Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

‘Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz’ diye bir mısra var. Benzer bir söz de, “Ülkesini en çok seven, en çok üretendir” şeklinde. Her ikisini de çok severim. İnsanları yaptıkları işlere göre değerlendirenlerdenim. Hayatta tek çivi çakmayıp hep eleştirenler kadar tüm hayatı üretmekle geçip hiç sesi çıkmayanlar da var...
Niye böyle bir girizgâh? Aradaki farklılıkları çok iyi görebilmek için...
Önceki gün ODTÜ’nün KKTC Kampusu’ndaydık. Temeli 2000’de atıldı. İnşaatlar da 2003’te başladı. Ara ara hep gittim. Çünkü, Ankara’da 50 yıl önce gerçekleşen bir mucizenin heyecanı yeniden yaşanıyor.
Türkiye’nin desteğiyle Lefke yakınlarında Güzelyurt’un Kalkan köyünde kurulan ODTÜ KKTC Kampusu, önceki öğretim yılında ilk mezunlarını verdi. Öğrenci aldığında, ilk karşı çıkanlar, öğrencisinden öğretim üyesine ODTÜ camiası oldu. Kalite düşecek, parayla diploma satılacak, imaj çizilecek kaygıları vardı. Ama günler, aylar, yıllar geçtikçe görüldü ki tüm tereddütler boşunaydı.
Binalar yükselip öğrenci sayısı arttıkça, ODTÜ camiasındaki tedirginliğin yerini gurur alırken, bu kez Rum kesiminde bir telaş başladı. Eninde sonunda bu bölge bir şekilde kendilerine verilecek diye bekleyen Rumlar, ODTÜ’nün kat ettiği aşamaları gördükçe, Kıbrıs’ın belki de en verimli bölgesi olan bu topraklar için umutlarını yitirmeye başladılar. Çünkü gelinen nokta, ODTÜ orada olduğu sürece, ne Türkiye ve KKTC ne de BM  veya AB hiç kimse, artık bu toprakları kendilerine veremezdi!..

Geleceğin kampusu

TC paraya kıymış, KKTC de topraklarını açmış ve ortaya muhteşem bir kampus çıkmış. İnşaatlar hâlâ devam ediyor. Daha bir süre de devam edecek. Aynı kampus Ankara ya da İstanbul’da olsa herkese parmak ısırtırdı. Şu ana kadar 200 milyon lira harcanmış. Toplam öğrenci sayısı şimdilik 1500 civarında. Hedef 3 bin 500. Uzun vadede de ise 5 bin.
Altyapı tamamlanmak üzere. Allah’ın dağı dediğimiz çorak arazi ise yeşillenmeye başlamış. Bilim merkezinden spor komplekslerine, laboratuvarlardan yurtlara, öğrenci kulüplerinden kütüphaneye altyapı tamamlanmak üzere. Öğretim kadrosu Ankara’da ne ise o. Ders programları hatta sınav soruları bile aynı. Hatta pek çok konuda aman laf gelmesin diye çok daha titizler.
50 yıl öncesindeki ODTÜ’ye göre çok daha şanslılar. Çünkü arkalarında sadece TC ve KKTC değil ODTÜ de var.
Aslında kendi içlerinde büyük bir sınavdan geçiyorlar. Neleri başarıp neleri başaramayacaklarını görmek ve cümleâleme göstermek istiyorlar.
Lafın ötesine geçebiliyorlar mı? Akademik donanımın dışında yaratıcı, üretken ve icracı da olabiliyorlar mı? Bir anlamda kendilerini test ediyorlar. Gelinen nokta şu anda tatmin edici. Ama daha da fazlasının peşindeler.
Kurucu Rektör Ahmet Acar’ın şu anda Ankara’da rektörlük koltuğunda oturuyor olması, bir önceki rektör Ural Akbulut’un büyük gayretleri ve şimdiki KKTC Kampus Rektörü Turgut Tümer’in projeye olan inancı, gelinen noktanın en önemli argümanları.
Peki her şey iyi güzel de öğrenci memnun mu? Projenin mimarları, gelinen noktayı yeterli buluyor mu?
Ahmet ve Turgut Hoca, bazı engelleri aştıklarını memnuniyetle dile getirseler de daha işin başında olduklarını ifade ediyorlar. Öğrencilere gelince, bir dokun bin ah işit.
KKTC kampusu fazla bilinmediği için puanlar düşük. Ama çıta yüksek. Bu da akademik açıdan öğrencileri zorluyor. İlk 5 bindeki öğrencilere uygulanan program, yüz bininci sıradaki öğrencilere de dayatılıyor.
Bu da yoğun çalışma disiplini içinde olmayan öğrencilere başlangıçta zor geliyor. Ama uyum sağlayanlar çok. Hazırlık sınıfını geçmek, ÖSS’den daha güç. En büyük şikâyet konuları ise sosyal yaşam. Kampus her ne kadar bilim peşindeki öğrenciler ve aileler için biçilmiş kaftan gibi gözükse de kabına sığmayan öğrencilere dar geliyor. Hareket istiyorlar ama bunu ne kampusta ne de civarda yeterince bulabiliyorlar.
Yönetim bu konuda yeni arayışlar peşinde ancak öğrenciye yetişmesi zor. Bakalım yönetim bu soruna nasıl çözüm bulacak?
Özetin özeti: Keşke her üniversite ODTÜ gibi kendisiyle yarışacak yeni kampuslar kursa. Çıta ancak böyle yükselir. Tercih aşamasında, ille de ODTÜ deyip az puan farkıyla kaçıranların da aklında bulunsun...