Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Diyalog Necdet Hoca akademik kökenli. Siyasetten önce de üniversitedeydi. Şimdi de. Dikkat çekmek istediği nokta ise, türbana yönelik düzenlemelerin harp okulları ve polis akademisini de içine alacak şekilde düzenlenmesi.Harp okulları ve Polis Akademisi kanunlarına göre, tüm bu okullar birer yükseköğretim kurumu. Üniversiteler Arası Kurul'da temsilcileri var ve askeri hükümler dışında 2547 sayılı YÖK Yasası'na tabiler.Necdet Hoca'nın tedirginliği şu noktada başlıyor: Anayasa'ya "Kılık kıyafetleri nedeniyle hiç kimsenin yükseköğrenim hakkı engellenemez" şeklinde bir madde konulması halinde, bu kapsama Gülhane Askeri Tıp Akademisi (GATA), Kara, Deniz, Hava harp okulları ve Polis Akademisi de alınmak istenir...Dün bu çerçevede, harp okulları, polis akademisi kanunları ile YÖK ve Anayasa'nın ilgili maddelerini bir kez daha didik didik ettik. İlginç noktalar ortaya çıktı. İşte size Harp Okulları Kanunu'ndan iki madde:Madde 3: Yükseköğretim kurumları: Üniversiteler, yüksek teknoloji enstitüleri, harp okulları ve bunların bünyesinde yer alan fakülteler, enstitüler, yüksekokullar, konservatuvarlar, meslek yüksekokulları ile uygulama ve araştırma merkezleridir. Madde 9: Harp Okulu Komutanı, harp okulu ve bağlı birimlerinin bütün faaliyetlerinin yönetim, gözetim ve denetiminden sorumludur. Harp Okulu Komutanı profesör ise kendisi, değilse o komutanlıktan bir profesör Üniversitelerarası Kurul'un üyesidir. Şimdi bu iki maddeye göre harp okulları, GATA ve Polis Akademisi (onlarda da benzer maddeler var) yükseköğretim kurumlarımızın bir parçası.Ama Anayasa'nın 132'nci maddesi bu duruma engeldir diyen çıkabilir. Ona da bakalım:MADDE 132: Türk Silahlı Kuvvetleri ve Emniyet teşkilatına bağlı yükseköğretim kurumları özel kanunlarının hükümlerine tabidir. Şimdi bu madde, askeri okulları ve polis akademisini bir koruma altına alıyor mu, almıyor mu? Alıyor diyenler de var. Hayır, almaz diyenler de.Çünkü, Anayasa'nın 42'nci maddesindeki "Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz" cümlesi "Kimse, kılık kıyafeti nedeniyle yükseköğrenim hakkından yoksun bırakılmaz" şekline getirildiğinde, yükseköğrenim kapsamına giren tüm kurumlarda bu engel kalkar deniliyor. Bir başkalarınca ise en azından Anayasa'nın farklı maddeleri birbiriyle çelişir. Bu kafa karışıklığında ise bugünkü koşullarda harp okullarında olmasa bile polis okullarında türban yasağı kalkar yorumu getiriliyor.Ama en fazla dikkatimi çeken, Anayasa'nın 42'nci maddesindeki şu cümle oldu:"Eğitim ve öğretim hürriyeti, Anayasa'ya sadakat borcunu ortadan kaldırmaz."Hukukçulara göre, bu madde varken, diğer düzenlemelerle yol almak yine imkânsız hale gelebilir. Peki o zaman bu madde de gidecek mi?TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı AKP'li Burhan Kuzu, lisede türban tartışmalarına yanıt verirken "Eşcinsellerden de eşitlik ve evlilik hakkı tanınması için yoğun talep geldi. İstiyorlar diye verecek miyiz? Kamuoyu buna hazır değil" dedi. Ecevit Hükümeti'nin Milli Eğitim Bakanı Necdet Tekin, türban tartışmalarına farklı bir noktadan bakıyor. "Gelişmeleri endişeyle izliyorum" diyor. Benzer bir soru Genç Bakış'a konuk olduğunda Başbakan Erdoğan'a yöneltilmişti. O dönemde henüz başbakanlık koltuğunda oturmayan Erdoğan, zamanı gelince gereğini yerine getiririz diyerek umut vermişti: İşte o diyalog: Öğrenci: Bildiğiniz gibi Türkiye'de gey ve eşcinsel vatandaşlarımız var. Gey ve eşcinsel vatandaşlarımıza diğer Avrupa ülkelerinde olduğu gibi haklar vermeyi düşünüyor musunuz? Mesela evlilik hakkı gibi haklar tanımayı düşünüyor musunuz? Erdoğan: Öncelikle eşcinsellerin de kendi hak ve özgürlükleri çerçevesinde yasal güvence altına alınmaları şart. Zaman zaman bazı televizyon kanallarında, haberlerde görüyoruz onlara nasıl davranıldığını, bu çerçevede onların muhatap oldukları muameleleri insancıl bulmuyoruz...Özetin özeti: Ortalık çok karışacağa benziyor... aguclu@milliyet.com.tr Erdoğan ve eşcinsellere eşitlik