9. Cumhurbaşkanı Demirel’i, son yıllarda, bayramdan bayrama da olsa mutlaka arıyorum. Her defasında da çok şeyler öğreniyorum.
Öğrencilik yıllarında çok kızardım. Başbakanlığı hep tartışmalı oldu, Ama cumhurbaşkanlığı döneminde bambaşka bir Demirel ile karşılaştık. Aklın ve sağduyunun sesiydi.
Kendisini Genç Bakış’ta defalarca konuk ettik. Her defasında birikimine, sakinliğine, hemen herkese verdiği değere, mütevazılığına ve tükenmek bilmeyen enerjisine, gayretine derin saygı duyduk.
Bayramda Antalya’daydı. Genç Bakış’ı sordu. Bu gece başlayacağımızı söyledim. “Parçalanmış bir gençlik seni bekliyor. Aman dikkatli ol” dedi. Siyasetin kamplara bölündüğünü, gençlerin de bundan etkilendiğini belirten Demirel, “Parçalanmışlık, bölünmüşlük, kimseye bir yarar getirmez. Hele hele ülkeye hiç getirmez” uyarısında bulundu.
Epeyce ara verdiniz, peki bir daha ne zaman programımıza konuk olacaksınız sorumuza verdiği cevap ise fazlasıyla politikti:
“Hele bir başlayın, yolda, belde biz de size katılırız.”
Demirel çok haklı. Ankara’da sesler yükseldiğinde, bu, anında üniversitelere yansıyor. İktidar ile muhalefet partileri arasındaki derin görüş ayrılıkları ve kamplaşma, maalesef öğrencileri de fazlasıyla etkiliyor.
Bu konuları en iyi Demirel bilir. Yarattığı tahribatı da. Bu yüzden olsa gerek cumhurbaşkanlığı dönemi ve sonrasında en çok dikkat çektiği konu hep birlik, beraberlik ve tolerans oldu.
Üniversiteli arkadaşlarımıza güveniyoruz. Ülke sorunlarına dün olduğu gibi bugün de sahip çıkacaklar. Ama kavga etmeden. Birbirlerinin görüşlerine saygı duyarak...
Genç Bakış’ta bu gece, yeni öğretim yılı ve ona paralel sorunlar ele alınacak. Saatimizi sormayın. Yine gece yarısı. Ne yapalım, dizilerden, yarışmalardan ancak sıra geliyor. Önceliğiniz onlarmış. Reytingler öyle söylüyor!..
Ziraatçı öğretmenler
Okullar yarın açılıyor. Milyonlarca öğrenci ders başı yapacak. İki milyondan fazlası, zaten geçen hafta okullu olmuştu.
Bu arada kadrolu, sözleşmeli, ücretli olmak üzere 600 bini aşkın öğretmen de yeni öğretim yılını heyecanla bekliyor.
Hükümetin yanlış eğitim politikaları nedeniyle, çocuklarınız yarın, çok farklı öğretmenlerle karşılaşabilir.
Dün, bir ilçemizde ücretli öğretmenliğe atanan öğretmenlerimizin mezun olduğu yükseköğretim programlarına baktım. Şoke oldum. İçlerinde açıköğretim mezunları da vardı, 4 yıllık fakülte mezunları da, ama büyük çoğunluk, iki yıllık meslek yüksekokulu mezunlarından oluşuyordu. İşte yarın minnacık öğrencilerden çoğunun karşısına öğretmen olarak çıkacak ücretli öğretmenlerden bazılarının mezun oldukları alanlar:
El Sanatları, İnşaat, Maden, Tıbbi Laboratuvar, Süt Ürünleri, Büro Yönetimi, İlahiyat, Elektrik, Tekstil, Motor, Bankacılık, Bahçe Ziraatı, Veteriner, Jeoloji, İşletme, Muhasebe...
Anlaşılan o ki iktidar ücretli öğretmenlik modeliyle meslek yüksekokulu sorununu da çözmüş gözüküyor.
Kendi alanlarında iş bulamayan meslek yüksekokul mezunları, özellikle Anadolu’da ücretli öğretmen açığını kapatıyorlar. Ya onlar olmasaydı!..
Bu arada YÖK, ÜAK ve üniversite rektörlerinin söylemlerine göre, meslek yüksekokulu mezunlarının yüzde 80’den fazlası standartların çok altında. Dünya Bankası projesiyle desteklenen meslek yüksekokulları dışındakiler vasatın altında.
Pek çoğu diğer liselerden hiçbirine giremediği için meslek liselerine girdi, fazla bir şey öğrenmeden de mezun oldu, sınavsız geçişle meslek yüksekokullarına girdi ve akademik titrlı hiçbir öğretim üyesinden ders almadan mezun oldular. Ve şimdi de öğretmen olarak öğrencilerin karşısındalar...
Hemen hepsinin de çok iyi niyetli olduğundan hiç kuşkum yok. Dört elle işe sarılacak, başarılı olmak için olağanüstü gayret gösterecekler. Ama öğretmenlik öylesine zor bir meslek ki, kendilerine sabır diliyoruz. Öğrencilerine de şans. Belki bu arada bir meslek öğrenirler!..
Özetin özeti: Öğretmen sorunu çözülmeden, eğitimin sorunları çözülmez. Onu çözmeye de sanki kimsenin niyeti yok!..