Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Lise ya da üniversitelerdeki yabancı dil hazırlık sınıfları kayıp mı yoksa kazanç mı? Bu konudaki tartışmalar yeniden alevlendi. Hüseyin Çelik anadolu liselerindeki hazırlık sınıflarını kaldırarak bu konudaki en büyük adımlardan birini attı. Ardından YÖK benzeri bir karar aldı.
Şu anda yüzlerce anadolu lisesinin sadece 12-13’ünde hazırlık sınıfı var. Üniversitelerde de tercihe bağlı hale getiriliyor. Süper liseler ise zaten tümüyle tarihe karşıtı.
Peki bir yıllık İngilizce, Fransızca ya da Almanca hazırlık sınıfı, bir ömür dikkate alındığında boşa harcanmış zaman mı yoksa geleceğe yönelik iyi bir yatırım mı?
Bunun tartışmak abesle iştigal diyenler mutlaka çıkacaktır. Ama uygulamalar hiç de öyle olmadığını çok somut bir şekilde ortaya koyuyor.
ODTÜ’ye, Boğaziçi’ne girip yabancı dille eğitime karşı çıkan kuşaklar yetişiyor. Yabancı Dille Eğitime Hayır kampanyaları yapıp, açılan her üniversiteye yabancı dille eğitim izni ve destek veren kurumlar türüyor.
Ortada öylesine çarpıcı uygulamalar var ki, ikiyüzlülüğün, aymazlığın her türlüsünü görebiliyorsunuz.
Türkiye’de aslında yabancı dille eğitim falan yapıldığı yok. Özel Türk ve yabancı kolejlerde sadece bazı dersler yabancı dilde okutuluyor. Bunların oranı da yüzde 35’in üzerinde değil. Yine aynı şekilde en iddialı üniversitelerimizde bile derslerin yarıdan fazlası Türkçe işleniyor. Zaten mezunları girdiği sınavlara bakıldığında yabancı dil düzeylerini yakından görmek mümkün.
Peki hazırlık sınıflarına ve yabancı dille eğitime karşı çıkanların en büyük argümanları ne? Neden buna karşılar?
- Yabancı dille eğitim sadece sömürge ülkelerinde yapılıyor.
- Çocuk ve gençlerimizi Türkçeden uzaklaştırıyor, kültürel erozyon yaratıyor.
Peki bunlar ne kadar doğru? Deli saçması diyen çok çıkacaktır. Ama giderek hâkimleşen görüş bu yönde. Oysa, bu okullardan mezun olanlara bakmak yeter de artar.
Dahası, bir dünya dili haline gelen İngilizce, dil konusunda en hassas olan ülkelerde bile giderek artan bir şekilde ortak eğitim dili olmaya devam ediyor.
Bütün bu tartışmaların ötesinde, üniversiteden bir yıl daha önce mezun olayım ya da bir yıl daha az ücret ödeyeyim mantığıyla hazırlık sınıflarını sorgulayanlara ise gelecek de sizin, karar da sizin diyoruz. Attığınız adımın doğru ya da yanlış olacağını en iyi zaman gösterecektir!..

Boş kontenjanlar?
Önümüzdeki hafta yüz binlerce aile için çok önemli. Tam bir kayıt maratonu yaşanacak. Fen ve anadolu liseleri ile sınavla öğrenci alan diğer liselerde 3. kayıt dönemi gerçekleşecek. Üniversitelerde kayıtlar nihayet başlıyor. Özel Türk ve yabancı okullar ise Brezilya dizileri gibi kayıt süreçlerini hâlâ devam ettiriyorlar.
Bu arada bazı okullar da yeni öğretim yılana merhaba demeye başlayacak. Yani yaz tatili bir anlamda son demlerini yaşıyor. Sorumluluk sınavları nedeniyle öğretmenler de artık okullarına dönmeye başladı...
Peki bu yılki kayıt döneminden veliler memnun mu? Kesinlikle hayır. Okullar? Onlara bir dokunun bin ah işitin. Özellikle vakıf üniversiteleri ve kolejleri, sıkıntılı bir öğretim yılı bekliyor. Eğer bu hafta da kayıtlar da bir hareketlilik olmazsa bazıları gerçekten zor günler geçirebilir.
Temennimiz, tüm kontenjanların öyle ya da böyle dolması. Öğrenciler okul, okullar da öğrenci beklerken bu çelişki niye? Tıpkı yüz binlerce öğretmen açığı varken, yüz binlerce öğretmenin yıllardır tayin beklediği gibi.
Sorun hep olacaktır. Bunun tek panzehiri ise çözüm üreten kadrolardır...
Özetin özeti: Yeni öğretim yılına keyifli bir başlangıç yapmak için daha fazla çabaya ihtiyacımız var!..