Diyalog YÖK'ün resmi açıklamasında, nihai kararın, sivil toplum örgütlerinin de görüşleri alındıktan sonra verileceği ve sistemin gelecek yıl tümüyle değiştirileceği vurgulandı. Böyle bir yöntem izlemeleri halinde, kendilerini ilk kutlayan biz oluruz. Çünkü aklın ve bilimin gereğini yerine getirmiş olurlar.Ama gayri resmi açıklamalarda sanki Milli Eğitim Bakanı Çelik'in YÖK'e bazı dayatmalarda bulunduğu sinyalleri geliyor. Çelik, geçen hafta, ben ÖSS'de şöyle şöyle değişiklikler olsun istiyorum demişti. Şimdi bazı çevrelerde sanki onun söyledikleri hayata geçecekmiş izlenimi veriliyor.YÖK, umarız, resmi açıklamasının gereğini yerine getirir. Yani, konuyu konunun ilgilileriyle enine boyuna tartıştıktan sonra karar verir... YÖK, bu yıl için katsayılara yönelik düzenleme yapmaktan vazgeçti. Türbandan sonra bir de katsayılar, gerçekten ülkeyi iyice gererdi. Daha da önemlisi, şipşak ve siparişle alınmış bir karar izlenimi yaratırdı. Doğru olanı yaptılar. Ama en azından, meslek lisesi mezunlarının, kendi alanlarıyla ilgili fakültelere girişte, puan kayıplarını önleyici, makul bir düzeltme yapabilirlerdi. Buna da kimsenin itirazı olmazdı. Milli Eğitim Bakanı Çelik, öğrencilerin dershaneye olan bağımlılığını azaltacağım, velileri dershanelere para ödemekten kurtaracağım diye, anadolu liselerine girişte OKS'yi kaldırıp yerine Seviye Belirleme Sınavı (SBS) adı altında üç ayrı sınav getirdi.Sonuç: Öğrenci dershaneye daha bağımlı hale geldi, velilerin de cebinden çok daha fazla para çıkıyor.Şimdi aynı yöntemi YÖK'e de dayatmaya çalışıyor. Eğer bu gerçekleşirse, gelecek yıldan itibaren ÖSS tümüyle kaldırılacak ve yerine lise 2, 3 ve 4'üncü sınıflarda girilecek olgunluk, yeterlilik ya da seviye belirleme adı altında yeni sınavlar getirilecek.Bunun anlamı, tıpkı anadolu liselerinde olduğu gibi, üniversiteye girişte de, dershaneye olan bağımlılık daha fazla artacak. Ama daha da vahimi, yaratacağı kaos olacak. Çünkü, ÖSS'ye girenlerin neredeyse üçte ikisini eski mezunlar oluşturuyor. Onların yeniden aynı sınıfları okuması mümkün olmadığı için bu sınavlara girmeleri de uygun değil. Eğer girerlerse, mevcut öğrencilere karşı haksız rekabet olur. Mezunlar için ayrı bir sınav yapılması da kaosu beraberinde getirir.ÖSS, öylesine çok bilinmeyenli bir denklem ki üzerinde çok iyi çalışmak gerekir. Yoksa, ani bir kararla alınan katsayı uygulaması gibi baş ağrıtmanın ve mağdur yaratmanın önüne geçilmez.Bu konuda ortaya konulacak en doğru tavır, umut tacirliğini bırakıp tüm öğrencileri üniversite önüne yığmaktan vazgeçmektir. Tıpkı fen liselerine girişte olduğu gibi, lisede belli bir not ortalaması tutturamayan öğrenci, ÖSS'ye başvurmamalıdır. Ha, ille de ÖSS'ye girmek istiyorsa, not yükseltme sınavlarına katılıp barajı aştıktan sonra başvuru hakkı elde etmelidir. Onun ötesindeki tüm çözümler kafa karışıklığı ve haksızlıkları beraberinde getirir.Ayrıca, çok önemli bir başka konu da, kontenjanların ve ona paralel olarak istihdam alanlarının genişletilmesidir. Bunlar gerçekleşmeden, sınav sisteminin nasıl olacağı hiç önemli değildir. Sadece mağdurların ismi değişir...Özetin özeti: Üniversiteye giriş sistemi mutlaka yeniden ele alınmalıdır. YÖK Yasası da. Ama önyargıların esiri olmadan, siyasetin güdümüne girmeden. Objektiflik, YÖK'e şaşı bakanlar için de geçerli. Nasıl seçildikleri kadar icraatları da önemli. Ve ilk önemli kararları, akıl ve sağduyuyu göz ardı etmeyeceklerinin işaretlerini veriyor... aguclu@milliyet.com.tr SBS çözüm değil