Abbas GÜÇLÜ
ÜNİVERSİTE başvuruları 12 gün sonra başlıyor. Muhtemelen yeni sisteme göre düzenlenmiş başvuru kılavuzları da basıldı. Yakında dağıtımı başlar...
Mahkemeler, henüz ortada somut bir delil, yani başvuru kılavuzu olmadığı için, açılan davaları ele almıyor. Ama, başvuruların başladığı 27 Ekim'den sonra,
"yürütmeyi durdurma kararı" alırlarsa hiç şaşırmamak gerekir.
Öngörülen yeni sistem, Anayasa'nın fırsat eşitliği ilkelerine taban tabana zıt. Anayasa, hiçbir kimseye, hiçbir zümreye, eğitimde öncelik hakkı tanınamayacağını açık açık yazıyor. Oysa yeni sınav sistemi, liseden yeni mezun olanlara fazladan 25, 30 puan vererek, bu eşitliği yeni mezunlar lehine bozuyor.
Yine aynı şekilde, Anayasa, hiç kimsenin eğitim - öğretim hakkının engelenemeyeceğini öngörüyor. Ama ÖSYM ne yapıyor? Çeşitli nedenlerle 3 kez birinci basamak sınavını aşamayan adayların, öğretim hayatına son veriyor. Yani resmen geleceğine ipotek koyuyor. Buna da bırakın ÖSYM'yi, hiçbir kurumun hakkı yok.
ÖSYM sanıyor ki, ÖSS'de 105 puan barajını aşamayanların hepsi tembel. Uzun süreli çeşitli sorunları olabileceğini hiç düşünmüyor. Ya da sınav korkusu nedeniyle ne yaparsa yapsın bu barajı aşamayacağını kabullenmiyor. Ayrıca, 20 yıl önce liseden mezun olup, yeniden öğretim hayatına başlamak isteyen birinin, yeni müfredat programlarına göre düzenlenen ÖSS'yi aşmasının hiç de kolay olmadığını anlamak istemiyor.
Bugün, bırakın asistanları, profesörleri, rektörleri, YÖK üyelerini, Başbakan'ı, Cumhurbaşkanı'nı alıp ÖSS'ye, ÖYS'ye soksanız yarıdan fazlası dökülür.
ÖSYM, oldu olacak, onları da böyle bir sınavdan geçirip, hepsinin meslek yaşamlarına son versin ve
"Siz bundan böyle, bu görevi yerine getiremezsiniz" desin.
Eğitimde kaliteyi artırmak, hepimizin ortak dileği. Ama bu, böylesi katı kurallarla ve fırsat eşitliğini bozan kayırıcı yöntemlerle olmaz. Üniversite sınavlarının, öğrencilerin bundan sonraki yaşamlarında başarılı olup olamayacaklarını ölçen hashas bir terazi olmadığını hepimiz görüyoruz. Sınavları başarıp üniversiteli olanlardan çoğunun atıldığını, her yıl on binlercesinin bölüm değiştirdiğini kendileri açıklıyorlar.
Eminim ki, sınav barajını aşamayanlar içerisinde, üniversiteli olsalar, çok başarılı olacakların sayısı hiç de az değil. Fazlasıyla da örnekleri var.
Özetin özeti. Türk eğitim sistemi, en büyük baş ağrılarından biri olan kolej sınavlarından, 8 yıl yasasıyla kurtuldu. Şimdi sıra üniversite sınavlarında. Türkiye öyle ya da böyle bu sorunu da aşacak. Ama olan bu yıl sınava gireceklere olacak.
İşte bu yanlışa dur diyeceklerin faks ve telefon numaraları. Başbakan
Mesut Yılmaz: Tel:0312 419 01 40, Faks:0312 419 54 43, Başbakan Yardımcısı
Bülent Ecevit: Tel:0312 425 04 84, Faks:0312 417 04 76, YÖK Başkanı Prof. Dr.
Kemal Gürüz: Tel:0312 266 47 00, Faks:0312 266 48 19.
Yazara EmailA.Guclu@milliyet.com.tr