Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Diyalog Genç Bakış'ta, Türk siyasetinin son 60 yılını konuşurken konuklarımızdan biri de oydu. Hüsamettin Cindoruk ve Mümtaz Soysal, merkez sağ ve merkez soldaki gelişmeleri anlattı. O da AKP'nin nasıl kurulduğuna, bugün hangi noktaya geldiğine ve Türkiye'yi nereye götürdüğüne yönelik sorulara cevap verdi. Söylemleri sertti. Ama partisinden ayrılmaya hiç niyeti yoktu.Hüsamettin Cindoruk, siyasi bir duayen olarak, dünü dünde bırakan ender isimlerden biri. İTÜ'lü öğrencilere, Menderes ve diğer liderleri anlatırken, sadece hatalarına değil, yaptıkları hizmetlere de bakmalarını önerdi.Sola yönelik eleştirilerin odağındaki Mümtaz Hoca ise, bilgece söylemleriyle sadece öğrencilerin değil ekran başındakilerin de takdirini topladı.Demirel, Özal ve Erbakan'ın da mezun olduğu İTÜ'de, çarşamba gecesi aşırı sol rüzgârlar esti. Rektör Faruk Karadoğan'ın "Üniversiteler ibadet yeri değil, bilim yuvasıdır" söylemi, öğrencilerin özelleştirmeden paralı öğretime, AB ve ABD karşıtlığından yeni anayasal düzenlemelere varan sert çıkışları, İTÜ'de derelerin altından çok suların aktığı izlenimi verdi... Ertuğrul Yalçınbayır AKP'nin önemli kurucularından biri. Gül Hükümeti'nde Başbakan Yardımcısı'ydı. Daha sonra TBMM Anayasa Komisyonu Başkanlığı da yaptı. Açık sözlülüğü ve her defasında parti programını ve kuruluştaki ilkeleri hatırlatması, kara listeye alınması için yetti de arttı. Önce hükümete, sonra da parlamentoya veda etmek zorunda kaldı. Konuşmacıların da, öğrencilerin de ortak görüşü, Türkiye'deki sol hareketin yetersizliği oldu. İşte son ayların en fazla izlenen Genç Bakış'ından satırbaşları: 'Solsuz demokrasi olmaz' Menderes'in kusurları olabilir. Ama hizmetleri de çoktu. Türkiye'de ilk defa iktidarda olan parti lideri, başbakan idam edildi. Ama dava dosyasında laikliğe karşı tek iddia yoktu. Yassıada'da olan birçok kişinin İstiklal Madalyası vardı.Karamanlis geldi. Dedesi de gelmişti. Eşi, Dışişleri Bakanı Zorlu ile dans etmişti. Bugün ise bizim Cumhurbaşkanımızın eşi onun bile yanına çıkamadı.AKP, DP'nin devamı olamaz. Demokrat Parti ile AKP arasında laiklikle alakalı bir fark vardır.Türkiye'de sıkıntı, sol ayağın kaymasındır. Sol büyürse dengeler yerine oturur.Siyasetin üslubu öfke değildir. Sadece Sayın Başbakan öfkenin hitabet sanatı olduğunu söyledi. Başka kimse de söylemedi. Şu anki Türkiye fotoğrafı, AB'ye girecek fotoğraf değil. Federalizm isteyenler var. Ayrımcılık isteyenler var. Şimdi de türban sorunu!..Türkiye'nin kendini tarif eden bir anayasaya ihtiyacı var, daha kapsamlı bir anayasa mahkemesine ihtiyaç var, toplumsal analize, toplumsal hukuka ihtiyaç var. Ama öyle bir anayasa yapıyorlar ki gizli, sır gibi saklıyorlar.Milletvekilliği yaptım, Meclis başkanlığı yaptım, genel başkanlık yaptım, fakat bir türlü hükümet iradesini ele geçiremedim.Bizim anayasamız, güneş enerjisiyle çalışan, buradaki arabaya (öğrencilerin yaptığı arabayı işaret ediyor) benziyor. AKP siyasetin dibe vurduğu dönemde açılımlara sebep olmuştur. AKP'yi kurarken laik demokrat kendi içinde yarışan cumhuriyetçi bir parti olarak düşündük.AKP'nin kuruluşunda parti içi demokrasiye çok önem verildi. Ama orada kaldı.Laiklik tüm özgürlüklerin teminatıdır.Milletvekilleri kanunların yapım sürecine katılamıyor.Milyonlarca partilinin ağzı kapatılmıştır. Bu tamamıyla antidemokratik bir davranıştır. Partilerin bir denetim mekanizması yoktur.Zafiyetimiz uygulamalardadır. Kanun düzenleme var ama uygulama yoktur.Anayasa Mahkemesi, türbanı siyasi simge olarak kabul etmiştir.Özelleştirme konusunda AKP'nin önceden vurguladığı görüşü ile şimdiki düşünceleri çok farklıdır.Türkiye'de yolsuzluk, yalakalık, yalancılık, yobazlık, sayamadığım çok şey var. Büyük bir yozlaşma var.Anayasa yapmak başbakanın işi değildir.Biz yeni bir anayasanın, doğru bir ortamda, özgür ve örtülmeden (türbanla) iyi bir şekilde yapılmasından yanayız. Bazı şeyler bazı örtülerin altına saklanıyor. Anayasanın örtülü bir şekilde yapılmasından yana değilim. Siyaset bir arayıştır.1945 yılında çok partili dönemi getirmek isteyen kadrolar, ister istemez kendi siyasal amaçlarını yerleştirmek için dini kullandılar.Milletin kendi sağduyusunu duyarak hareket etmesi gerekiyor.Hep dış dünyanın reçetelerini alıyoruz. Türkiye dışarıdan yönetiliyor. Başbakan, Cumhurbaşkanı iki ayda bir niye ABD'ye gidiyor?Paralı eğitim çok yanlıştır.Yanlış politikalara karşı çıkın.Yavaş yavaş ülkemizde siyasal bilinç olmaya başladı. Önceden aileler çocuklarının siyasetle ilgilenmesine karşı çıkarlardı.Siyasetin her yaptığı tu kaka değildir. Siyaset iyi yapıldığı zaman en iyi kamu hizmetidir. Özetin özeti: İTÜ, öğretimiyle olduğu kadar, öğrencisiyle de fark yarattı... aguclu@milliyet.com.tr