Nasıl ki televizyon kanalları farklı zaman dilimlerini dikkate alarak kendilerini reyting şampiyonu ilan ediyorlarsa, liseler de üniversite giriş sınavına dayalı başarı sıralamalarında aynı yanıltıcı propagandayı yapabiliyorlar. Bir alanda başarılı olan bir lise sanki tüm alanlarda başarılı olmuş gibi kendini Türkiye'nin en iyi okuları arasında gösterebiliyor. Dahası aynı yanlışı bu konuda değerlendirme yapan diğer kişi ve kurumlar da sergiliyor.
Okulların başarısı çok farklı etkene bağlı. Üniversiteye giriş yüzdesini tek ölçü olarak ele almak hataların en büyüğü olur.
Öyle okullar var ki başarı oranları yüksek gözüksün diye öğencilerini hiç istemedikleri alanlara yönlendirebiliyor. Öyleleri de var ki toplama öğrencilerle lise son sınıf oluşturuyor. Bazıları ise üniversiteyi kazanma ihtimali olmayan öğrencilerini lise son sınıfa geldiğinde okuldan atıyor.
Göstermelik başarı listeleri sizleri yanıltmamalı. Örneğin Türkiye'deki okullar arasında üniversite giriş sınavında en başarılı olan okul İstanbul Atatürk ve Ankara Fen Lisesi. Ama yayınlanan listelere bakıyorsunuz ilk 3'te bile yoklar.
Eğer sınavdaki başarı söz konusuysa, öğrencilerin aldıkları ağırlıklı puanlara bakmak gerekiyor. Yani hangi okul Türkçe'de, Matematik'te ve diğer testlerde en iyi ortalamayı tutturmuş. Bu gözle bakıldığında Atatürk Fen Lisesi birinci sırada. Ama örneğin bir öğrencisi illede de Boğaziçi Bilgisayar dediği için 210 puanla açıkta kalmış. Oysa diğer okulların öğrencileri 170, 180 puanla bir yerlere girmişler. Bu durumda A okulunu başarısız, B okulunu başarılı göstermek hangi mantığa sığar.
Yine bu listeler hazırlanırken Robert, Galatasaray, İstanbul Erkek, Koç ve Alman Lisesi gibi dışarıya çok sayıda öğrenci gönderen okullara da haksızlık yapılıyor. Çünkü dışarıya gidecek öğrenciler için alınacak puanın bir anlamı olmadığı için sadece 120 puan barajını aşması yetiyor. Bu yüzden öğrenci tercih listesi bile vermiyor. Şimdi bu öğrencileri başarısızlar arasına koyarak okulun başarısını düşük göstermek ne kadar doğru olur?
Yine çok önemli bir kriter ise öğrencilerin kaçıncı tercihlerine girebildikleri. İlk üç tercihine girenle, son üç tercihine yerleşeni bir tutmak da elmayla armutu toplamak gibi birşey. Ayrıca bazı listeler de ÖSS barajını aşanlara göre yapılıyor ki bu da tam bir kandırmaca.
Bir de tabela okullar var. Hemen her kolej açmaya başladı. Kazanma şansı en yüksek öğrenciler bu okullarda toplanarak, sanki aynı ismi taşıyan tüm okullar başarılıymış gibi sunulmaya çalışılıyor...
Anlayacağınız okullar da artık özellikle paralı olanları velinin kafasını karıştırmak için her türlü yöntemi deniyor. Siz siz olun okul seçerken ya da falanca okullar iyi derken uzun uzun düşünün ve elinizde ciddi veriler olmadan karar vermeyin.
Aslında daha da önemlisi iyi bir okuldan ne anladığımız ve iyi bir okuldan beklentilerimizin ne olduğudur. Örneğin bana göre en iyi okul, beklentileri en iyi şekilde karşılayan okuldur.
Bakıryorsunuz ÖSS'de çok başarılı olan bir okul, yabancı dil ya da öğrencisine özgüven kazandırma konusunda çok başarısız bir grafik sergileyebiliyor...
Özetin özeti: Bir okulun başarılı sayılabilmesi için mezunlarının sınavlardaki ve bir üst öğrenim kurumundaki başarıları kadar hayattaki başarıları da çok önemli. Salt bir iki veriye bakarak bu okul başarılı ya da başarısız demek çok yanıltıcı olur!..