Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Ortaylı’dan milliyetçilik açılımı

Genç Bakış’ta önceki gece, son haftaların tartışmalı konusunu “milliyetçilik” ele alındı.
Ankara İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi’nde gerçekleşen programa, öğrenciler gibi ekran başındakilerin de ilgisi müthişti.
Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın konuk olduğu programda Osmanlı’dan günümüze ve dünyadaki milliyetçilik akımları ele alındı. İşte programdan satır başları:

Türkiye hep vardı!
- Amerika gibi bir ismi bize getirmek istiyorlar. Bu ülkeye Türkiye ismini biz vermedik. 12. yüzyılda İtalyanlar tarafından verilmiş. Türkiye ya da Türkmeniya diye. O isim verildiği zamanlarda Batı Ege hariç sınırlar bugünküne yakındı.
- Osmanlı’da Türk kimliği bilinirdi. Bütün Roma imparatorluklarında olduğu gibi tarih yazımında kurucu etninin ismi bilinir. Ama fazla da vurgulanmaz.
- Türkiye adını Atatürk seçmedi. 1920’den sonra Türkiye’den başka bir şey yoktu ki ortada, herkes Türkiye diyordu. Türkiye ismi değişse de tutmaz. Nasıl olacak, ben Anadoluluyum mu diyeceğim? Değilim ki. Rumelililer de var burada, onlar ne diyecek?
- Türkiyeliyim demek ne demek? Bir kavramın tutması için önce birkaç lisana çevireceksiniz. Çeviremezseniz olmaz, çürür.
- Türkiyeli bidon bir kavramdır. Çeviremezsiniz, bundan bir üst kimlik de yaratamazsınız. Sağa sola bakarak bu tür kavramlar kullanamazsınız. Ondan sonra neden Türkiyeli de başka bir şey değil denir.

İslam kimliği?
- Osmanlı’da öne çıkan İslam kimliğidir. Sonra Türk milliyetçiliği de çıkmıştır. Ama Türk milliyetçiliği Avrupa’nın aksine teorik bir incelemenin neticesinde değil maalesef yaşanan olaylar neticesinde ortaya çıkmıştır. Türklere bunu kafasına vura vura öğretmişlerdir.
- Ben siyasetçi olsam ulus kelimesinden anlaşıldığı gibi bir milliyetçilik kullanırdım. Ulus da aslında yanlış ve yetersiz bir kelime.
- Siyasi hayatımızda milli kelimesini artık pek kullanmamamız gerekiyor. Karıştırıcı ve eskici.
- Milliyetçilik öyle zaman zaman yükselen, zaman zaman aşağılanan bir aidiyet duygusu değildir. Saldırgan bir şekilde kullanmak da mümkündür. Ama kimliğinizi çizmek için savunursunuz. Tıpkı siyasi coğrafyanın adalet için gerekli olması gibi.

Anayasa’da ne olur?
- Anayasaya bütün etnik kimlikler girmez. Burası göçmen ülkesi. Birçok etnik köken var. Girerse komik olur.
- Bu ülke mozaik deniyor. Mozaikten bahsetmek için, mozaik kadar sert ve rengi sağlam bir şekilde kültürünüzü ortaya koyacaksınız. Burada pek yok bu.
- Türkiye’deki milliyetçiliklerin, örgütlenme ve kültürel kalıplanma olarak çok ciddiye dayandığını zannetmiyorum. İnsanların niyetleri, özlemleri, politik ısrarları çok gürültülü olabilir. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu değiliz. Orada parlamentoda Çek milletvekili çıkıp Çekçe konuşuyor ama biliyordu. Macar Macarcayı biliyordu, Slovak Slovakçayı.
- Gerçek milliyetçilik yapmanız için öncelikle kendinizi inşa etmeniz lazım. Türkiye’de etnik gruplar arasındaki çatışmada özellikle hakim görünen grubun tahribine gidiliyor. Bu çok ilginç bir şey.

Milliyetçilik yok olmaz
- Milliyetçiliği ayaklar altına almak kolay değil. Bu ölmeyen bir duygudur. Bunu öldüren bir toplum yok tarihte.
- Sağlıklı bir milliyetçilikte önemli bir unsur başka milletlerin milliyetçiliğine de romantik bir saygı duymaktır.
- Bu hükümetin milliyetçilik konusunda sağlam bilgisi, duygusu, tarifi olduğunu sanmıyorum. Hakikaten ciddi bir noksanı vardır. Üzerinde düşünenlerin bunu tarif etmesi lazım, önüme bir sayfa tarif koyması lazım; bizim milliyetçilik anlayışımız şudur diye. Böyle bir şey yok. Birileri çıkıp ha bire milliyetçiliğe laf ediyor.
- Millet kavramı doğru bir terimdir, kavrayıcıdır. Millet kelimesi Türk değildir, geneldir.

Cumhuriyet barıştır
- Türkiye parçalanır mı bilemem ama herkes elinden geleni yapıyor. Ama herkesin tarif ettiği kadar da kolay değil. Cumhuriyet Türk tarihinde bir sulh getirdi ve insanların nefes almasını sağladı. Ama bazı unutkan bünyeler zaman zaman bunu unutuyorlar. Memleket bir yerlere götürülmek isteniyor
- Kemal Atatürk 20. yüzyılın dahisidir. Filolog değil, sosyolog da değil. Ama duyargaları vardır. Türk tarihini ve Türk kimliğini bilmek ve araştırmak için burs veren, üniversite kuran adamdır. Onun arkasından gelenler bunu anlamamışlardır. Bu dünyayla barışık bir milli kimlik arayışıdır. Bu anlayış o gün etrafındakilerde de yoktu, kendinden sonra gelen haleflerinde de yok.
- Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumu’nun akademik olarak teşkilatlanmaları gerekir. İlim bir örgüt işidir, öyle bir örgüt yok.
- Birgül Ayman Güler’in konuşması ırkçı değil. Türk milliyetçiliği bir üst kimliktir, ancak onun altında bir Türk etnisi, Kürt etnisi vardır diyor, bu doğrudur...
Özetin özeti: Görünen o ki bu tartışma daha çookkkk su kaldırır...