Geldi, gelecek derken işte bir yıl daha sona eriyor. Eminim ki 2012 de göz açıp kapayıncaya kadar geçecektir.
Yılların nasıl hızlı gelip geçtiğini görmek için geriye dönüp bakmak yeter.
Önemli olan, hemen her koşulda, geride hoş bir seda bırakmaktır.
En önemlisi de kendiniz için.
Çünkü siz yoksanız, gerisi hikâye?
“İşte size bu konuyu çok çarpıcı bir şekilde anlatan bir anekdot:
Hoca tebeşirle tahtaya kocaman bir (1) rakamı yazıyor.
‘Bakın’ diyor. ‘Bu, kişiliktir. Hayatta sahip olabileceğiniz en değerli şey...’
Sonra (1)’in yanına bir (0) koyuyor:
‘Bu, başarıdır. Başarılı bir kişilik (1)’i (10) yapar’.
Bir (0) daha...
‘Bu, tecrübedir. (10) iken (100) olursunuz’. Sıfırlar böyle uzayıp gidiyor:
Yetenek... Disiplin... Sevgi...
Eklenen her yeni (0)’ın kişiliği 10 kat zenginleştirdiğini anlatıyor hoca... Sonra eline silgiyi alıp en baştaki (1)’i siliyor. Geriye bir sürü sıfır kalıyor. Ve hoca yorumu patlatıyor:
‘Kişiliğiniz yoksa öbürleri hiçtir’.”
Yeni yıldan beklentiler?
2001’in çok keyifli geçtiğini söylemek abartılı olur. Hem ülkemizde hem de dünyada iç karartıcı pek çok olay yaşandı. Her ne kadar birileri, 2012 için çok daha karamsar bir tablo çizse de, her yeni yıla olduğu gibi 2012’ye de umutla girmek istiyoruz... Diğer konulardaki beklentileri, diğer arkadaşlarımız zaten yazıyorlar. Liderlerin ve diğer toplum önderlerinin beklentilerini de haber sayfalarında okuyoruz.
Bu yüzden biz de her zaman olduğu gibi eğitimin ve gençliğin beklentilerini dile getirmek istiyoruz. Öncelik de, her zaman olduğu gibi öğretmen ve gençlerde. Çünkü en büyük sıkıntıyı hep onlar yaşıyor.
Öğretmenlerin kadro ve özlük haklarına yönelik sorunları ile gençlerin işsizliği ilk sırada. Geçen yıl öylesine sıkıntılı günler yaşadılar ki, yeni yılda, bu sabır ve özverilerinin karşılığını, mutlaka almalılar.
Eğitimin vitrini
Nasılına elbette ülkeyi yönetenler karar verecek. Ama ne olur bu yıl da, sabır ve özveri demesinler. Çünkü artık sabırları kalmadı... 2011’de eğitimin vitrini neredeyse tümüyle değişti. YÖK ve TÜBİTAK başkanları gitti. TÜBA yok edildi. Rektörlerin çok önemli bir bölümü değişti.
En önemlisi de MEB’de başta bakan olmak üzere tüm üst düzey kadrolar yenilendi.
Peki, bütün bunlar iyiye mi alamet? Yoksa iktidarın bu konudaki kafa karışıklığı hâlâ devam mı ediyor?.. Yeni oldukları için henüz bir şey söylemek erken. Ama eskileri aratmayacakları kesin. En azından şimdilik öyle bir görüntü veriyorlar.
Temennimiz, eğitime yön veren tüm bu kuruların başarılı olması. Yoksa kayıp yıllara bir yenisi daha eklenir.
Eğitim adına yeni yılın en büyük projesi, hiç kuşkusuz FATİH olacak.
Peki FATİH, isminden esinlenen Fatih Sultan Mehmet gibi, eğitimde ezbere dayalı, dayatmacı bir çağı sona erdirip, aklın, bilimin, teknolojinin hâkim olacağı yeni bir çağ açacak mı?
Bugüne kadarki göstergeler, çok umut verici değildi. Özellikle de geçtiğimiz yılın ilk yarısında. Umarız bundan sonrası, hedeflendiği gibi gerçekleşir...
Üniversiteler?..
Yeni YÖK Başkanı, üniversitelere yeni bir vizyon kazandırabilecek mi? Çok zor diyenler var ama bu önyargılı bir yaklaşım olur. Ama onun da bu algıyı tersine çevirmesi için çok daha aktif olması gerekir.
Henüz daha çok gencim, tecrübesizim, yeniyim, zamana ihtiyacım var gibi mazeretlerin arkasına saklanma lüksü yok. Böyle düşündüğünü de sanmıyoruz.
Ancak üniversiteler de, kamuoyu da ve eminim ki kendisine o makama paraşütle getirenler de, yeni yılda ondan çok önemli icraatlar bekliyor. Yılın ilk çeyreği, ileriye yönelik olarak, neler yapıp yapamayacağı konusunda önemli bir gösterge olacaktır.
İşsizlik?
Gençlerin en büyük sorunu işsizlik. Hükümet bu konuda ne yapar, ne eder bilmiyoruz ama ne yapacaksa artık yapsınlar. Çünkü gençlerin de, gözleri önünde çocukları eriyip tükenen ebeveynlerin de sabırları tükenmek üzere. Ve artık hiçbir mazeret ya da yönlendirme, onların bu konudaki beklentilerini erteletemez.
İşte bu yüzden işsizlik sorununun çözüme kavuşması için iktidarından muhalefetine, özel sektöründen girişimci ruha sahip olan herkese çok önemli görevler düşüyor. Ne yapıp edip istihdam olanaklarını artıralım. Yoksa hayatı zehir haline gelenler, sadece gençler olmaz..
Özetin özeti: 2012, her şeyden önce ülkemize huzur, gençlerimize iş, üniversiteler başta olmak üzere eğitim sistemimize de vizyon getirsin...
Özay Şendir
“Erdoğan, Osmanlıyı diriltmek istiyor…”
11 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Şaşırtan Çin
11 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Yatırımda yeni şifre: Hızlı nakit
11 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Nükhet Duru: Fırınlanmadan, pişmeden kalıcı olunmaz
11 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Vadeli lider vs. Vadesiz lider: Habemus Papam...
11 Mayıs 2025