Sağlık alanında çok önemli gelişmeler yaşanıyor. Ama sanki hiçbiri kök hücre kadar heyecan yaratmadı. Çalışmaların önemli bir bölümü henüz laboratuvar aşamasında. Ama gelecek için çok önemli ipuçları veriyor.
Kocaeli Üniversitesi’ndeki Genç Bakış’ta dün bu konuyu ele aldık. Müthiş tespitler vardı. Pek çok konuda treni kaçıran Türkiye’nin en azından bu konuda dünyaya paralel çalışmalar içinde olduğunu gördük.
İşte programdan bazı satırbaşları:
Prof. Dr. Erdal Karaöz (Kocaeli Üniversitesi Kök Hücre Merkezi Başkanı)
- Üzerinde etik tartışmalar yapılan kök hücre çeşidi embriyonik kök hücre. Bu çalışmalar şu an 10-15 yıl geriden gidiyor. Başta Bush yönetimi zamanındaki ABD olmak üzere birçok ülkede yasaktı. Yakın bir gelecekte embriyonik kök hücre çalışmalarına izin verileceğini umut ediyorum.
- Bizde diyanetin karşı çıktığı kök hücre yöntemlerinden bir diğeri de 5 günlük insan embriyonlarından alınan kök hücre ile yapılan çalışmalar. Bu noktada tartışmalar embriyo ruhunu ne zaman kazanır çerçevesinde yoğunlaşıyor. Fakat bu tartışmalara çarpıcı bir örnek şu ki; embriyonik kök hücre konusunda en çok araştırma yapan ülkelerden bir tanesi İran.
- Embriyonik kök hücre ile ilgili etik tartışmaların dışında kanser hücreleri oluşturma riski de var. Etik ve dini tartışmalar aşılabilir fakat embriyonik kök hücrenin tümör oluşturma riski daha önemli bir engel.
- Şu anda Parkinson için yüzde 100 tedavi mümkün değil. Fakat Japonya ve Güney Kore’de başarılı çalışmalar yapılıyor.
- Tüp bebek merkezlerinde birden fazla embriyon elde edilir. Bunlardan bir ya da iki tanesi rahime yerleştirilir. Arta kalan embriyonlarsa ailenin talebine göre ya dondurulur ya da imha edilir.
Buradaki tartışma noktası şu; imha mı edilsinler, bilim adına kullanılsınlar mı? Benim görüşüme göre eğer aile izin verirse, bakanlık tüm kontrol mekanizmalarını kurgularsa bilim adına bu embriyonlar kullanılabilir. Bu açıdan kimse buradan genetiği değiştirilmiş canlılar olacak diye endişe etmesin. Sadece buradan organlarımız, dokularımız nasıl meydana geliyor gibi genetik sırları ortaya çıkaracak araştırmalar yapılacak.
- Asıl önemli olan ulusal, halka açık ve devletin güvencesindeki bir kordon kanı bankacılığı sistemi. Ailede yüzde 25, ülke çapında yüzde 4-6 uygun kök hücre alma şansınız var. Aksi halde yurtdışında arıyorsunuz ki bu çok maliyetli. Fakat halka açık ulusal bir banka olursa bu oran yüzde 60’a çıkar.
Prof. Dr. Işık Akgün (Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğretim üyesi)
- Şu an mevcut laboratuvarlarda üreteceğimiz kök hücreleri hastalarda kullanma şansımız yok. Bugün için Türkiye’de bunu yapabilecek bir tane laboratuvar var.
- İlk kez dünyayla aynı yerdeyiz, aynı paralellikteyiz, destek alırsak çok daha iyi işler yapabiliriz.
- Tümör cerrahisinden, kıkırdak cerrahisine kadar her yerde kullanılmaya başlayacak.
- Belden aşağısı tutmayan bir kişiyi tamamen ayağa kaldıracak bir kök hücre tedavisi yok. Fakat çalışmalar devam ediyor, yakın gelecekte olabilir.
- Hücre tedavisinde bir yasak söz konusu değil. Örneğin ben sizin kıkırdak hücrenizi alıp, çoğaltıp, kıkırdak olmayan bölgeye ekleyebilirim. Bunlar şu an Türkiye’de yapılıyor. Karar çıkarsa klinik uygulama haftaya bile başlayabilir.
- Türkiye’de de kök hücre ile ilgili çalışmalar var. Hastalara uygulanmıyor belki ama çalışmalar var. Laboratuvarlar kuruldu, ciddi yatırımlar var.
Prof. Dr. Ali Demirci (Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı)
- Şu an bizim yaptığımız çalışmalar deneysel boyutta. Asıl amacımız bilimsel altyapıyı oluşturarak tedaviye başlamak.
- Yasal ve etik değerler göz önüne alındığında bir endişe var. Fakat deneyler kanıtlandığında kimsenin kök hücre tedavisine olumsuz bakacağını sanmam.
Prof. Dr. Dilek Ural (Kocaeli Üniversitesi Kardiyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi)
- Kök hücre 21. yüzyılın tedavi yöntemi.
- Kalp yetmezliği hastalarında çalışmayan kalp kası üzerinde kök hücre çalışmaları devam ediyor. Fakat dünyaya göre şu an için gerideyiz.
Prof. Dr. Hamza Aktan (Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı)
- Prensip olarak kök hücre çalışmaları caiz değil diyemeyiz. Fakat bazı açılardan caiz olmadığını söyleyebilmek mümkün. Yetişkinin kendi bünyesinden alınan kök hücrelerle yapılan çalışmaların bir sakıncası yok. Fakat embriyoların ve ceninlerin öldürülerek bunlardan kök hücre elde edilmesi dinen katildir. Çünkü tedavi dahi olsa ne maksatla olursa olsun rahimdeki bir ceninin alınması, öldürülmesi dinen caiz değildir. Bir hayat kurtarıyorum derken bir başkasının hayatına son vermek kabul edilemez.
- Bir diğer uygulama ise tüp bebek tedavisi için kadınlardan alınan ve rezervde duran embriyolardan kök hücre elde etmek. Yani bu sebeple onları öldürmek, rahimde gelişmeye başlamış ceninle aynı anlamda mıdır diye düşünürsek, insan olma yolunda ilk adımı atmış, hücre bölünmeleri başlamış olduğu için insan olduğunu kabul etmek mümkündür. Bu açıdan bakarsak embriyonik kök hücrenin hastalıkların tedavisinde kullanılmasının doğru olmadığı sonucuna varılabilir. Fakat bu tartışılabilecek bir konudur.
Memet Sefa Öztürk (Omurilik Felçli Balet)
- Bunu yaşamayan anlayamaz. Bir tedavi yolunun bulunmasını ne kadar istediğimizi anlayamazsınız.
- Aslında çok önemli çalışmalar var. Ama gelip bir noktada tıkanıyor. Artık omurilik felci bir sektör haline gelmiş ve buna çözüm bulunmasını istemeyen bazı güçler bu sürecin önünü tıkıyor. Ben artık iyimser bakamıyorum. Bu tedavilerin bulunmasındaki engel nedir? Bunu engelleyen güç ne? Bence devlet gereken önemi vermiyor. Anlayamıyorum. Devlet bul diyecek ve bulacaklar. Bu kadar basit.