Hükümetin eşit işe eşit ücret kararnamesi üniversitelerdeki huzuru iyice kaçırdı. Bugüne kadar hemen her konuda sessiz kalmayı tercih eden üniversite yönetimleri, alttan gelen yoğun baskı üzerine ilk kez sert bir tavır sergilemeye başladılar.
Üniversite senatoları, üniversitelerdeki huzuru ve çalışma barışını bozduğu gerekçesiyle Bakanlar Kurulu'nu Cumhurbaşkanı'na şikayet ettiler.
Çok sert ifadelerin yer aldığı senato kararlarında üniversitelerdeki hoca kaçışının hızlandığı ve hocaların birbirlerini düşman gibi gördükleri vurgulandı.
İşte değişik üniversitelerde alınan ve Cumhurbaşkanı, Başbakan, Başbakan yardımcıları, Maliye Bakanı ve YÖK Başkanı'na gönderilen senato kararlarından bazı maddeler:
* Bakanlar Kurulu'nun 2002 / 3729 sayılı kararnamesinde; maaş artışında üniversitedeki çalışanların bir bütün olarak ele alınmaması, maaş artışına en çok gereksinim duyan araştırma görevlileri, okutmanlar, uzmanlar, yardımcı doçentler ve idari personelin kapsam dışı bırakılması, iyileştirmenin kamuoyunda oluşan kanaatin dışında üniversite mensuplarından sadece profesör ve birinci derecedeki doçentlerle sınırlandırılması ve bunlardan birçoğunun anlamsız kesintilerle yararlanma yerine zarara düşürülmesi huzursuzluk yaratmıştır. Kaynak bulmada aşılamayan güçlükler varsa, mali açıdan iyileştirmenin tavandan değil, tabandan profesör ve doçentler dışındaki akademik ve idari personelden başlaması gerekirdi.
* Sadece birinci derecedeki doçentler ile profesör maaşlarında artış sağlanması, diğer akademik ve idari personel arasında ikinci sınıf personel psikolojisi yaratmış; bu gelişme üniversitelerde huzur değil, huzursuzluk kaynağı olmuş, çalışma barışını bozmuştur.
* Eğitim öğretim hizmetlerinin geleceği açısından kuşkular doğmaya başlamış, hatta üniversite dışı mesleklere ve vakıf üniversitelerine doğru iş arama eğilimleri artmıştır. Öğretim elemanları ve idari personel de iş olanakları aramaya başlamışlardır.
* Kamu bütçesi içinde eğitime ayrılan ödeneklerin, bu arada yükseköğretime aktarılan kaynakların sürekli düşmesi düşündürücüdür.
* Üniversitelerde nitelikli personel istihdamı için üniversite çalışanlarının özlük haklarının akademik - idari personel ayrımı yapmaksızın herkese katkıları oranında ve herkes için adil bir ücret artışından geçmektedir. Bu yapılmadığı takdirde ileriki yıllarda bugün karşılaştığımız sorunları çok daha ağır bir şekilde yaşamak zorunda kalacağımızdan kuşku duyulmaktadır.
* Çözüm, maaşlara yapılan zam artışlarını ortadan kaldırmak değil, katkıları oranında tüm üniversite personeline bu hakları sağlamak ve üniversitelerin ödeneklerini artırmaktır. Bu husus çalışma barışı ve motivasyon için büyük önem taşımaktadır.
* Adnan Menderes Üniversitesi olarak ilgililerin bu konuda hiç vakit geçirmeden çözüm üretmesini, üniversitelerimizin huzuru ve kan kaybını önlemek açısından zorunlu görmekteyiz.
Özetin özeti: Evet Türkiye'de hak, hukuk, adalet isteyen ve bunu yüreğiyle ortaya koyan üniversiteler de varmış. Diğerlerinin görüşlerine de yer vereceğiz!..