Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Abbas GÜÇLÜ

ATATÜRK, Cumhuriyet'i ve ülkenin geleceğini, boşuna gençlere emanet etmemiş. Gerçekten de gençlerde çok iş var. 10 gündür, iki ayrı yarışma için gençlerden gelen yazıları okuyorum. Birinci seçmek öylesine zor ki!
Aydın Doğan Vakfı'nın her yıl İletişim Fakültesi öğrencileri arasında gerçekleştiridiği "Genç İletişimciler Yarışması", medyanın geleceği için ümit sinyalleri veriyor. Birbirinden ilginç röportajlar, çok yönlü derinlemesine araştırmalar ve her biri büyük gazetelerde yer alacak toplumsal haberler...
İletişim fakülteleri genelde dökülüyor. Ama içlerinden bireysel gayretlerle de olsa çok iyi öğrenciler çıkıyor. Yarışmaya katılanlar da onlar...
Daha öğrenciliklerinde böylesine yetenekli, becerikli gençler, neden daha sonra kaybolup gidiyor? Galiba kabahat biraz da bizde. Ya iyilere kapıları açmıyoruz, ya da mevcut hiyeraşi içinde koybolup gidiyorlar.
Sonuçlar yakında açıklanacak. Yazıları da yayınlanacak.
İşte yarışmaya katılan yazılardan bazılarının başlıkları:
Susurluk Dosyası, Yalnız Sebze Lütfen, Gökyüzünü İstiyoruz, İş Kazası'na Çare Yok mu?, Rating Rating Söyle Bana Birinci Kim?, Diyetin Pençesindeki Şişman, Belgesiz Toplum, Tarihsiz Kalır, Video mu, Televizyon mu?, Diyet Tuzakları, İnternetle Muhabbet, İsmet Paşa, Bir Azim Öyküsü...
İkinci jüri üyeliğimiz ise Türk Kadınlar Birliği İstanbul Şubesi'nce, lise öğrencileri arasında düzenlenen "2000'li Yıllara Girerken Eğitim" konulu kompozisyon yarışmasındaydı.
Gençlerin eğitimle ilgili tespitleri ve önerdikleri yöntemler öylesine samimi ve öylesine akılcı ki, neden hiç öğrencilerin görüşü alınmaz diye hayıflandım.
İşte yazılardan bir kaç pragraf:
"8 yıllık kesintisiz eğitim, içeriği değişmediği sürece çare değildir. Çare okullara gerçek anlamda eğitim ve öğretimi objektif olarak verebilecek branş öğretmenlerinin yetiştirilmesinde, çare okul kitaplarının içeriğinin yenileştirilmesinde, çare bilimde, çare tekniktedir.."
"2000'li yıllarda dini, siyaseti, ırkı olmayan sadece sevgi üzerine eğitim verecek bir anlayış isterim...Öğrenciler, papatya tarlaları içinde daima güneşe bakan çiçekler gibi olsun isterim..."
"Eğitim, düşünceden korkmamayı, düşünmekten zarar gelmeyeceğini yerleştirmektir. Ama bizde..."
Türk Kadınlar Vakfı, 1924'te Makbule Hanım tarafından kurulmuş, Mevhibe Hanım tarafından etkin hale getirilmiş. Cumhuriyet kuran, yaşatan gelenek, bugüne değin gelmiş. İdelojilerden uzak Türkiye için, cumhuriyet için, kadınlarımız, genç kızlarımız için birşeyler yapmak istiyor ve uygun bir yer arıyorsanız, bir görüşün derim.(Tel:0212.254 51 07)



Yazara EmailA.Guclu@milliyet.com.tr