Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Abbas GÜÇLÜ

İÜ İletişim Fakültesi öğrencilerinin oylarıyla seçilen "97'nin en iyi iletişimcileri" önceki gün ödüllerini aldılar. Yazılı basından, görsel basına, radyolardan halkla ilişkilere kadar hemen her alanda ödüller verildi. Herkesi gururlandıran ortak nokta, gençlerin oylarıyla böylesine önemli bir ödüle layık olmalarıydı.
Üniversite gençliğinin diğer haberleri değil de, eğitim haberciliğini ödüllendirmeye layık görmesi, sevincimize sevinç kattı. Bunun anlamı, gençler artık kendileriyle ve kendilerini ilgilendiren konularla ilgilenmeye başladı. Bu uyanışın arkası gelecektir. Teşekkürler gençler. Sizleri çok seviyoruz. Sevmeye de devam edeceğiz...

Kendi yarattıkları sanal dünyada yaşayanlar, eğitimi de kendi sanal ortamları içinde değerlendirip, sanal çözüm üretiyorlar. Akıllarınca, her sınıfa, her eve bilgisayar ve İnternet ağı kurup, sanal eğitim yapacaklar. ABD için bile gerekliliği, gereksizliği bir yana, lüks olan bu sanal ortamı, Türkiye'de yaratacaklar ve eğitimin bütün sorunları bitecek. Dahası, bırakın çağı yakalamıyı, bir numara olacağız.
"Hayalin de bir sınırı var" derler. Ama galiba bu sanalcılarda o da yok. Uçuyorlar. Uçsunlar ama, Türk eğitimine, bir kazık da onlar atmasın!..
Geçenlerde viski üreticilerinden biri geldi. "Lahmacunla da viski içilir" dedi. Sulu, susuz, buzlu, buzsuz, ve sıcak olarak her yerde, her şeyle içilir deyip bizlere sonsuz bir ufuk açtı. Şimdi aynı pazarlamayı, Dünya Bankası uzmanları yapıyor. Meğer biz neymişiz de haberimiz yokmuş. Yıllardır Türk eğitimini adam edeceğiz deyip trilyonlarca lirayı heba edenler bakın ne diyor:
"Kısa sürede okul müdürleri, öğretmenler ve toplum, teknoloji yaratıcı ve pedagojik yollarla kullanmaya hazır hale gelebilir. Öğrenci velilerinin isteği ve desteği şaşırtıcı. Bu yöntemin kırsal kesimde de yaygınlaştırılmasını öneriyoruz..."
Bir de Alper Sabuncu'nun İnternet'ten gelen sesine kulak verelim:
"Bırakın ilk ve ortaöğretim kurumlarını üniversitelerde bile durum hiç de iç açıcı değil. Ben ODTÜ İnşaat'ta öğrenciyim. Bölümümüzde son iki yıl içinde odasında bilgisayar olmayan öğretim elamanı neredeyse kalmadı. Ama bilgisayar tuşuna basmaktan bihaber hoca sayısında nedense(!) pek bir değişiklik yok. Üstüne üstlük bilgisayarlar da hiç fena değil. Ayrıca yanlarında birer de lazer printer var. Diğer bölümlerde de durum pek farklı değil. Eh, durum ODTÜ'de bile böyleyse varın gerisini siz düşünün."
Alper'e katılmamak mümkün değil. Alın ODTÜ'yü, vurun Milliyet'e...
Ama, sanalcılara ve Dünya Bankası uzmanlarına göre, bu uğurda katrilyonlar harcanabilir. Bu işten kim mi kazanır? Sadece ve sadece: Bilgisayarcılar ve onlara gaz verenler...



Yazara Email A.Guclu@milliyet.com.tr