FATİH Projesi dün resmen başladı. Başta Başbakan Erdoğan ve Binali Yıldırım olmak üzere emeği geçen herkese canı gönülden teşekkürler.
Onlar, zor olanı başarıp projeyi hayata geçirdiler. Şimdi sıra, onu yaşatması gerekenlerde. Başbakan Erdoğan, aynı heyecanı ve mutluluğu, bilişim sınıflarının açılışında da yaşamıştı. Ama arkası gelmedi. Kendisinin ve Hüseyin Çelik’in çok büyük mücadeleyle hayata geçirdiği projeye, Nimet Çubukçu yeterince sahip çıkmadı. İşte bu yüzden Ömer Dinçer’e büyük sorumluluk düşüyor. Başbakan Erdoğan‘ın ve öğrencilerin bu coşkulu heyecanını boşa çıkartmamalı. Söyledikleri havada kalmamalı. Daha da önemlisi, kaynaklar heba olmamalı. Başbakan Erdoğan, bilişim sınıflarının açılışında bakın bu konuda ne demişti:
“Sizin için tahsis edilen kaynak, bu ülkenin on milyonlarca insanının dişinden, tırnağından artırdığı birikimlerinden ayrılmıştır. Ananızın sütü gibi helaldir. Bunu böyle biliniz. Onun için bu milletin sizden büyük beklentileri var. Bu beklentileri boşa çıkarmayacağınıza, sizin için sarf edilen birikimleri heba etmeyeceğinize canı gönülden inanıyorum...”
Bilişim sınıfları
İşte size önceki yıldan bir haber:
“Eğitim alanında cumhuriyet tarihi rekorlarını kırdıklarını, her türlü imkânı seferber ettiklerini anlatan Başbakan Erdoğan, 142 bin 600 yeni dersliğin son 7 yılda inşa edildiğini, 734 bin 784 bilgisayarı okullara kazandırdıklarını söyledi.
Sekiz derslik ve üzeri tüm okullara, 29 bin 428 bilişim teknolojisi sınıfı kurulduğunu anlatan Başbakan Erdoğan, şu anda bilişim sınıfı oranın yüzde 95 civarında olduğunu dile getirdi.”
Ve bir bilişim öğrencisinin bugün gelinen noktaya yönelik endişeleri:
“Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri öğretmenliği 3. sınıf öğrenciyim. İlköğretim’de Bilişim Teknolojisi dersleri kaldırılarak seçmeli hale getirildi. 17 binlik Şubat alımında sadece 143 Bilişimci atandı.
Fatih projesinde, birçok defa bilişim sözcüğü geçerken, internetten kandırılan insanların sayısı hızla artarken bilgisayar derslerinin kaldırılmasına anlam verilememektedir.
Sayın Dinçer’e katıldığı programlarda dersimizin neden kalktığı sorulduğunda, öğrencilerin bilgisayar bilerek geldiklerini söyledi. Esasında öğrenci okula koşmayı bilerek (Beden Eğitimi), Türkçe konuşarak (Türkçe), resim çizerek (Resim) gelir; fakat bu konularda tekniği öğrenir, bilgi sahibi olur. Öğrenci bilgisayarın fişini çekerek direk kapatabilir, ama bizim komut verilerek kapatılmasını öğretmemiz lazım. Ülkemizden de iyi programcılar yetişmesi için, ilköğretimden itibaren “scratch” gibi Türkçe programlama dilini öğrencilere göstererek, mantığını kavratmamız gerektiğine inanıyorum...”
Yeni bir çağ açıldı
Başbakan Erdoğan, yazının başında da söylediğimiz gibi dün çok heyecanlıydı. Her öğrencinin eline bir laptop ya da tablet vermek, onun en büyük hayaliydi. Vehbi Bey (Koç), “Çok büyük yatırımlar yaptım, ama hiçbiri, açtığımız okulların verdiği hazdan daha büyük değildi“ derdi. Eminim ki, Başbakanın dünkü mutluluğu da, daha önce yaşadıklarının çok üzerindeydi:
“Bugün, burada, milli eğitim adına gerçekten tarihi bir anı yaşıyoruz. Fatih Projesi ile eğitim ve öğretimin metodunu ve çehresini köklü bir şekilde değiştiriyor, modernleştiriyor, yaşadığımız çağın gereklerini ve imkânlarını artık sınıflara taşıyoruz. Fatih Projesi ile eğitimin anlamı değişiyor. Fatih
Projesi ile okulun, sınıfın, kara tahtanın, öğretmenin ve öğrencinin işlevleri, eğitimdeki konumları çok köklü şekilde değişiyor.
Bugün, burada, sadece Türk milli eğitim sisteminde değil, küresel ölçekte yeni bir dönemi başlatıyor, bir çığır açıyoruz.
Şunu hiç abartmadan ifade etmek istiyorum: Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u fethederek, karanlık bir çağa, Orta Çağ’a son vermiş, Yeni Çağ’ı, yeni bir çağı başlatmıştı. İşte biz de bugün Fatih Projesi ile sadece eğitim sisteminde değil, eğitimin etkilediği her alanda bir çağı kapatıyor, yeni bir çağı, bilgi çağını, bilgi teknolojileri çağını hep birlikte buradan açıyoruz. Kara tahta kavramını artık tarihin tozlu raflarına kaldırıyoruz...”
Özetin özeti: Başbakan Erdoğan’ın bu büyük hayali, umarız bu kez, sekteye uğratılmaz!..
Özay Şendir
Özel’den Sosyalist Enternasyonel mesajları ve İsrail
23 Mayıs 2025
Cem Kılıç
Üretken yapay zekâ dört işten birini tehdit ediyor!
23 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Hayal bile kuramıyoruz!
23 Mayıs 2025
Zafer Şahin
Rakamlar yalan söylemez
23 Mayıs 2025
Abdullah Karakuş
Suriye, İsrail ve karıştırıcılar
23 Mayıs 2025