Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

“Ekonomik devrim gerekiyor”
Haberin Devamı

Türk ve dünya ekonomisini, aile boyu ekonomi profesörü olan baba Erdoğan Alkin ve oğulları Kerem ve Emre Alkin’le masaya yatırdık. Kemerburgaz Üniversitesi’nde gerçekleşen Genç Bakış’ta, özellikle ekonomik sıkıntılarının yarattığı sosyal sorunlar ele alındı. Prof. Alkinler, bugünkü ekonomik modelle Türkiye’nin zıplayamayacağını ve gençlere iş bulunamayacağını vurguladılar. İşte programdan satır başları:

Erdoğan Alkin: İyimserim
- Vatandaş dünyanın her yerinde yakınır. Vatandaşın yakınması sağlık belirtisidir. Bütün vatandaşlar, ne güzel geçiniyoruz, hayatımız refah içerisinde diyorlarsa o toplumda bir hastalık vardır.
- Türkiye’de fakirlik sınırı altında yaşayan toplam aile sayısı yüzde 18. Bu çok vahim bir rakam. Fakat ABD’de de bu oran aynı.
- Benim yaşımda olanlar Türkiye’de döviz sorunundan çok korkarlar. Bu krizde dahi tek şüphemiz acaba tekrar dövizle başımız belaya girecek mi oldu. Hep kendimiz, durup dururken, ülke içinde siyasal maraza çıkartıp dövize hücuma meydan verdik. Ve 2001’de başımıza geldiği gibi döviz kurları 2 saatte olağanüstü rakamlara çıktı. Ama neyse ki 2001’de tokadı yiyip dersimizi aldık.
- Ucuzluğu getiren verimliliktir. ABD’de her şey Avrupa’dan da diğer ülkelerden de ucuz. Bunu sağlayan ABD’deki büyük verimlilik artışı.
- AB çok büyük bir siyasal projedir. Romantik ve mantıksızdır. Euro’nun icadı fevkalade erken bir olaydır.
- Belki de bizim AB’ye girmememiz hayırlı oldu. Yunanistan’ın durumuna düşebilirdik.
- Türkiye’de iktisat üzerine rakam yayınlayan 5 resmi kuruluş var; TÜİK, Maliye, Hazine, Devlet Planlama Teşkilatı ve Merkez Bankası. Bunlardan yalan rakam çıkmaz. Varsayalım ki Başbakan TÜİK’e enflasyonu biraz düşük gösterseniz olmaz mı diye bir ricada bulundu. Böyle bir şeyin duyulmaması mümkün değil. Ama yanlışlık olabilir.
- Gelir dağılımı bugün insanlığın bir dramı ve giderek siyasal bir soruna dönüşecek. En zengin ülkede de gelir dağılımı bozuk olabilir. Gelir dağılımının bir ülkenin zenginliği ve fakirliği ile hiçbir ilgisi yok.
- Ben Türkiye’nin geleceği için iyimserim. Anadolu’yu çok dolaşıyoruz. İnsanlarımızın ne kadar ihtiraslı ve azimli olduğunu görüyoruz. Anadolu halkı ezilmişliğini önlemek için zengin olmak, küçük
kobiden büyük fabrikaya geçmek zorunda.

Kerem Alkin: Büyümeden olmaz
- Hukukun etkin şekilde çalışmaması en kritik sorunumuz. Bugün ekonomi alanında yaşadığımız sorunların özünde de mahkemelerimizde birikmiş Çek Yasası dahil olmak üzere bir sürü konu var. Bu konuların bu noktaya gelmesini engelleyecek mekanizmaları oluşturamadığımız için Çek Yasası’nda hapisteki insanları kurtarmak ve mahkemelerde bekleyen 600 bin dosyayı bir şekilde halletmek istediğinizde bu defa da verdiği malın bedelini alamamış ticari anlamda mağdur olmuş insanları üzeceksiniz.
- Türk Silahlı Kuvvetleri ilerleyen süreçle ilgili olarak biraz çekingenlik içine girmiş durumda. Biraz endişeliler ve içlerine kapandılar. Türkiye’nin kendi coğrafyasında izlemekte olduğu ekonomi ve ticaret diplomasisi açısından TSK’nın çok fazla içine kapanması iyi bir şey değil. Vakur ve güçlü olması lazım.
- Küçük bir ekonomiyiz. Bu yüzden global krizde şanslı olduğumuz söylenebilir.
- Büyük ekonomi olmamız için yüzde 5,7 büyüme oranını yakalamamız lazım. 88 yılda ortalama 4.3 büyümeyle bugünlere gelmiş bir ülkeyiz. Oysa 5.6 büyüyebilirdik.
- Cari açık en kritik sorun. Biz iktisatta deriz ki; her kötülüğün anası cari açık, babası da bütçe açığıdır. Biz bütçe açığını çözdüğümüz için çok fazla etkilenmiyoruz ama başımıza bir de bütçe açığını sararsak evde bayağı huzursuzluk çıkar.
- Türkiye dünyadan iddialı bir ülke olabilmek adına uydu satın aldığında o uydunun kilogramına ödediği parayı ancak 6 ton tekstil satarak çıkarabiliyor.
- İkinci Dünya Savaşı’nda Almanya, Fransa bir nevi ABD’nin desteği ile bugünlere geldiler. Almanya ve Fransa için Euro Bölgesi ve AB projesinin başarısızlıkla sonuçlanması demek küresel siyasette Amerika’ya karşı tarihi bir mahcubiyet ve utanç yaşamaları anlamına gelir. Bu sebeple Almanya ve Fransa Amerika’ya karşı bu utancı yaşamamak için son kerteye kadar mücadele vereceklerdir.

Emre Alkin: Yeni model şart
- Enflasyon oranları doğru. Ama hayat pahalılığı farklı. Enflasyonla hayat pahalılığını karıştırmamak gerek.
- 4 kişilik bir ailenin ortalama yaşamsal harcamalara verdiği para 2290 lira. Durum böyleyse eğer gerçekten vahim. Sokakta ciddi bir sosyal patlama olması gerek.
- Biz Amerika’ya direk mal satan bir ülke değiliz. Amerika’ya mal satanlara, mal satan bir ülkeyiz. Dolayısıyla 2008’de ABD’de başlayan kriz en çok Avrupa’yı etkiledi. 2001 krizinden sonra biz çok dikkatli davrandık. Krediler çok dikkatli verildi ve batak kredi oranımız da çok düşük kaldı. O sebeple teğet geçti diyemem. Kriz bize çarptı ama bizim düşündüğümüz kadar şiddetli bir çarpma olmadı.
- Bir ürün üretildiği mecradan son tüketiciye gelene kadar aradaki aracılar, üstüne binen maliyetler, verginin vergisinin alınması, derken. Üretici de şikâyetçi, tüketici de aracı da. Bu nasıl bir ekonomik model?
- Biz hep ekonomi daha fazla mal üretirsen büyür diyoruz. Aslında pek öyle değil. Bana kalırsa katma değeri yüksek, şimdikinden daha az mal üreterek pekala da milli geliri büyütmek mümkün. Bunun için tabii insan kaynağı, iş dünyasının altyapısını, yatırım ortamını, argeyi vs geliştirmek lazım. Biz 40 yıldır böyle bir model üzerinde gidiyoruz. Bu ekonomik model bir siyasi tercih. Şimdi, madem ustalık dönemi ben hem Sayın Başbakan’dan hem bütün görevlilerden şunu istiyorum; yeni bir model koyalım ortaya, çünkü gençlere bu modelle iş bulmamız imkânsız. Bize devrim gibi yeni bir ekonomik model gerekiyor.
Özetin özeti: Ekonomistlere göre dünyada olup biten her şey ekonomik. O yolunda giderse, gerisi teferruat. Türkiye’nin en büyük sorunu ise ne dış borç, ne de cari açık! İşsizlik çok daha önemli ve bunun için yeni ekonomik model gerekiyor!..