Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Abbas GÜÇLÜ

Paranın dini, imanı olmaz derler. Galiba sahtekarlığın da öyle. Eskiden sınav sahtekakarlığı, para için yapılırdı. Sonra örgüt işine dönüştü. Önce PKK, militanlarını üniversitelere yerleştirmek için özel birimler kurdu, şimdi de islimi örgüt ve tarikatlar aynı işi yapıyor.
Konuyu yakından araştıranların çizdiği tablo ürkütücü. Üniversitere sahte belgelerle giren binlerce öğrenciden söz ediliyor. Yine aynı şekilde üniversite sınavlarına hiç girmeden, bir gün bile fakülteye gitmeden sahte üniversite diplaması sahibi olan binlerce kişinin varlığına kesin gözüyle bakılıyor. Yurdışına hiç gitmeden parayla alınan üniversite diplomaları da elden ele dolaşıyor. Dahası alınan diplamalar, devletin en üst kademelerine kadar sunulup, kabul görüyor. Arada yakalanan örnekler, buzdağının su üstünde görünen kısmı.
Sahtekarlıkların çoğu, ne tasadüfse Mehmet Sağlam'ın YÖK Başkanlığı yaptığı dönemde başladı, bakanlığı döneminde de yaygınlaştı. Yine ne tesadüftür ki, üniversiteye hiç devam etmeden diploma alan RP'li gençlerin adres olarak gösterdikleri fakülte de, Sağlam'ın kurucu dekanlık yaptığı bir yükseköğretim kurumu.
Sağlam'la ilgili gelişmelerin hepsi tesadüf olabilir. Ama Sağlam'ın yapmadığı, en önemli eksiklik, denetimdi. Sağlam, YÖK Başkanlığı koltuğunu boşaltıp, Kemal Gürüz bu koltuğa oturunca, daha önce örtbas edilen sahtekarlıklar bir bir ortaya çıkmaya başladı.
Sahtekarlığın büyüğü, küçüğü, örgütlüsü, örgütsüzü olmaz. Sahtekarlık, sahtekarlıktır. Ve kesinlikle göz yumulmaması gerekir. Hele bu sahtekarlıklar, milyonlarca gencin geleceğini, birinci derecede ilgilendiriyorsa...
Siz, sonuçta kazanıp, kazanmayacağınız hiç bilmeden, gecenizi gündüzünüze katıp, aylarca, yıllarca çalışacaksınızı. Yemeyecek, içmeyecek, oynamayacak bütün gücünüzü sınavlar için harcayacaksınız, sonra birileri çıkıp bu konuda sahtekarlık yapacak, birileri de buna göz yumacak. Bu durum hiç bir ahlak anlayışına sığmaz. Gerekçeleri ne olursa olsun yapanları esefle kınıyoruz.
YÖK Denetleme Kurulu'nun çok yönlü başlattığı çalışma, tamamlandığında, öylesine şaşırtıcı bir tablo çıkacak ki, "bu kadarı da olmaz" demek ihtiyacını hissedeceğiz. REFAHYOL yöneticilerini, kendi dönemlerinde, kendi isimleri de kullanılarak gerçekleştirilen bu sahtekarlıkların üzerine gitmeye davet ediyoruz. Yoksa yıpranan sadece kendileri değil, öğretim kurumlarımız da olur ki, bunada hakları yok...
Sahte diploma olayını, yıllarca önce eczane açmak isteyen sahtekarlar başlatmıştı. Dallandı, budaklandı, örgütlendi ve bugün her diplomaya şüpheyle bakılır konuma geldi. YÖK ve Devlet Personel Dairesi'nin yanısıra işletmeler de, kendi içlerinde son 10 yılda ellerine ulaşan diplomaları bir incelemeye alsa, neler çıkacak neler...
Yazara EmailA.Guclu@milliyet.com.tr