Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Diyalog Avrupa Birliği tam anlamıyla güme gitti. YÖK, katsayılar, türban, ÖSS, OKS, öğretmenlerin kadro sorunları, işsizlik, burslar ve daha pek çok sorun, neredeyse hiç gündeme gelmedi. Oysa, seçim sonrasında hep bu konular konuşulacak. Tıpkı trafik, susuzluk ve enerji krizi gibi.Örneğin YÖK'ü ele alalım. Hangi parti bu konuda ne yapacak? Anlayabildiniz mi? Ya da katsayılar ve türban konusunda hangi parti ne düşüyor? En önemlisi de gençlerin en büyük sorunu olan üniversiteye giriş konusundaki çarpıklıklar nasıl giderilecek? OKS'de ortaya çıkan kaos nasıl çözülecek?Ben bu konularda satır aralarında da olsa bir şey görmedim. Duymadım.Liderlerin karşısına tespih boncuğu gibi dizilen meslektaşlarımızın da zaten onlardan farkı yoktu. Biri de merak edip, eğitimin ve gençlerin sorunlarını dile getirmedi.Ayda 150 YTL'lik burs ile bir üniversite öğrencisi Ankara'da, İzmir'de, İstanbul'da nasıl geçinecek? Hiçbir lider bu konu üzerinde durmadı. Dursa da detayına girmedi.Peki ya YÖK? Kim kaldıracağız diye geldiyse, önce kendisi gitti. Hatta yok oldu. Yoksa bu yüzden mi hiçbir parti ağzına almadı? YÖK diktatörlüğü, önümüzdeki dönemde de devam mı edecek?Ya katsayılar? Sanki sadece imam hatiplilerin sorunuymuş gibi görüldü, gösterildi. Oysa milyonlarca meslek lisesi mezunu ve öğrencisini ilgilendiriyor. Bu konuda da uygulanabilir, ciddi bir paket ortaya konmadı.Türban konusunda sanki söz birliği edilmişçesine sessizliğe bürünüldü. Sorun çözüldü de haberimiz mi olmadı? Üniversiteler açıldığında türban tümüyle serbest mi olacak? Yoksa yasaklar hepten kabullenildi mi? Niye hiç konuşulmadı?Geçen seçimden bu yana, adamını bulanlar, türbanını açmadan diplomasını aldı. Hatta işe başladı. Ya gariban türbanlılar? Onlar hâlâ kapıda. Çoğu atıldı. Pek çoğu hayata küstü. Bir çoğu da yine üniversite kapısından dönecek.Hiç konuşulmadığına göre, demek ki alan da, veren de razı bu duruma...İşsizlik! Şu anda gençlerin de, anne babaların da en büyük sorunu bu. Okumuşu da, okumamışı da işsiz. Üniversite mezunları hatta yüksek lisans yapanlar, asgari ücrete razı ama onu da veren yok. Ama derin bir sessizlik içindeler. Siyasiler, oyları çantada keklik görmeseler, böyle mi davranırlardı?Ya da bu sorun çözüldü de haberimiz mi yok? Veya ortaya öylesine dört dörtlük projeler koydular ki, iktidara gelen, işsizlik sorunun anında mı çözecek? Öyle olmasaydı, bu konuda, böylesine pas geçilir miydi!..Ya yüz binlerce memurun özellikle de öğretmenlerin özlük hakları? Tümü halledildi de onların mı haberi yok? Yoksa hâlâ her gün yüzlerce mail gönderirler miydi! Ya da seçim sonrası için olası Başbakanlardan çözüm sözü mü aldılar?..Ankara'da, pazartesiden itibaren su kesintileri başlayacak. Elektrik kesintileri zaten çoktan başlamıştı. İstanbul ise gün sayıyor. Oysa bu iki kente Türkiye'nin neredeyse üçte biri oturuyor. Ama seçim öncesinde bu iki konuda hiç konuşulmadı. Belli ki bu konuda hiçbir sıkıntı söz konusu değil. Öyle olsa hiç konuşulmaz mıydı? Bir daha ne zaman seçim olur belli değil. Bir yıl sonra da olabilir, dört yıl sonra da. Ama biz böyle oyumuza sahip çıkmadığımız sürece daha çok unutuluruz.Özetin özeti: Seçmenlik dünyanın en zor görevi. Ama bu kutsal görevi ne seçmen olarak bizler layığıyla yerine getirebiliyoruz ne de demokrasinin kaymağını yiyen politikacılar bu işi ciddiye alıyorlar. Hiç olmazsa yarın, oyumuzu, dünü, bugünü, yarını sorgulayarak verelim!.. aguclu@milliyet.com.tr Enteresan bir seçim dönemi yaşadık. Konuşulması gerekenlerden çok, kahvehane dedikodusu yapıldı. Liderler, yeni bir şey söyleme yerine, birbirlerine laf yetiştirdi. Bu arada ne Türkiye'nin genel sorunları konuşuldu, ne de eğitimin, gençliğin sorunları gündeme geldi.