Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Fransızların sözde Ermeni soykırımı konusundaki tavrı hepimize ders olmalı. Fransız gazetecileri, Fransız işadamları, Fransız vatandaşları da Fransız politikacılardan farklı değil. Objektiflik, dürüstlük, bilime saygı, dostane ilişkiler hak getire. Varsa yoksa çıkarları...
Fransızlar böyle de, İngilizler, Almanlar, İtalyanlar, Amerikalılar ve diğerleri farklı mı? Alın birini vurun diğerine. Çıkarları söz konusu oldu mu, o bize dayattıkları kutsal değerleri, bir anda yerle bir oluyor.
Fransızlar, madem soykırım konusunda bu kadar duyarlılar, neden hemen yanı başlarındaki Almanya'yı Yahudi soykırımı konusunda sorgulamıyorlar? Haydi onlara gücü yetmiyor. Sırpların Boşnak soykırımı neden ilgilerini çekmiyor?..
Görünen o ki, soykırım falan Fransızların umurunda değil. Üstelik eğer tarihin derinliklerinde soykırım örnekleri arıyorlarsa hiç uzağa gitmelerine gerek yok. Başta Cezayir olmak üzere sömürge ülkelerinde ne yaptıklarına baksınlar yeter...
Bizim bu Fransız çirkefliğinden çıkaracağımız ders, her zamankinden çok daha güçlü olmamız gerektiğidir. Hem de her alanda. Üniversitelerimiz ve sivil toplum örgütlerimiz Ermeni ve Fransız yalanlarını çürütecek bilimsel araştırmalara hız verirken, Dışişleri de yutdışındaki vatandaşlarımızın çift pasaportlu olmalarını engelleyici değil, destekleyici olmalıdır. Sosyo ekonomik konularda ise işadamlarımıza çok iş düşüyor. Sporcuların, sanatçıların, yazarların, çizerlerin de yapacakları çok şey var...
Bir an için de olsa zamanı durdurup kendi kendimizi yeme yerine, gücümüzü, emeğimizi, birikimimizi, bize atılan kazıkları önlemeye yönelik olarak değerlendirmeyi denesek, nasıl olur?..

On binlerce genç, aylardır, yıllardır tayin bekliyor. Ama nedense Milli Eğitim Bakanlığı tam bir kapalı kutu. İnsanların yüreğine su serpecek en ufak bir açıklama yapmıyor. En fazla merak edilen konu; mart ayında yeni bir öğretmen alımı olacak mı, olmayacak mı? Olacaksa hangi branşlarda kimlerin ataması yapılacak?..
YÖK'ün üniversitelere gönderdiği yazıya göre sınıf öğretmenliğinin yanı sıra, en fazla ihtiyaç duyulan alanlar Türkçe / Türk Dili Edebiyatı ve Matematik öğretmenliği. 2001 yılı için 8 bin Türkçe, 4 bin de Matematik öğretmenine ihtiyaç var. Bu kadar öğretmeni ise eğitim fakültelerinden karşılamak mümkün değil. Onun için tezsiz mastır ve sertifika programları için start veriliyor. İlgilenenlerin tezsiz mastır ve sertifika programı düzenleyen üniversitelere başvurmalarında yarar var...

Güya üniversiteye başvuran aday sayısı azalacaktı. Ama 59 bin arttı. ÖSYM'den yapılan açıklamaya göre, bilgi kontrol formları adreslerine postalandı. Sanıyorum birkaç gün içinde ellerine ulaşır. Adayların bu formları dikkatlice gözden geçirmelerinde yarar var. En ufak bir yanlışlık, ki fazlasıyla oluyor, sınava girme şansını kaybetmelerine neden olabilir.
Adaylar, ayrıca salı gününden itibaren http://abkf.osym.gov.tr adresinden de kendileriyle ilgili bilgilerin doğruluğunu kontrol edebilirler...