Küresel ekonomik kriz, pek çok sektör gibi, eğitim sektörünü de etkiledi. Anaokulundan liseye el değiştiren özel okullar oldu. Borç batağında olan üniversiteler de var.
Peki iktidar ya da devlet bu konuda ne yapıyor?
Kocaman bir hiç.
Sadece ve sadece seyrediyor.
Eğitim sektörü, başka sektörlere benzemez. El değiştirmeler, kapanmalar çok sancılı olur. Bu yüzden yakından izlenmesi gerekir.
El değiştiren okullarla ilgili olarak o kadar çok söylenti var ki velilerin kafası karmakarışık.
Kara para aklamaktan tarikat bağlantılarına kadar ne ararsanız var.
Ne kadarı doğru, ne kadarı yalan ya da abartılı bilmiyoruz. Ama kurumlara zarar verdiği kesin. Alanlara da. Dünyanın parasını verip okul satın alıyorsunuz ve söylentinin bini bir para.
İşte bu yüzden, Milli Eğitim Bakanlığı’nın duruma el koyup, okul alanları, satanları ve zordaki kurumları enine boyuna incelemesi gerekir. Yoksa, ileride başı ağrıyan sadece veliler olmaz...
Dahası, eğitime yatırım yapanları küstürür ki bu da hiç iyi olmaz!..
ÖSS ve SBS
ÖSS ve SBS’ye yönelik tartışmalar devam ediyor. Bazı veliler işi öylesine ileri götürdüler ki, ille de sınav iptal edilsin istiyorlar. Oysa toplam 240 sorudan sadece ve sadece üçü beşi tartışmalı. Belki de iptal edilecek. Ama sınavın tümüyle iptali söz konusu olamaz. Olmamalı da. Zaten ÖSYM Başkanı Yarımağan da bu tür istekleri ve söylemleri kabul edilemez buluyor. “Böyle saçmalık olmaz“ diyor.
Peki veli ve adaylar bu konuda haksız mı? O da tartışmalı.
İptali istenen soruları doğru yanıtlayanlar da kızgın, yanlış işaretleyenler de. İlk gruptakiler haklarının yendiğinden, ikinci gruptakiler ise soruların yanlış kurgulanması yüzünden hem morallerinin bozulduğundan hem de çok zaman kaybettiklerinden yakınıyorlar.
Keşke, ne yapılacaksa bir an önce yapılsa da bu yöndeki tartışmalar bir an önce sona erse. Yoksa, bu tartışmalar daha fazla moral bozmanın ötesinde bir işe yaramaz.
Mezuniyet günleri
Türkiye’nin dört bir yanında mezuniyet şölenleri yapılıyor. Devlet ya da özel hiç fark etmiyor. Anaokulları, ilköğretim okulları, liseler ve üniversiteler öylesine görkemli törenler yapıyorlar ki izleyenler hayran kalıyor.
Keşke aynı şekilde, okulların açılışı da böylesine şaşaayla kutlansa.
Bu tablo sanki okulu bitirmenin, kimilerine göre de “ okuldan kurtulma“nın, okula başlamadan çok daha keyifli ve önemli olduğunu ortaya koyuyor. Halbuki okula başlamak da bir o kadar önemli...
Mezuniyet törenleri, balolar ve şenliklerin ekonomik olarak çok iyi dengelenmesi gerekiyor. Bazı öğrenciler sırf bu yüzden katılamıyor. Ve bu da eziklik yaratıyor. Buna da hiç kimsenin hakkı yok.
Okullar, haklı olarak mezuniyet haberlerini gazetede görmek istiyor. Ama öylesine haber yağıyor ki, sayfalar yetmez. Ama yayımlansın da istiyoruz. Mezuniyet haberlerini ve mezuniyetle ilgili diğer etkinliklerinizi abbasguclu.com.tr’de yayımlıyoruz. Gönderin tüm Türkiye okusun. Ayrıca, çok güzel bir anı olarak sanal ortamda da olsa kayıtlara geçmiş olsun.
Kırca Genç Bakış’ta
Genç Bakış’ta bu gece final var. 8. yayın dönemi geride kalıyor. Keyifli bir final olsun istedik. Levent Kırca, son haftalardaki siyasi hicivleriyle öylesine öne çıktı ki, tartışmasız aklımıza gelen ilk isim o oldu. Bu konuda sanki bir boşluk vardı. Boşaltan da dolduran da yine kendisi oldu.
Önceki haftalarda Gül ve Erdoğan’ı hicvetmişti. Bu hafta ise sıra Baykal’daymış. Ne zamandır gülmedim diyorsanız, bu gece ekran başına. Kanal D, 00.15
Özetin özeti: Eleştiri ve hoşgörünün olmadığı yerde demokrasi gibi mizah da gelişmiyor. Cesur yürek Kırca’yı kutlarız...