Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Görünen o ki, daha uzunca bir süre dershanelerle yatıp, dershanelerle kalkacağız.
Peki bu konuda kim haklı, kim haksız?
Daha da önemlisi, tüm bu tartışmaların eğitime ve çocuklarımıza sağlayacağı katkı ya da dezavantajlar neler?
Şuana kadarki tartışmalara bakıldığında ne eğitim düşünülüyor ne de öğrenciler.
Peki bu süreçte doğrular ve yanlışlar neler?
İşte bazı satır başları:
- Dershaneler oldu bittiye getirilerek kapatılıyor gibi olsa da bu konu kırk yıldır konuşuluyor. Bu konuda ne hükümetler ne de dershaneler yapıcı öneriler getirebildi. Kapanmaları 5 yıl sonraya ertelense de değişen bir şey olmayacak...
- Sınavlar ve eğitimde fırsat eşitsizliği olduğu sürece dershaneler var olmaya devam edecek. Peki bu yönde, yani dershaneleri doğuran sebepleri ortadan kaldırıcı inandırıcı çabalar var mı?..
- Dershanelerin eğitime sağladığı katkı, harcanan kaynakların yanında devede kulak kalır.
- Okula dönüştürülmeleri doğru bir proje mi, kesinlikle hayır. Çünkü özel okul kontenjanlarının yarısı boş!
- Dershane sorunun çözecek olan siyasiler değil, doğru sınav sistemleri oluşturacak olan MEB, YÖK ve ÖSYM’dir. Ama bu onların umurunda bile değil. Şu ana kadar dershaneye olan bağımlılığı artırmanın ötesine geçemediler.
- Eğitimin bütünü ele alınmadan sadece dershanelere yönelik bir düzenlemeye gitmek var olan sorunları daha da artırır.
- Dershaneler kapanmamalı mı? Kesinlikle kapanmalılar. Ama daha önce onları doğuran sebepleri ve yerine getireceğimiz sistemleri konuşmak gerekmez mi?..