Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Birkaç gündür Hürriyet Treni’ndeydim. Hani şu tüm Türkiye’yi dolaşan. Kars’tan yola çıktı. Demiryolu ağının bulunduğu bütün kentlere uğruyor. Ben Karabük-Zonguldak etabına katıldım. TCDD ana sponsorlardan birisi. Özel donanımlı bir katar tahsis etmiş. Orada yatıp orada kalkıyoruz. Sergiler, konferanslar, tiyatro ve daha pek çok etkinlik vagonlarda gerçekleşiyor.
Neredeyse 20 yıldır trene binmemiştim. Eğer aceleniz yoksa müthiş bir keyif. Hele yolculuğunuzun bir bölümünü makinistlerle birlikte, kokpitte yaparsanız.
Demiryolları neden yıllarca ihmal edilmiş? Dahası 1930’lu yılların sonunda Karabük-Zonguldak arasındaki o devasa tünelleri, kazma kürekle yapan irade ve birikim, bugün bu teknolojiyle hâlâ büyük kentlerde neden metro yapmakta zorlanıyor anlamak mümkün değil.
Hürriyet’in sloganı: “Hürriyet Büyük Gazete”. Hürriyet Özgürlüktür kampanyası da gerçekten bu büyüklüğüne yakışır kampanya. Gittiği her ilde olağanüstü ilgi görmesi biraz da bu yüzden. İnsanları şaşırtıyor. Hem de hiçbir beklentisi olmadan.
İnsan haklarını, aile içi şiddetle mücadeleyi, çocuk tiyatrosunu, konserleri ve en önemlisi de medyayı, ülkemizin en ücra köşelerine kadar götürüyor. Hem de unutulmaya yüz tutan demiryollarına yeniden can verircesine. Ve bunu gerçekleştiren de Türkiye’nin en büyük benzin istasyonu ağına sahip olan Doğan ailesi. Her zaman öküzün altında buzağı arayanlar, acaba bu zarifliği de görebiliyorlar mı!..
Hürriyet Treni bugün Ankara’ya geliyor. Yarından sonra da Eskişehir üzerinden Akdeniz, Ege ve Trakya’ya geçerek Türkiye turunu tamamlayacak.
Güzergâhtaki illere duyurulur! Ne yapın edin, bu görkemli konvoyu mutlaka yakalayın ve gezin. Çocuklarınızı birlikte götürmeyi de sakın unutmayın. Çünkü, Akbank Çocuk Tiyatrosu bir harika. En çok ilgiyi de onlar görüyor. Çocuklar gibi yetişkinler de izliyor.
Bütün iller de aynı ilgiyi görmüş. Sanata yön verenler için önemli bir ipucu. Umarız, Kültür Bakanı da bu duraklardan birine katılır, sanata duyulan özlemi görür ve gereğini yerine getirir.
Bir aydır yolda olan özgürlük treninde 5’e yakın grup var. Örneğin Canon vagonuna gittiğinizde doğum tarihini söylüyorsunuz, 5 saniye içinde, size o günkü Hürriyet’in 1. sayfasını veriyor. O da çok ilgi görüyor. Ayrıca kuruluşundan bugüne 60 yıllık Hürriyet koleksiyonundan sayfalar da pano şeklinde büyütülerek açık hava sergisi haline getirilmiş. Nereden nerelere gelmişiz, neler yaşamışız. Yakın tarihimizi anlatan daha çarpıcı bir kaynak bulunamaz herhalde.
Bu arada tirajıyla övünen Hürriyet yöneticilerine ve bu konudaki memnuniyetini sık sık dile getiren Aydın Bey’e, 1 Mayıs 1969 tarihli Hürriyet’e göz atmalarını öneririm.
İşte manşet:
Türk basınında dönüm noktası. Bir milyonu aştık. Dünyanın en çok satan 13. gazetesi olduk...
İnsan hakları ve aile içi şiddet konferansları müthiş ilginçti. Keşke bu konferanslar televizyonlarda da yayımlansa. Hak ve sorumluluklarımızın ötesinde yapmamız gereken ne kadar da çok şey varmış, ben de pek çoğunu ilk kez duydum.
Çok iyi düşünülmüş bir etkinlik. Katılanlar interaktif bir ortam olduğu için büyük bir keyif alıyor. Meğerse ne kadar da çok yasal hakkımız ve güvencemiz varmış. İşte sadece bu konferansları dinlemek için bile Hürriyet trenine gidilir.
Hürriyet, bu sosyal sorumluluk kampanyasıyla sadece uyuyan bir dev olan demiryollarımızı yeniden hayata kazandırmakla kalmadı, yurttaş olmanın bilincini ve Kars’tan Edirne’ye, Diyarbakır’dan İzmir’e, ülkemizin her karışını bazıları unutsa da, medyanın hiç unutmayacağı gerçeğini bir kez daha ortaya koydu.
Yıllarca önce biz Milliyet TIR’ıyla tüm yurdu defalarca boydan boya gezmiştik. Onlar da devamını getirdiler. Umarız, bir başka medya kuruluşu da çıtayı çok yukarılara çıkarır.
Projenin anası Vuslat Doğan Sabancı. Tıpkı Baba Beni Okula Gönder kampanyasının anası Hanzade Doğan Boyner gibi. Kafile en büyük desteği Vuslat Hanım’dan alıyor. Onun heyecanı bizi kuş gibi uçuruyor diyorlar.
Safranbolu’dan Zonguldak maden ocaklarına, Türkiye’nin en büyük mağaralarından demiryolu çalışanlarının sorunlarına kadar farklı izlenimler de yarına...
Özetin özeti: Türkiye’de güzel şeyler de oluyor...