Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Yaşadığınız kenti, köyü, kasabayı, mahalleyi ne kadar tanıyorsunuz? Tarihini, yönetenlerini, artılarını eksilerini ne kadar biliyorsunuz? Bu konuda bugüne kadar hiç kafa yordunuz mu?..
Nasıl ki çevremizi yeterince tanımıyor ve giderek kendimizden uzaklaşıyorsak, yaşadığımız ortamlardan da o denli kopuyoruz.
Bırakın ülkemizi, kentimizi, mahallemizi, oturduğunuz apartmandaki komşulardan kaçını tanıyorsunuz? Kaçıyla yılda kaç kez görüştünüz?..
İşyerinde birlikte çalıştığınız onlarca, yüzlerce arkadaşınızdan ya da okulunuzdaki binlerce öğrenciden kaçıyla günde, ayda, yılda kaç kez oturup sohbet ettiniz? İşin, dersin dışında ortak bir şeyleri paylaştınız?
Hemen her konuya, orada bir köy var uzakta, o köy bizim köyümüzdür mantığıyla yaklaşmadık mı?
Oy verdiğiniz politikacıyı ne kadar tanıyor ve ne kadar güveniyordunuz ki oy verdiniz? Ya da alışveriş yaptığınız bakkal, kasap, market hakkında bu kesin beni kazıklamıyor, son kullanım tarihi geçmiş ürünleri satmıyordur diyebiliyor musunuz?..
Gelin kendimize ufak bir test uygulayalım. Hangi konuda kadar duyarlıyız?
* Oturduğunuz ilçenin belediye başkanı ve kaymakamı kim?
* Oturduğunuz kentin tarihi mekanlarından kaçını gezdiniz? Kentinizin, mahallenizin, sokağınızın bin yıllık, üç bin yıllık tarihini, ayak bastığınız topraklardan hangi medeniyetlerin gelip geçtiğini biliyor musunuz?
* İlinizin milletvekilleri kimler?
* Mezun olduğunuz okula en son ne zaman gittiniz?
* Çocuğunuzun müzik öğretmeni kim?
* En çok sevdiğiniz programın senaryosunu kim yazmış?
* İlinizde kaç sinema, kaç tiyatro, kaç kütüphane, kaç müze var? Kaçına en son ne zaman gittiniz?
* O önünden her gün geçtiğiniz binalarda kimler oturuyor? Kimler çalışıyor?..
Yukarıdaki soruları öylesine çok artırabiliriz ki sayfalar yetmez. Hemen hiçbir soruya net cevaplar veremezseniz de üzülmeyin. Mazide kalan Osmanlı Bankası reklamında olduğu gibi aslında yok hiç birbirimizden farkımız. Ama bu konuda olumlu gelişmeler de olmuyor değil.
Önce Pendik Belediyesi ilk adımı attı. Ardından İzmir Anakent Belediyesi. Kent ve hemşerilik bilinci yaratma konusunda bölgelerindeki tüm okulları kapsayan önemli bir proje başlattılar.
Konunun uzmanları okul okul dolaşıp öğrencileri aydınlatıyor. İzmir Belediyesi gelecek öğretim yılında liselere seçmeli ders olarak konulması için Milli Eğitime bile başvurmuş. Ne güzel. Keşke tüm ülkeye yayılsa. Çocuklar, gençler dünyadan önce yaşadıkları çevreyi öğrenebilseler. Sevgiyi, dostluğu, paylaşmayı, çevreyi, tarihi, kültürü özümseler. Ardından da o üç gün sonra daha ne olduğunu anlamadan unutup gittikleri bilgileri. Kim ne kaybeder ki!..
Özetin özeti: Hayatı dolu dolu sindire sindire yaşamak varken bırakmışız kendi haline gidiyoruz bir alamete. Mutluluğu duyarsızlıkta arıyoruz oysa en büyük mutsuzluk kaynağı o...