Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Milyonlarca öğrenci yeni bir okul arayışı içerisinde.

Devlette aradığını bulamayanlar özel okul ya da vakıf üniversitesi peşinde.

Peki, böylesi bir alternatif denenmeli mi?

Parası pulu olanlar için eğitimden daha güzel bir yatırım olmaz.

Elbette düşünmeliler ama harcadıkları her kuruşun karşılığını aldıkları ya da alacakları okulu bulduklarında, kesenin ağzını sonuna kadar açmalı, para tuzağı olanlardan ise olabildiğince uzak durmalılar.

Anaokulundan üniversiteye, öğrenim ücretleri inanılmaz fiyatlara çıktı. Bir yıllık öğrenim ücreti yarım milyona dayananlar var.

Haberin Devamı

En ekonomik olanları bile en yüksek maaşla çalışanların bile altından kalkamayacağı boyutlara geldi.

Fiyatların nerede duracağı ise belli değil. Üniversitelerde yüzde 100’ün üzerinde ücret artışı yapanlar söz konusu.

YÖK, her ne kadar üniversitelere yönelik oyunu kuralına göre oynayın diye açıklamalar yapsa da şu ana kadar ciddiye alan yok gibi.

Böylesi bir ekonomik ortamda “Okula başladığımız ücret mezun oluncaya kadar geçerli olsun” isteklerinin hayata geçmesi de mümkün değil. Yoksa sistem hepten çöker.

İşte bu yüzden özel öğretim kurumu ya da farklı bir kentte öğrenim görmeyi düşünenler, her türlü ayrıntıyı düşünmek zorundalar. Yoksa derin hayal kırıklıklarının ötesinde derin ekonomik krizler yaşayabilirler.

Tercihlerde puan barajlarının kaldırılması görünen o ki çok az öğrenci dışındakileri ilgilendirmiyor.

Barajlı bölümlerin kontenjanları özellikle vakıf üniversitelerinde zor dolar. Diğerlerinde ise öncelikli tercihler devletten yana gözüküyor.

İleride ne işe yarayacağı belli olmayan bir diploma için o kadar zaman kaybı ve böylesine büyük bir yatırım boşuna diyenlerin sayısı bir hayli fazla. Bakalım kontenjanların ne kadarı dolacak?

Herkes iyi öğrenci peşinde

Zincir okulların hemen hemen hepsi farklı bir uygulama içinde.

Kimi anaokulunda aldığı öğrenciye, liseyi bitirene kadar öğrenim olanağı sağlıyor. Kimi de başarısından memnun olmadığı öğrencileri anında kapı önüne koyuyor.

Eğitim gibi okulları da sınav odaklı hale getirmek yanlışların en büyüğü olur ama maalesef hızla o noktaya doğru ilerliyoruz.

Haberin Devamı

Ortaokulundan dereceyle mezun olan kendi öğrencisini merkezi sınavda yeterli puan alamadı diye lisesine kaydetmeyen okullara ne demeli bilemiyorum.

Öğrenci senin öğrencin, karne ve diploma notları senin notların, sınavdaki başarı kadar da başarısızlık da seninken, puanı iyi olanlara kapıları sonuna kadar açıp, diğerlerine kapatmak haksızlıkların en büyüğü olur.

Eğitim kurumları iyi günde, kötü günde, her daim öğrencisinin yanında olmalı. Akademik anlamda başarılı olanı onore edip, diğerlerini dışlamak eğitimle bağdaşmaz.

Eğer ortada bir başarısızlık varsa, en büyük pay okulundur. Demek ki öğrencisini sınavlara iyi hazırlayamamış.

Dershane ve özel okul destekli öğrencilerin başarılarını sahiplendikleri gibi hemen her yıl kendilerine yüz binlerce lira ödeyen öğrencilerini de ortada bırakmamaları gerekir.

İleride hayatta kimin başarılı olacağı hiç belli olmaz!

Özetin özeti: Öğrencisine sahip çıkmayan okul, okul değildir.