Eğitimle ilgili hemen herkes bir şeyler söylüyor. Akademik bakışa dış çevreler, politik ve çıkara dayalı olana da eğitimciler sıcak bakmıyor.
İktidarla muhalefetin, halkla aydınların, öğrenci ile öğretmenlerin ortak noktada buluşamadıkları konuların en başında eğitim ve bilim geliyor.
Üniversite - sanayi işbirliği teranesi kırk yıldır dillendiriliyor. Ama hala bunu gerçekleştirebilmiş değiliz.
Ülkemizin ne bir bilim politikası var ne de insan gücü.
Ne üniversiteler iş dünyasını beğeniyor, ne de işverenler üniversiteyi!
Bilimi referans alanımız ise yok gibi!
Kalkınmış ülkelerin çoğunda AR-GE’ye ayrılan kaynakların neredeyse yüzde 80’i özel sektöre aitken bizde tam tersi.
İşte böylesi bir ortamda Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut’un tespitleri takdire şayan.
Gelişmelere çok farklı bir noktadan bakıyor. Keşke devleti yönetenlerden işadamlarına, YÖK’ten TÜBİTAK’a hemen herkes aynı derinliğe sahip olabilseler.
İşte tespitlerinden bazı önemli noktalar:
Cari açık
* “Cari açığımızın nedeni Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığıdır” tezini mutlak bir doğru olarak görürsek, Türkiye asla hedeflerine ulaşamaz ve cari açık sorununu çözemez.
* Evet ülkemiz enerjide dışa bağımlı bir ülkedir. Türkiye’nin enerjisinin yüzde 70’ten fazlası enerji ithali ile karşılanmaktadır. Bu da bütçede cari açık olarak görünmektedir. Bazıları, “ne yapalım yani, petrolümüz, doğalgazımız yok?” diyebilir. Yani, cari açığın kaçınılmaz bir şey olduğunu söyleyerek elli yıllık tezleri tekrar edebilirler.
* Tüm bunlara verilecek en güzel cevap, bizim gibi enerjide dışa bağımlı olan bazı gelişmiş ülkelerin cari açıklarına bakalım derim. Güney Kore’de bizim gibi enerjide dışa bağımlı bir ülke. Enerjisinin yüzde 87’sini ithal ediyor. Yani, enerjide dışarıya bizden daha çok bağımlılar.
* Sakın nüfus farklılıkları denilmesin, Güney Kore 50 milyonluk bir ülke. Demek ki enerjide dışa bağımlı olmak cari açığı kabullenmek anlamına gelmemektedir. Güney Kore’nin cari açığa sahip olmamasının nedeni ithal ettiği enerjiyi boşa kullanmaması ve katma değere dönüştürebilmesidir. Yani, sorun enerjinin faturası değil, satın aldığınız enerji ile ne yaptığınızdır.
* Ne yazık ki, Türkiye satın aldığı enerjiyi katma değere dönüştüremediği için cari açık kapanmamaktadır. Güney Kore ise satın aldığı enerjiyi gelişen ve değişen dünya ekonomisine göre kullandığı için katma değere dönüştürmekte, ihraç etmekte ve cari, fazla vermektedir. Yani, mesele ekonomik yapılanmadır.
3. Sanayi Devrimi
* Daha önce kaçırdığımız ve bedelini çok ağır ödediğimiz sanayi devrimleri gibi, önümüzdeki bu yeni devrimi, temelinde internet teknolojileri, alternatif enerji ve ileri teknoloji olan 3. Sanayi Devrimi’ni ıska geçmemeliyiz.
* 3’üncü Sanayi Devrimi milletimizin varlık nedeni olacak kadar önemli bir konudur. Artık en zengin firmalar, en zengin insanlar, en gelişmiş ülkeler bu devrimi yakalayanlardır. Bunun temelinde bilgi ve bilim vardır. Bunun temelinde bu bilgiyi ürüne ve katma değere dönüştürmek vardır. Bunun olması için uygun bir eğitim ekosistemi gerekmektedir.
* Üniversiteler meslek lisesi değildir. Üniversite bilim insanı yetiştirmelidir. Ar-Ge yapacak kalitede insan yetiştirmelidir. Ancak, ne yazık ki, ülkemizde temel bilimlere verilen önem yok olmaktadır.
* Temel bilimlerin uygulayıcıları olan fizikçiler, matematikçiler, kimyacılar olmadan nasıl Ar-Ge yapacağız, kimlerle bilim yapacağız? Dünyada bizden başka bir ülke var mı ki; Fizik mezunları dershanelerde öğretmenlik yapsın.
İnsan kaynağımız!
* İnsan kaynağını bu kadar hoyratça kullanan başka bir ülke var mı? ABD’de Fizikçi, Kimyacı ve Matematikçiler ilk 100 meslek içinde yer alırken; bizde bu alanlar bir meslek olarak dahi kabul edilmemektedir. Biz bu gençleri ne amaçla eğitiyoruz, sonunda ne amaçla kullanıyoruz? Böyle bir eğitim ekosistemi ile nasıl bilim yaparız, kimle bilim yaparız?
* Gençleri sadede mühendis yapmak yetmez. Mühendis bir AR-GE elemanı değildir. Mühendis üretimde sorun çözen, planlayan kişidir. 3. Sanayi Devrimi için bilim insanlarına ihtiyacımız var.
* İthal ettiğimiz enerjiyi verimsiz kullanarak cari açığa çevirdiğimiz gibi; insan kaynağımızı da verimsiz kullanarak sosyal bir açığa çeviriyoruz. Unutulmamalıdır ki, cari açığı kapatacak şey insan kaynağımızdır...”
Özetin özeti: Çok farklı ve bir o kadar da önemli bir bakış açısı!..