Eski rektörlerden pek çoğunun görev süresi önümüzdeki hafta içinde doluyor. Ama hâlâ yeni rektörler atanmadı. Seçim oldu. YÖK 6’dan 3’e indirdi. Yaklaşık iki haftadır gözler Çankaya’da.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, dün gazete manşetlerindeydi. Toplumun beklentisini dile getirdi. Yeni bir dönem başlasın dedi. Bakalım rektör atamalarını gerçekleştirirken kendisi de söylediklerinin arkasında duracak mı?..
Siyasetteki huzur kadar üniversitelerdeki huzur da çok önemli. Sadece yeni üniversitelerin değil, eski üniversitelerin de dağ gibi birikmiş sorunları var. Dahası Başbakan Erdoğan’ın yeni YÖK yönetimine koyduğu bir hedef var. Eğer birkaç yıl içinde ilk 500’e giren üniversite sayısı artmaz da aksine azalırsa, ileride bu konuda söyleyecek sözü olmaz.
Üniversitelerde A’dan Z’ye her şey iktidarın kontrolü altında. Umarız bu süreyi, geçmişin hatalarını tekrarlayarak değil, bilim çıtasını daha yukarı tırmandırarak değerlendirirler. Dün onlar kadrolaşıyorlardı, bugün de biz kadrolaşalım mantığı, üniversitelere dün olduğu gibi bugün de zarar verir. Bakalım yeni süreç nasıl değerlendirilecek?..
SBS’de kaos
6 ve 7’nci sınıfların girdiği Seviye Belirleme Sınavı’nda (SBS) cevap bekleyen yüzlerce soru var. MEB’in sessizliği ise devam ediyor.
Puanlamayla ilgili kafa karışıklığı bir yana şu konularda net bir açıklama yapılmalı:
- Örneğin, 500 puan üzerinden 450 puanın altında puan alan öğrenciler, sonraki sınavlarda 500 üzerinden 500 de alsalar dahi iddialarını sürdürebilecekler mi? Mevcut duruma göre bırakın 450’yi, bine yakın tam puanın olduğu bu süreçte, bu sınavda 499 puan alan bir öğrencinin bile gözde okullar için tüm şansı yok olmuş durumda. Ancak tüm sınavlarda 500, yani tam puan alan öğrenciler Galatasaray, İstanbul Lisesi ve Robert için umutlanabilirler. Hatta onlar için bile risk söz konusuyken diğer öğrencilerin tüm hayalleri tek sınavla sona ermiyor mu?
- Resim, müzik, beden eğitimi gibi yetenek gerektiren derslerden birinde 3-4 alan bir öğrencinin tüm hayalleri suya düşmez mi? Bu yüzden puan çeşitliliğinin artırılması gerekmiyor mu? Örneğin, güzel sanatlar liseleri müzik ve resim derslerinde alınan puanlara öncelik verirken, fen ve anadolu liseleri Türkçe, matematik, fen derslerinden alınan notlara ağırlık tanıyamaz mı?
- Öğrenci başarı sıraları neden açıklanmıyor?
- Sınıflarda, okullarda hatta il genelinde neden çan eğrisi sistemi uygulanmıyor. İlköğretim Başarı Puanı hesaplanırken ÖSS’de olduğu gibi neden okulların SBS’deki başarısı da dikkate alınmıyor?
- Şişirilmiş ya da kıt verilen notlara karşı kesinlikle bir önlem alınmalıdır. Okul başarısı ile SBS başarısı arasındaki korelasyon neden göz ardı ediliyor?
AKP iktidarı yıllardır “katsayı zulmü“nden yakındı. Ama aynı zulmü, şimdi kendisi uyguluyor. Başbakan Erdoğan’ın da şikâyetçi olduğu bu yanlışa birileri dur demeli. Ama kim?..
Osman Yağmurdereli
Yağmurdereli’yi iki kez Genç Bakış’a konuk ettik. Gençlerle birlikte olmak, sorunlarını dinlemek, görüşlerini paylaşmak çok hoşuna gidiyordu. Zaman zaman eleştirilse de büyük bir hoşgörüyle karşılıyor, dünü dünde bırakıp ileriye bakılması gerektiğini söylüyordu.
Genç yaşta aramızdan ayrıldı. Allah geride kalanlarına sabır versin. Sinemada, televizyonda, parlamentoda yapacağı daha çok iş vardı. İşte hayat böyle bir şey, bir anda film kopuveriyor...
Özetin özeti: Gelecek, kırmanın dökmenin, bozmanın, intikam almanın değil, bütünleşmenin ve yeni kazanımların günü olmalıdır. Herkesin gönlünden geçen bu. Başarmamak için ise hiçbir neden yok...