Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Sanki bin yıldır dijital çağı yaşıyoruz. İnternet ve hele hele başta Google olmak üzere arama motorları hayatımızdan çıksa ne olur sorusunu sormak bile istemiyorum. Çünkü beynimiz zonklar...
Tekerden elektriğe, telefondan televizyona hemen her icat çok önemli. Ama hiçbirisi, hayatımızı böylesine esir almamıştı.
Eskiden aylarca beklenen mektupları, saatlerce beklenen telefonları sükunetle karşılayan bizler, şimdi ekran başında üç saniyelik bir gecikme yaşansa kıyametleri koparıyoruz...
İnternetle birlikte zaten pek çok alışkanlığımız tarih oldu. Görünen o ki bu listeye daha neler eklenecek. Alışveriş ve eğitim gibi doktor muayeneleri de sanal ortamda gerçekleşirse hiç şaşırtıcı olmaz. Zaten çoktan başladı diyenler mutlaka çıkacaktır. Doğru da. Ama benim anlatmak istediğim, tıpkı bankalara gitmeye hiç gerek kalmadığı gibi doktor muayenehaneleri ya da hastanelere çok zorunlu durumlar halinde sanki hiç gidilmeyecek olması. Her ne kadar, doktorlar, bu duruma çok kızsalar da...
Eğitimciler, sanal eğitime bir türlü ısınamadılar, sınıfın ve öğretmenin yerini hiçbir şeyin almayacağında ısrarlılar. Doktorların direnişi de bu yönde. Ve bakalım nereye kadar?..

En çok ne aranıyor?
Arama motorlarında hemen her şey aranıyor. Peki en çok ne aranıyor? Bu yönde de fazlasıyla araştırma var ama isterseniz gelin bugün sağlık alanında neler aranıyor ona bir göz atalım.
Yaşar Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ümit Atabek, internetin, tüm dünyada, başlıca sağlık enformasyon sağlayıcısı konumuna geldiğini belirterek, genellikle doktora gitmek yerine, önce Google’da arama yapıldığını, hastaneler ve doktorlar hakkında bilgi almak için internete başvuranların oranının yüzde 92 olduğunu söyledi.
Türkiye’de Google’da sağlıkla ilgili aramalarda, en çok aranan kelimeler de Zayıflama, Kalp ve Kanser olmuş.
Ve işin nerelere kadar varacağına geçmeden önce isterseniz gelin şu habere bir göz atalım:

Mevsime göre değişiyor
Sağlık alanında internette trend analizi yapan Social Touch tarafından geçtiğimiz yıl yapılan araştırmada, özellikle ilaçlarla ilgili enformasyon ihtiyacı için internet kullananların oranının yüzde 83 olarak saptandığını kaydeden Atabek, “Doktora değil de Google’a soruyoruz, ancak sorarken de daha önce soranların yanlış sorularıyla aratıyoruz.
Google Trends bize sağlık alanında eğilimlerin dönemsel değişimlerini gösterebiliyor. Bu aracı kullanarak, yaz mevsimi başlangıcında zayıflama, yaz boyunca güneş yanığı, kış mevsimi başlangıcında ise grip, bitkisel çaylar, soğuk algınlığı ile ilgili aramaların arttığı görülüyor. Bu eğilimler, toplumda sağlık enformasyonunun hangi konularda ve nasıl elde edildiğinin de göstergesi. Örneğin, zayıflama araması yapanların oranı, kanser ve diyabet araması yapanların iki katından fazla. Bu da sağlığa bakış açısını gösteriyor” dedi.

Önce internet, sonra doktor
5 yıl önce yapılan TÜBİTAK araştırmasına göre yaşlıların birinci enformasyon kaynağının televizyon olduğunun belirlendiğini kaydeden Yaşar Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ümit Atabek, özellikle genç ve eğitimli kişilerin enformasyon kaynaklarının ise internet olduğunu belirtti.
Atabek, “Şimdi hekime gitmeden önce başka bir şeye ihtiyaç duyuluyor. Bu ihtiyacı medya hevesle karşıladı. Önce televizyonlarda, sağlıkla ilgili şov programları vardı. Sağlık tanımı dahi medyatik olmaya başladı. Yeni kuşak ise televizyon yerine yeni medyayı, başta Google olmak üzere internet içeriklerini koydu. Artık insanlar hasta oldukları zaman ilk olarak internetin başına geçiyor. Bunu yaptıklarında ise genellikle çok yoğun bir bilgi yığınının etkisinde kalıp yanlış yönlendirilebiliyorlar. Sorun teknolojinin kullanılması değil, o teknolojinin nasıl kullanıldığı” diye konuştu.

Bilgi kirliliği
Günümüzde yaşamın her alanı tıbbileştirildiğini ifade eden Atabek, “Sağlık ve iletişim alanında önemli değişimler ve dönüşümler ortaya çıkıyor. Artık kimse sadece doktordan ya da sağlık kuruluşundan aldığı bilgilerle yetinmiyor. İnsanlar artık araştırıyor ve kıyaslıyor. Özellikle, hastalarıyla yeterli iletişim kurma becerisi bulunmayan hekimlerden tam olarak alamadıkları bazı bilgileri internetten ayrıntılı olarak elde edebiliyorlar. Bunlar olumlu gelişmeler. Ancak bu yeni iletişim düzeninin mutlaka kamusal bir izleme sürecini içermesi gerekiyor!..” diyor.
İşte bu nokta çok önemli çünkü internette bilgi kirliliği had safhaya geldi. Ne doğru, ne yanlış, hangi bilgi ne zaman girilmiş, kim girmiş hiç belli değil...
Özetin özeti: Dijital Çağ’da bilgiye ulaşmak her zamankinden çok daha hızlı. Ama doğru olanı ayırt etmek de bir kadar zor!..