Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Okullar açıldığında en sık rastlanan haberlerden birisi de başarılı ama yoksul öğrencilerin hayat hikâyeleri olur. Son günlerde, gazete ve televizyonlarda bu yönde çok haber çıktı. Muhtemeldir ki daha da artacak. Çünkü bu durumda çok fazla öğrenci var. Ayrıca medya ve halkımız da bu tür haberleri çok seviyor.
Ne zaman böyle bir haber yayımlansa, bağış yağmuru olur. Bir defasında bilgisayara ihtiyacı olan bir öğrencinin mektubunu yayımladığımızda, bilgisayar almak ya da göndermek isteyen yüzlerce hayırsever yardım eli uzatmıştı...
Başta devlet ve sivil toplum örgütleri olmak üzere bu konuda pek çok adım atılıyor. Ama hepsi de yetersiz. Hele son krizden sonra burs arayanların sayısında patlama oldu desek yalan olmaz.
Peki burslar arttı mı? Kesinlikle hayır.
YURTKUR’un verdiği burs miktarı 180 lira. Zamlansa bile 210 lirayı aşmaz diyorlar.
Bu parayla, bir üniversite öğrencisi nasıl hayatını sürdürecek, onu düşünen yok.
Öğrenciler, eskiden birkaç yerden burs alabiliyorlardı. Önce üniversitelerin sonra da belediyelerin verdiği burslar bir şekilde kaldırıldı.
Burs veren sivil toplum örgütlerinin çoğu da sanki bin lira veriyorlarmış gibi “bizden başka yerden burs alamazsınız” gibi kurallar getirince öğrenciler iyice sıkıştı.
Ailelerinin durumu da ortada. Ticaretle uğraşanlar ayakta kalma mücadelesi veriyor. Maaşlı olanların aldıkları zam oranı hallerini anlatmaya yeter de artar. Düzenli bir geliri olmayanlar ise zaten perişanlardı. Daha da perişan durumdalar.
Peki böylesi bir tablodan nasıl mutlu ve başarılı bir öğrenci çıkar? Evet demek o kadar zor ki? Ama nedense ülkeyi ve üniversiteleri yönetenler bu konuya hiç kafa yormuyor.
Medyanın katkısı ise üç beş öğrenci haberi o kadar.
Bu haberler sayesinde o öğrenciler gerçekten de kurtuluyor. Ama ya diğerleri?..

Ulusal burs fonu
Gençlerimizin, ülkemizin geleceği olduğuna gerçekten inanıyorsak, bu konuda bugüne kadar yaptıklarımızdan çok daha fazlasını yapmak zorundayız.
YURTKUR’un bünyesinde mi olur, yoksa sivil bir girişim mi olur, nasılına bu yasayı çıkartacaklar karar versin. Ama mutlaka bu konuda devlet-millet işbirliğini sağlayacak yeni bir oluşuma gitmek gerekir.
Halkımızın bu konuda fazlasıyla duyarlı olacağına adım gibi eminim. Yeter ki ortaya güvenilir bir oluşum konsun. Devlet de bugüne kadar yaptıklarının yetersiz olduğunu görüp, çok daha fazlasını yapsın. Yasa ise yasa çıkartmalı, katkı ise katkı sağlanmalı.
Gençler, mademki ülkemizin geleceği, o zaman, ülkemizin tüm dinamiklerinin bu çorbada tuzu olmalı.
Futbolcu transferinden faiz gelirine, konser biletlerinden lüks tüketim maddelerine kadar hemen her şeyden öğrenci burs fonuna bir katkı sağlansın. Yüzde birlik hatta yüzde yarımlık bir katkı bile, şu andaki burs miktarının iki, üç katına çıkması için yeter de artar. Neden, bu konuda mutlaka bir şeyler yapılmalı? Çünkü:
- On binlerce üniversite öğrencisi günü tek öğün yemekle geçiriyor,
- Kilometrelerce yolu yürümek zorunda kalıyor,
- Mesleki yayınlara abone olamıyor,
- Gazete, kitap, dergi okuyamıyor,
- Sinema, tiyatro ve konsere gidemiyor,
- 8, 10 kişi bir evde ya da bir odada yaşıyor,
Oysa iyi meslek adamı ve mutlu bir yurttaş olmak için yukarıdakileri ve çok daha fazlasını hak ediyorlar.
Üniversiteye girmek için çok çaba harcadılar. Çok şeylerden fedakârlık ettiler. Mezun olduklarında da bu ülke için çok katkıda bulunacaklar.
İşte onun için onları bu zor günlerinde yalnız bırakmaya hakkımız yok.
Devlete yön verenler, gençler için çok daha fazlasını yapmalılar. Eğer onlar hâlâ taşın altına ellerini koyma konusunda direnmeye devam ederlerse de, sizler ne yapın edin bir yolunu bulun ve gücünüz oranında bir ya da çok daha fazla öğrenciye burs verin.
Kesinlikle pişman olmayacaksınız.
Vereceği manevi haz, maddi katkınızın çok ötesinde olacaktır.
Biraz araştırdığınızda, sizin isminize burs verecek vakıf ve derneklere de ulaşabilirsiniz, üniversitelerin ilgili birimlerine de. Yeter ki isteyin.
Özetin özeti: Hadi gelin bu öğretim yılında, sizin de gurur duyacağınız öğrencileriniz olsun...