Üniversite mezunu işsizlerin durumunu anlatmaya gerek yok. Öylesine perişan haldeler ki, dokunsanız ağlayacaklar. O yetmiyormuş gibi, bir de bu durumu istismar edenlerin yaptıkları saygısızlık, en ağırlarına gideni...
Daha önce danışma memurluğu için iletişim fakültesi, badigartlık için de beden eğitimi mezunlarının arandığına şahit olmuştuk. Ama günün birinde sekreterlik için çevre mühendislerinin, hele hele ODTÜ mezunu çevre mühendislerinin tercih nedeni olacağı, bin yıl düşünsek aklımıza gelmezdi.
İsterseniz gelin, Türkiye’de, eğitimin, bilimin, insana ve emeğe verilen değerin, geldiği son noktayı görmek için şu satırları birlikte okuyalım:
Bu kadarı da olmaz!
“Sayın Abbas Güçlü,
Öncelikle kendimi tanıtmak ve bu mail’i neden yazdığımı söylemek istiyorum.
1985 Ankara doğumlu, 24 yaşında, vatanını seven, Atatürk’ün hayal ortağı olan bir TÜRK genciyim. ODTÜ Çevre Mühendisliği’nden 2009 Haziran’da mezun oldum. Dün başıma gelen bir olayı ve ülkenin geldiği son durumu sizinle paylaşmak istiyorum.
Bir iş görüşmesine gittim ve hayal kırıklığıyla ayrıldım.
Aradıkları kişi ODTÜ mezunu, çevre mühendisi, İngilizce bilen bir sekretermiş. Ben 4 senemi bir sekreterlik için mi verdim, yöneticinin iş takibini yapmak için mi verdim?
Mühendislik bilgilerimi sekreterlik yaparken mi kullanacağım, iletişim ve koordinasyon yeteneklerimi bunun için mi geliştirdim?
Mail adresimdeki giden kutusunda sayısız iş başvurusu var, peki kaç geri dönüş? Sadece 2. İşte ekrandaki cevap:
‘CV’niz değerlendirilmek üzere CV havuzumuza aktarılmıştır‘
Üniversitede okurken, part-time çalışıp AB projelerinde yer aldım, Dünya Bankası’na projeler hazırladım. Peki neden, bir sekreter olabilmek için mi?
Yanlış anlaşılmak istemem. Sekreterlik mesleğine sözüm yok. Fakat onun eğitimi ayrıdır.
İşsiz gezmek için mi 4 sene ülkenin en iyi okullarından birinde okudum?
Bu kriz kimi teğet geçti bilmiyorum. Ama ben ve benim gibi milyonlarca yeni mezunu, donanımlı ve etkin çalışabilecek birçok mühendisi işsizliğe mahkûm etti.
Sabretmeye çalışıyor ve sabırla bekliyorum Abbas Bey.
İş bulamadığım için çoğu arkadaşım gibi yüksek lisansa devam edeceğim.
Yüksek lisans da artık biz mezunlar için bir kaçış noktası haline geldi.
Merak ediyorum, yüksek lisansımı bitirdikten sonra daha ne türlü işverenlerle karşılaşacağım ve Türkiye’de iş bulabilecek miyim?
Bizim sesimizi duymanızı ve bunları kaleme almanızı yürekten diliyorum...”
Niye okusunlar ki!
TÜBİTAK Başkanı, Türkiye’de araştırmacı sayısı artıyor diye sevine dursun. Gençlerin niye yüksek lisansa ve doktoraya yöneldikleri ortada. Sadece yukarıdaki gencimiz değil, binlercesi aynı gerekçelerle, araştırmacı(!) oluyor. Nerede, neyi araştıracaklarsa?..
Üniversite mezunlarına badigartlık, danışma memurluğu ve şimdi de sekreterlik önerildiği bir ortamda, üniversite mezunu olmanın bir anlamı olabilir mi? Kesinlikle hayır.
Söz konusu mesleklerin hepsi çok önemli. Keşke artık bir karar alınsa da tüm sekreterler, danışma memurları, güvenlik görevlileri, pazarcılar, kuaförler, oto tamircileri hepsi üniversite mezunu olsa.
Ama gençleri, mühendislik eğitim alıp sekreterliğe, reklamcılık ve halkla ilişkiler eğitimi alıp danışma memurluğuna zorunlu hale getirirseniz, onlardan bir verim bekleyemezsiniz...
İşsiz üniversite mezunlarının sayısı yüz binlerle ifade edilirken, onlara yeni iş ortamları değil de yeni üniversiteler ve yeni kontenjan artışları sağlayarak moral veremezsiniz. Ancak ve ancak daha fazla üzersiniz o kadar!
Özetin özeti: Ülkemizin en değerli hazineleri heba oluyor. Hem de göz göre göre!..