Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Prof. Dr. Ömer Özyılmaz, eğitimle iç içe bir akademisyen. Rektörlük, öğretim üyeliği, milletvekilliği, TBMM Milli Eğitim Komisyonu üyeliği yaptı. Şu anda ise Cumhurbaşkanlığı Eğitim Öğretim Politikaları Üst Kurulu Üyesi.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın en önemli sorunlarından birinin de üst düzey yönetimlerin yapısı ve fonksiyonelliği olduğuna dikkat çekiyor ve 150 yıllık sürecini nasıl düzeleceğine yönelik öneriler getiriyor.

Bu yöndeki görüşlerini geniş olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da sunmuş.

Ona göre üst düzey yönetim sorunu çözülürse gerisi gelir.

Haberin Devamı

Peki, üst düzey yönetim nedir ve sorumlulukları nelerdir? Söz kendisinde:

“Milli Eğitim Bakanlığı’nda üst düzey yönetim, bakanlık makamıdır. Tek başına ele alınırsa bakanlıktaki her genel müdürlük üst düzey yönetimdir. Benim kuramımda ‘güçlendirilmiş il milli eğitim müdürlükleri’ de üst düzey yönetimdir. İl milli eğitim müdürü, ilinin; genel müdür, ilgili genel müdürlüğün; bakan da bütün bakanlığın üst düzey yöneticisidir.

Görev ve sorumluluklar?

“Her kurum açısından geçerli olan üst düzey yönetimlerin görevleri aşağıdaki gibidir:

1 - En üst düzey yönetici olarak hem bakanlığı temsil etmek hem de özellikle bakanlıktaki üst düzey yöneticileri belirleyip tayin etmek Sayın Bakan’ın yetki ve sorumluluğundadır.

2 - Üst düzey yönetimler, mutlaka gelecek yönelimli (vizyoner) yöneticilerden oluşturulmalı, onlar da kurumda değişim, ilerleme ve gelişim atmosferi oluşturmalıdırlar.

3 - Kurumun vizyon, misyon, strateji ve politikalarını kurumla beraber belirlemek, sürekli geliştirmek; canlı, dinamik ve işlevsel tutmak; çalışanların onları içselleştirmelerini sağlamak ve bütün faaliyetleri onlara göre yürütmek, üst düzey yöneticilerin temel görevidir.

4 - Üst düzey yöneticiler hem teşvik hem destekle ilk ve orta düzey yönetimlerin iyi çalışmasını sağlayarak, onlar eliyle, ülke düzeyindeki eğitim öğretim faaliyetlerini, eğitimin kural ve prensiplerine göre, en iyi şekilde yaptırmakla görevli ve sorumludurlar.

5 - Kurumda hem yönetimsel hem de eğitim-öğretim ve bilimsel faaliyetler alanında, yenilik üretmek, yenilik üretimini teşvik ederek kurum çalışanlarını ona yöneltmek, onu geliştirmek ve mevcudun üzerine yeni fikirler ve yöntemler üretilmesini sağlayarak kurumu, yenilikçi, üretken ve inovatif bir kurum haline getirmek, üst düzey yönetimlerin asıl işi ve görevidir.

Haberin Devamı

6 - Kurumda değişim, ilerleme ve geliştirmeye dikkatleri çekmek, onlara ilgiyi yoğunlaştırmak ve devamlılığını sağlamak, üst düzey yönetimin gücüne ve liderliğine düşmektedir.

7 - Belirlenmiş vizyon çerçevesinde kurumun kısa, orta ve uzun vadeli planlarını ve bunların yıllık programlarını hazırlatmak da üst düzey yönetimlerin görev alanlarındadır.

8 - Kuruma bir bütün halinde bakıp, kurumun bütününün ve çeşitli bölümlerinin, kurumun amaçlarına katkısı açısından değerlendirme, onları belirli sürelerde karşılaştırarak gerekli düzeltme ve geliştirme tedbirlerinin alınmasından üst düzey yöneticiler sorumludurlar.

9 - Kurumun yakın, genel ve uluslararası çevresini analiz ederek, oralardaki değişim, gelişme ve ilerlemeyi; ortaya çıkan fırsat ve tehditleri; kurumun güçlü ve zayıf yönlerini belirleyip, ona göre gerekli önlemleri almak, pozisyon geliştirmek, üst düzey yöneticilerin en önemli görevlerindendir.

Haberin Devamı

10 - Kurumun kültürünü etkilemek, yönlendirmek ve gerekli değişiklikleri yapmak ya da yaptırmak üst düzey yöneticilerin temel görevlerindendir.

Olmazsa ne olur?

“Üst düzey yöneticiler, belirtilen bu hususları uygularlarsa hem görevlerini yapmış hem de kendi yetki ve sorumluluk alanları içinde kalmış olurlar. Bunun yanında kurum, vizyoner, üretken ve yenilikçi olur; kurumda sürekli değişim, ilerleme ve gelişme yaşanır; kısa, orta ve uzun vadeli planlarla sistemli bir gelişme içerisine girilir; kurumdaki bütün bölümler dayanışma içerisinde, dengeli ve düzenli bir çalışma ve üretim sergilerler.

Kurum, açık bir sistem olarak çalışır; yakın, ulusal ve uluslararası çevresini analiz ederek, onlarla rekabet edebilmek için gerekli pozisyonları alır. Ülkedeki ve dünyadaki ilgili kurumlardan geri kalmaz, aksine onları bir adım öne geçmek için çalışır.

Uygulamazlarsa, elde mevcut bilgilerle eğitim-öğretim yaparlar ama onları geliştiremezler. Plan ve programdan yoksun olarak günlük yaşarlar. Kurumda milli bir dava, bir aşk ve bir heyecan olmadığı için herkes mesai saatini doldurmanın peşinde olur. Dolayısıyla sürekli geri kalır, gelişemez, ilerleyemez ve toplumu da geri bırakırlar.

150 yıldan beri eğitim sistemimiz bu sorunla iç içe yaşamaktadır. Sistemin çalıştırılamayışının, geliştirilemeyişinin ve millileştirilemeyişinin en önemli sebeplerinden birisi budur.”

Özetin özeti: Bu iç sese kulak vermek gerek!..