu iddia edenler var. Doğruluk payı da yok değil. Yoksa, koskoca Milli Eğitim Bakanlığı için büyük kentlerdeki, tam gün eğitim yapan okulların sayısını artırmak pek zor olmaz.Daha seçimlere bir ay var. Henüz her şey bitmiş değil. Bir parti ortaya çıkıp bu konuda güvence versin, biz de alkışlarız... Özellikle büyük kentlerde yaşamak her geçen gün daha da zorlaşıyor. Bu yüzden, sadece babaların değil annelerin de çalışması olmazsa olmaz hale geldi. Ama ya çocuklar? İşte çalışan anne babaların en büyük sorunu onlar. Milli Eğitim Bakanlığı, OKS'deki tartışmalı sorulara, ben yaptım oldu mantığıyla yaklaştı. Bu konudaki eleştirileri kulak ardı eden bakanlık, sonuç analizlerini bile beklemeden, benim sorularım doğru açıklaması yaptı. Oysa binlerce itiraz söz konusu. Hem de konunun uzmanlarından. Bu yüzden en azından, söz konusu tartışmalı soruları, öğrencilerin nasıl cevaplandırdığına bakıp, ölçme değerlendirme özelliği zayıfı ise değerlendirme dışı bırakması gerekirdi.OKS benzeri test sınavlarında, bilgilerin doğruluğu kadar, soruların test tekniğine uygun olarak hazırlanması da çok önemli. MEB'in yanıldığı nokta işte bu. İyi işlemeyen bir soru, en az yanlış bilgiye dayalı sorular kadar iptali gerektirir. Tartışmalı sorular Seçim beyannamelerinde eksik kalan konulardan biri de öğrenim haklarına yönelik. Herkese öğrenim hakkı gibi genel kavramların ötesine geçip gidebildiğiniz yere kadar öğrenim hakkı güvencesi olmalıydı. Örneğin, yüksek lisan ve doktora yapacak olanlara da her türlü desteğin sağlanacağı özellikle vurgulanmalıydı. Hem de yurtiçi, yurtdışı fark etmeden. Önceki gün, ABD ve İngiltere'deki çok iyi üniversitelerden kabul alan iki gencin burs arayışı içinde olduklarını yazmıştım. Kısmi de olsa burs bulamamaları halinde gidemeyeceklerini duyurmuştum. Ama nedense yeterli ilgiyi görmediler. Babalarının ille de bakan ya da başbakan mı olması gerekiyor!Onca üniversite açıldı. Doktoraya giden her öğrenciyi baş tacı etmek gerekirken, selam bile vermiyoruz. Ne acı!İktidar adayları bu konuda da proje geliştirmek zorunda. Birkaç yüz öğrenciyi yurtdışına göndermekle bu sorun çözülmez. Akademik kariyeri destekleyen özel bir fon yaratılmalı ve işadamlarından vakıf üniversitelerine, devletten piyango şirketlerine kadar herkes bu fona akar yaratmalıdır. Ülkemizin geleceği açısından bu çok önemli.Özetin özeti: Eğitime, gençliğe, bilime, velilere yönelik o kadar çok ayrıntı var ki! Garip olan, bunlara çözüm üretme yerine, havanda su dövülmesi.. aguclu@milliyet.com.tr Yurtdışı bursları