Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Hemen her meslek türünde enflasyon yaşanıyor. Bu gidişle çok yakında doktor ve diş hekimi enflasyonu da yaşanırsa, hiç şaşırtıcı olmaz.

Eczalık diplomaları işe yaramayalı çok oldu. Mühendisler, İİBF’lilerle birlikte, işsizler sıralamasının en başında yer alıyor. Diğer mesleklerde de durum farklı değil!

Adana Diş Hekimleri Odası Başkanı Dt. Fatih Güler, bu konu da dertli mi dertli:

“Diş hekimliği fakülte sayısı 84’e ulaştı. Fakültelere girişte, son alınan öğrencinin sıralaması 89 binlere geldi. Hacettepe Diş Hekimliği’ne giren bir öğrenci 33,5 matematik sorusu yaparken; KKTC’deki bir üniversiteye giren öğrenci 18 matematik yapıyor. Her ikisi de Diş Hekimi unvanına sahip olarak mezun oluyor. Maalesef, özellikle KKTC’deki üniversitelerden mezun olan diş hekimleri staj gruplarında, yeterli sayıda hasta bakmamakta, gerekli bilgi ve donanıma sahip olamamaktadır. Böyle bir hekimi, direkt hasta önüne çıkarmak, telafisi mümkün olmayan sonuçlara yol açmaktadır. Çözüm, diş hekimliği fakültelerine girişe de mutlaka baraj getirilmeli ve yeni fakülte açılmasının önüne geçilmelidir. Sadece KKTC’de 7 diş hekimliği fakültesi var ve burada okuyan öğrencilerin, yeterince hasta bakarak mezun olması mümkün değildir. Hekimlik mesleği, son derece zor bir eğitimle ortaya çıkar. Sınavda başarı ortalaması bu kadar düşen öğrencilerle oluşan sınıflarda, diş hekimliği eğitiminin nitelikli olarak verilmesi mümkün değildir...”

Haberin Devamı

Güler, çok önemli bir konuya parmak basıyor. Dahası, KKTC’de böyle de Türkiye’de farklı mı? YÖK, umarız bu feryada kulak verir...

Kayıtlarda, bağış var mı, yok mu?..

İlk ve orta öğretimde kayıtlar olanca hızıyla devam ediyor. Üniversitelerde de bayramdan sonra başlayacak. Daha sonra ise okul hazırlıkları. Yani veliler açısından külfetli bir dönem. En can sıkıcı olanı ise zorunlu bağışlar! Varsa adı konmalı, yoksa da zorunlu olmaktan çıkartılmalı!..

Zorunlu bağış yerine, ikna yöntemiyle bağış alınsa, velilerin tepkisi bu kadar yoğun olmaz.

Okul yöneticileri ya da okul aile birlikleri, bu bağışların neden alındığını ve nereye harcanacağını, çok net olarak ortaya koyup, harcamaları da şeffaf bir şekilde ortaya koyacaklarını taahhüt etseler, eminiz ki, bu kadar tepki olmayacaktır...

Haberin Devamı

Hele bazı okullarda, ne kadar bağış, o kadar iyi öğretmen, dayatması var ki, bu bir eğitim kurumuna, hiç yakışmayacak bir davranış.

MEB, bu konuda bir genelge yayınlayıp, herkesin buna uymasını sağlamalıdır.

Şunu da çok rahatlıkla ve samimiyetle dile getirebilir:

Eldeki kaynaklarla, çocuklarımıza daha iyi bir eğitim ortamı hazırlamamız, mümkün değil. Kesinlikle zorunlu değil ama olanaklarınız ölçüsünde yapacağınız bağışlar, evlatlarımıza daha sağlıklı koşullar sağlamamıza yardımcı olacaktır...

İkamete dayalı kayıt sisteminde, o semtteki öğrencilerin kayıtları yapılması gerekirken, yüksek bağışlarla başka yerlerden de öğrenci alındığı, öteden beri hep iddia ediliyor. Kanıt olarak da okulların önündeki servis araçları gösteriliyor. Madem ki, hepsi bu mahallenin çocukları, o zaman bu servis araçları neyin nesi deniliyor!

Haberin Devamı

Haksız da sayılmazlar!..

Zor bir konu.

Dershanelere ve özel okullara gelince oluk oluk para akıtan velilerimizin, iş, devlet okullarına yardıma gelince, çok cimri davranmalarının nedeni, onlar mı yoksa okul yönetimleri mi? İyi araştırmak gerek. Ama bildiğimiz bir şey varsa, o da okullarda her zaman sıkıntı var ve bir şekilde onlara yardımcı olmamız gerekiyor. Ancak onların da olabildiğince samimi, şeffaf ve adil olmaları gerekiyor...

Umarız sancısız bir kayıt dönemi gerçekleşir...

Üretme, tüket!

Dünya lüks pazarını, Çinli Z kuşağı büyütecekmiş. Eyvah ki, eyvah! Japon gençleri de böyle, üretimden düşürülmüşlerdi!..

Çin Radyosu’na göre, Çinli gençlerin yerel ve küresel piyasalarda lüks malların satışlarını artıran yeni itici güç haline gelmesi bekleniyormuş. Çin’deki Z kuşağının, büyümeye olan katkısının yüzde 20’ye ulaşacağı belirtiliyor…

Ticaret hacmi keşke tüketerek değil de üreterek büyüse ya da paralel gitse! Kazanan gençler ve ülkeden çok, şirketler oluyor!..

Özetin özeti: Görünen o ki, üç maymunu oynamadan, mutlu olmak zor!..