Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

YÖK’ü, yaptıkları ya da yapmadıkları nedeniyle ta kuruluş aşamasından bu yana en çok eleştirenlerden biriyim.

12 Eylül’ün hâlâ ayakta kalan ender kulelerinden biri. Son 35 yıldır, iktidara talip olan her partinin, kaldırma sözü verdiği ama göreve geldiklerinde arka bahçe olarak kullandıkları enteresan bir kurum. Kurucusu rahmetli Doğramacı’ya göre, dünyanın en özerk, en demokratik, en yararlı kurumu!

Üniversite, öğretim üyesi ve öğrenci sayısı, onunla üçe, beşe, ona katlandı, onunla ülke geneline yayıldı. Onca kazanımın yanında, özgürlük ve özerklik gibi ufak ayrıntılara takılıp kalmanın ne gereği var derdi, sonraki başkanlar da bu geleneği sürdürdü.

Haberin Devamı

Yekta Hoca, önceki yönetimlerden biraz değil, çok farklı. YÖK’ü kurumsallaştırmaya ve yetkilerini paylaşmaya çalışıyor ama nafile. Çünkü yamalı bohça artık dikiş tutmuyor...

Fark yaratanlar

Bilim toplumu olmadan, refah toplumu olamayacağımızı nihayet hemen herkes artık kabul etmiş durumda.

İşte bu yüzden üniversitelerimizin misyon ve vizyon açısından yeniden konumlanmaları çok önemli.

10 araştırma, 10 da ihtisas üniversitesi açıklandı ve hemen hepsine de önemli görevler verildi.

Keşke, bu misyon ve vizyon, YÖK tarafından değil de kendileri tarafından belirlenseydi.

Belki o zaman çok daha içten bir şekilde hedefe odaklanabilirlerdi.

Yine de hiç yoktan iyidir. Düne kadar ne böylesine bir görevlendirme ne de kendilerine vazife çıkarma vardı.

Peki, bu üniversitelerimiz fark yaratabilecekler mi?

İşte o biraz da hepimize bağlı. Onları özgür ve özerk bırakır, sırtlarındaki öğrenci yükünü hafifletip, kaynaklarını artırır ve en önemlisi de kendilerini yüreklen-dirirsek, en zor olanı bile başarabilirler.

Ve bunu da yapmak zorundayız. Çünkü onların başarısı, geleceğimizin garantisi olacaktır...

Hangi üniversiteler?

200’ü aşkın üniversitemiz oldu.

Bunlardan 20’sine özel statü tanındı. 10’u araştırma, 10’u da ihtisas üniversitesi oldu.

Araştırma üniversiteleri, ülkemiz için stratejik öneme sahip konulara odaklanacak, ihtisas üniversiteleri de bölgesel kalkınmada lokomotif görevler üstlenecek. Performansları ise her yıl denetlenecek. Başarılı olanlar yola devam edecek, olamayanlar liste dışı kalarak, yerine yenileri seçilecek.

Haberin Devamı

İşte bu noktada, mikrofonu kendilerine uzattık ve neleri araştırdıklarını sorduk.

Sevindirici, gurur verici gelişmeler var ama daha fazlası gerek!

Peki, o üniversiteler hangileri? İşte onlar:

Araştırma Üniversiteleri: İstanbul, İstanbul Teknik, Boğaziçi, Orta Doğu Teknik, Ankara, Hacettepe, Gazi, Erciyes, Gebze Teknik üniversiteleri ve İzmir İleri Teknoloji Enstitüsü.

İhtisas Üniversiteleri: Aksaray Üniversitesi- Spor ve Sağlık, Kastamonu Üniversitesi-Ormancılık ve Tabiat Turizmi, Muş Alpaslan Üniversitesi Hayvancılık, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi- Çay, Siirt Üniversitesi Tarım ve Hayvancılık, Bingöl Üniversitesi- Tarım ve Havza, Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi-Hayvancılık, Düzce Üniversitesi- Sağlık ve Çevre, Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi- Tarım ve Jeotermal, Uşak Üniversitesi - Tekstil, Dericilik ve Seramik.

Haberin Devamı

En büyük zihinler?

Dünyanın en önemli iş ve ekonomi dergilerinden Forbes 100. yaşı dolayısıyla “Türkiye’nin Yaşayan En Büyük Zihinleri” ödülü töreni düzenlemiş. 24 kişiye de ödül vermiş!

Tıpkı bizim üniversitelerin verdiği ödüller gibi.

Eş, dost, ahbap işi izlenimi veriyor. Ödül verilenler önemsiz isimler mi? Kesinlikle hayır!

Peki ya listede olmayanlar, onlardan daha az mı zihne sahipler? Bu da kesinlikle mümkün değil!

Peki, niye verilir?

İşte onu anlamak hiç mümkün değil!..

Özetin özeti: Birbirimizi kandırmadan yola devam edersek, şaha kalkmamız o kadar da zor değil!..