Abbas Güçlü
DEVLET üniversitelerinden mezun olanları beğenmiyorduk. Ama bu gidişle, galiba onları arayacağız. Üç beş katlı bir bina ve üç beş hoca bulan, bir üniversite açıyor. Hem de ne üniversiteler! Tıp, Hukuk, Mühendislik, Güzel Sanatlar, İşletme, İktisat, Uluslararası İlişkiler... Ne ararsanız var.
Hangi birikimle, hangi kadroyla, böylesine ciddi alanlarda eğitim verecekler, belli değil.
İsteyen, istediği üniversiteyi açsın. İsteyen de istediği diplomayı versin. Ama, her diploması olan, ilgili mesleği yapamasın. Bu durum sadece özeller için değil, devlet üniversiteleri için de geçerli olsun. Tıpkı ABD'de olduğu gibi.
Özel üniversiteler açıldıktan sonra, geçen yıl, puanlar öylesine düştü ki,
"eyvah" demek zorunda kaldık. Ama öyle görülüyor ki, bu yıl, "eyvah" çok hafif kalacak. Felaket sinyalleri şimdiden geliyor...
ABD'de olduğu gibi meslek odaları mı, yoksa TUS'da olduğu gibi YÖK mü, ya da Öğretmen Yeterlilik Sınavı'nda olduğu gibi Milli Eğitim Bakanlığı mı yapar, bilmiyorum. Ama birilerinin, hangi mesleğe olursa olsun başlamak için bir yeterlilik sınavı yapması zamanı geldi de geçiyor.
Diplomanın artık bir yeterlilik belgesi olarak kabul edilmesi mümkün değil. ODTÜ'nün verdiği mühendis diplomasıyla, bir kaç yıl önce çok olumsuz koşullarda mezun olanların hoca olduğu taşra üniversitelerinden alınan diplomanın aynı olduğunu kimse iddia edemez. Yine aynı şekilde Ankara ya da İstanbul Hukuk'tan mezun olanlarla, yeni derme çatma hukuk ve tıp fakültelerinden mezun olanları bir tutmak mümkün mü?
Eğer yeterlilik sınavı getirilmezse, yarın, onları kaşımızda trilyonluk ihallere imza atan mühendis, canımızı teslim ettiğimiz doktor ya da adeleti temsil eden hukukçular olarak görürüz.
Bu durum sadece son yıllarda açılan devlet üniversiteleri ve özeller için geçerli değil. Kırk yıllık eski üniversiteler için de sözkonusu.
Mesleki Yeterlilik Sınavı, üniversiteler arasındaki rekabeti, dolayısıyla kaliteyi artıracaktır. Ayrıca, üniversiteleri denetleme olanağı sağlanacaktır. Şu andaki sisteme göre, kim ne yapıyor belli değil. Kim başarılı, kim başarısız, kim yeterince akademik hüviyete sahip ara ki bulasın...
Yeni üniversiteler konusunda, TBMM ve YÖK'ten umudu kestik ama, DPT ne yapıyor anlamıyorum. İstanbul gibi yaşam koşullarının çok zor olduğu bir ile bu kadar (şimdilik 17) üniversite açılması doğru mu?..
Hababam yönetmeler yüzünden, ilk ve orta dereceli özel öğretim kurumları, en az yüzde 15'lik ortam varken, yüzde 1'in üzerine çıkamadı. Şimdi aynı hatalar, yükseköğrenimde yapılıyor. Açılışlarına izin verelim, ölen ölür, kalan sağlar bizimdir yaklaşımı, belki ekonomide geçerlidir ama, eğitimde tehlikelidir.
Yazara EmailA.Guclu@milliyet.com.tr