Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bir başarı öyküsü mü arıyorsunuz? Alın size bir örnek. Hem de Türkiye’nin en ücra köşelerinden birinden.
AHT’nin haberini, önce gelin hep birlikte okuyalım:
İlk mezunlarını bu yıl veren Muş Fen Lisesi, kolejlere taş çıkarttı. 26 öğrencisinden 22’si üniversiteye girdi. 9 öğrenci tıbba, 8 öğrenci de mühendisliğe yerleşti.
Başarıysa, işte başarı. Hem de onca zor koşullarda. Kazanılan fakülteler de öyle sıradan fakülteler değil. Cerrahpaşa Tıp da var, Ankara Diş de.
Muş Fen Lisesi, bu başarısıyla, 37 kentin fen lisesini de geride bırakmış. Muhtemeldir ki bu kentlerin en az yarısı da başta Karadeniz olmak üzere Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun dışındaki diğer kentlerdedir.
Muş Fen Lisesi, bu başarısıyla ayrıca, binlerce devlet lisesinin yanı sıra öğrenim ücreti yıllık 20, 30 bin lira arasındaki kolejlere de nal toplatmıştır.
Kendilerini canı gönülden kutluyoruz. ÖSS’de başarılı olamadıkları için bin tane mazeret üreten öğrenci ve okullara Muş’u örnek almalarını öneriyoruz.
Demek ki her koşulda başarılı olunabiliyormuş!..

Çubukçu rüzgârı
Milli Eğitim Bakanı Çubukçu ile birlikte, bir anda eğitimde çok büyük değişiklikler beklemek yanıltıcı olabilir. Ama bir şeylerin daha iyiye gideceği konusunda önemli sinyaller var.
Eğitimde insanı dışlayan o katı dönem sanki artık geride kaldı. Sanki her şeye çok daha farklı bakılıyor. Kadınsı ve annesel bakış daha bir öne çıkıyor. Umarız tesadüf değildir ve kalıcı olur.
Örneğin, üniversite öğrencisiyken alınan öğrenim ve harç kredilerine getirilen faiz ve hacizlerin kaldırılması. Çelik döneminde, bu kredilere yüzde binlere varan faizler uygulanmış ve yüz binlerce aile çok tedirgin günler yaşamıştı. Şimdi çok makul düzeylere çekildi.
Bir başka örnek yine öğrenci harçlarında yaşandı. YÖK, ikinci öğrenim ücretlerine öyle bir zam önerisinde bulundu ki, öğrencilerin bu yükün altından kalkmaları mümkün değildi. Bu da geri döndü.
Eminim ki günler ilerledikçe, benzeri daha pek çok insancıl uygulamaya şahit olacağız.
Örneğin ödev ve kayıt dönemleri bir eziyet olmaktan çıkabilir. Örneğin, çocuklar, okula artık ayaklarını sürterek değil güle oynaya gidebilirler. Öğretmenler de kendilerini düşünen bir bakanlarının olduğunun gururunu yaşayabilirler.
Abartılı bulanlar, dereyi görmeden paçayı sıvama diyenler, sen de mi Brütüs benzetmesi yapanlar, biz biliriz onları, hepsi kandırmaca söyleminde bulunanlar fazlasıyla çıkacaktır.
Aksi olursa, onu da yazarız...

İşsizlik can sıkıyor
İşsizlik rakamları açıklandı. İlk sırada yine gençler var. En ön sırada ise en okumuş olanlar. Yıllarca dirsek çürütmenin ve her türlü fedakârlığın ödülü bu olmamalı.
Hükümet suni gündemlerle dikkati başka yere çekme konusunda çok başarılı. Medya ve aydınlar da onun kuyruğuna takılıp gidiyor. Muhalefeti zaten hiç saymıyorum. Çünkü var mı yok mu belli değiller...
Türkiye’yi yönetenler, acaba kendilerine gelen mektupları okuyorlar mı? Halkın içine çıktıkları yok. Hiç olmazsa günün birkaç saatini vatandaşa ve onlardan gelen mektuplara ayırsalar. Eminim, danışmanlarının ya da bürokratların kendilerine aktardıklarından çok daha farklı bir tabloyla karşılaşacaklardır.
Şu anda Türkiye’nin en önemli sorunu işsizliktir. Yüz binlerce öğretmen gibi yüz binlerce mühendis, hukukçu, iktisatçı, teknisyen iş aramaktadır. Hem de yıllardır. Yaz gelsin işler açılır deniliyordu. Olmadı. Şimdi yeni bir döneme giriliyor. Kış öncesinde on binlerce öğretmen ve farklı alanlara yönelik istihdam büyük bir rahatlama yaratacaktır.
Tamam devlet iş kapısı değil ama devlet hemen her konuda hemen her sektöre öylesine o kadar çok destek çıkıyor ki, bir defalığına da gençler için yeni bir açılım getirse ne olur!..
Özetin özeti: Gençlerden sorumlu eski bakan, TBMM Başkanı oldu. Bakalım ne kadar onların sesi olacak?..