Özel Okullar niye ayrı sınav istiyormuş!..

Milli Eğitim Bakanı Çubukçu’nun anadolu liseleri ve kolejlere girişte tek sınav istediğini ve bu konuda kararlı olduğunu dile getirmiştik. Görünen o ki bu karar, özel okulların pek hoşuna gitmemiş. Olaya kendi açılarından bakmışlar. Haklı olabilirler. Ama MEB, kamu adına bakmak zorunda. Özel okulları memnun edeceğiz diye fen ve anadolu liselerinde binlerce kontenjanın boş kalmasına, velilerin yaz tatillerinin adeta işkenceye dönüşen kayıtlar nedeniyle zehir olmasına göz yumamaz, yummamalı da.
Özel okulların gerekçelerini okuduğunuzda MEB’in üç yıla yayılan SBS sisteminin tam bir fiyasko olduğu varsayımı ortaya çıkıyor. İsterseniz, gelin önce, neden ayrı ve tek sınav yapmak istediklerini okuyup, değerlendirmesini daha sonra yapalım.

SBS hatalı mı?
1. Talim ve Terbiye Kurulu’nun özenli çalışmaları doğrultusunda yeniden yapılandırılan ilköğretim ders programları çok kapsamlı hazırlanmış ve bir sistematiğe oturtulmuştur. Bu sistem içerisinde SBS sınavları altıncı, yedinci ve sekizinci sınıflarda hedeflenen öğrenmenin gerçekleşip gerçekleşmediğini saptamaya yönelik değerlendirmeler olarak yerini almıştır. Bu açıdan öylesine yararlıdır ki bunların sonunda programın içeriği ve öğretmenin öğretme yöntemleri bile yeniden gözden geçirilebilir. Bu sınavlar, sistemin 360 derecede değerlendirilip sürekli iyileştirilmesine ve geliştirilmesine hizmet eder. Oysa Türkiye’de ilköğretimi bitirmiş öğrenciler arasında seçme ve sıralama yapabilecek bir sınav, kazanılmış bilgilerin kullanılabilmesi, bunların başka alanlara yöneltilip, transfer edilebilmesi, analiz-sentez yeteneği, eleştirel düşünebilme, problem çözme, dil kullanma becerileri ve yaratıcılık gibi farklı bileşkelerden meydana gelmelidir. Ancak o zaman anlamlı ve değerli olur. Bu anlamda, bir sınavın şu an yapıldığı gibi 1 milyon öğrenciye uygulanması imkânsızdır. Böyle bir sınav tarzı ise ancak bizim yaptığımız gibi 30-40 bin öğrencinin katılacağı sınavlarda uygulanabilir.
2. OYP sistemi, herhangi bir sınıf düzeyinde sınavları kaçıran öğrencilere fırsat tanımamaktadır. Bu bağlamda bu öğrencilerin bir daha 500‘lük puan sisteminde 430 puanı geçebilmeleri mümkün olamamaktadır. Oysa istenilen özellikleri taşıdıkları takdirde, bu çocuklarımız için özel okullar ikinci bir şans ve umut olabilecektir. OYP sisteminde eleştirdiğimiz bir başka nokta da okul başarı puanlarıdır.
3. Ayrıca çok büyük oranda veli de hem çocuklarını 3 yıl boyunca sınav stresine sokmamak ve hem de ikinci bir şansa sahip olmak için özel okullara ayrı bir sınav yapılmasını istemektedir.

Hangisi doğru?
Özel Okullar Derneği’nin açıklamasında, dikkat çeken çok önemli hususlar var. Doğruluğu ya da yanlışlığı ayrıca tartışılabilir. Ama tespitler ilginç:
- SBS sistemi doğru ama liselere giriş için uygun değildir
- Liselere girişte daha farklı bir sınav sistemi uygulanmalıdır
- 6, 7 ve 8’inci sınıftaki sınavlardan birini kaçıranların şansı kaybolmaktadır
- Okul başarı puanları eleştirilmektedir
- 3 yıllık SBS sistemi velileri strese sokmaktadır
Gerekçelerin hemen hepsinde haklılık payı var. Ki biz bunları bu köşede defalarca dile getirdik. Ama acaba dün bu sistemi destekleyenler kimlerdi?..
Özel Okullar Derneği’nin sadece kendi öğrencilerini düşündükleri kanısında değiliz. Bu yüzden MEB personeliyle sık sık gerçekleştirdikleri toplantılarından birini de keşke bu konuya tahsis etseler de, milyonlarca öğrenci ve veli bu çileden kurtulsa!..

Burçak Hanım artık yok!
Eyüboğlu Eğitim Kurumları’na ve Eyüboğlu ailesine başsağlığı diliyoruz. Burçak Hanım uzun yıllar Özel Okullar Derneği Başkanlığı yapan Rüstem Eyüboğlu’nun sevgili eşi ve Eyüboğlu okullarının her şeyiydi. Yakalandığı amansız hastalığa uzun yıllar direndi. Rüstem Bey’e rağmen okulların çıtasını hep yükseltti. Elektrik yüksek mühendisiydi ama eğitime gönül vermişti. Hanımefendi kişiliği ve eğitim aşkı, camiada onu bambaşka bir yere oturtmuştu. Ailesine, çalışma arkadaşlarına ve öğrencilerine Allah sabır versin...
Özetin özeti: Eğitimde doğrular ile yanlışlar öylesine birbirine karıştı ki!..