Sınav yarışı tüm hızıyla devam ediyor. Anadolu liseleri ve fen liseleri sınavı pazar günü yapıldı. Büyük sınav olarak yürekleri hoplatan üniversite giriş sınavı ÖSS ise önümüzdeki hafta sonu gerçekleşecek. Kolejleri kazananlar bugün belli oluyor. Pazar günkü sınavda yanlışlığı kesinleşen sorular da değerlendirme dışı kalıyor. Anlayacağınız, her ne kadar önümüzdeki hafta sonu okullar kapansa da eğitimdeki hareketlilik hiç azalmadı...
ÖSS belgesi henüz eline ulaşmayan adaylara son bir kez daha hatırlatmak istiyorum: giriş belgesi olmadan sınava girmek mümkün değil. Bu nedenle bugüne kadar sınav belgesi gelmeyen ya da gelip de kaybedenlerin mutlaka Ankara'dan yenisini çıkartmaları gerekiyor.
ÖSS ile ilgili şikayetler de bitmiyor. İzmir'de oturan Elif Acar da bu mağdurlardan birisi. Bilgi düzeltme formunda yanlışlığı düzeltmesine rağmen, sınav merkezi olarak Lefkoşa bildirilmiş. Sınav için KKTC'ye gitmem mümkün değil, bu kadar masrafı nasıl karşılarım diyor...
Elif haklı. Hem de çok haklı. ÖSYM yıllardır benzeri hataları hep yapıyor ve faturayı da hep öğrencilere çıkartıyor. Kendi yaptığı hataları düzeltme ya da masraflarını karşılama yerine öğrencileri kaderleriyle baş başa bırakıyor. Bu yüzden de pek çok aday yıl kaybetmek zorunda kalıyor...
Söz ÖSS'den açılmışken, veli ve öğrencilerin ısrarla altını çizmemizi istediği bir başka konuyu da hatırlatmak istiyorum: Sıralar ve sınav gözetmenleri. ÖSYM hala 1.90'lık öğrencileri küçücük sıralara ya da kolluklu sandalyelere oturtuyor. Daha doğrusu işkence ediyor. Başarılı birçok öğrenci sırf bu yüzden alabileceği puanın çok altında puanlar aldı. Hiç olmazsa bu yıl benzeri problemlerle karşılaşıldığında anında çözüm getirici formüller bulunmalıdır...
Gözetmenlerden kaynaklanan şikayetleri, bu hafta sonunda da fazlasıyla dinledik. Gözetmenler, umarız ÖSS'de susmasını bilirler!..
Ders kitapları da zamlandı
Gelecek öğretim yılı, bu yıldan çok daha zor olacak. Eğitimle ilgili neredeyse iğneden ipliğe zam geldi. Son zam, ders kitaplarına. Yüzde 50'ye varan oranlarda zamlandı.
Ecevit, öğrencileri koruyup, kollayacağına söz vermişti. Bir ara parasız ders kitabı dağıtılır gibi olduysa da yarım kaldı.
Anayasa gereği 8 yıllık temel eğitim zorunlu. Ama bu zamlardan sonra çocuğunu okula göndermeyen velilerin sayısı daha da artacak. Hükümet, özellikle kırsaldaki çocukların eğitim harcamalarına katkıda bulunmayı şimdiden gündemine almalıdır.
Okula giden gider, gitmeyenin keyfi bilir lüksüne sahip değiliz. Okuma çağındaki çocuğunu okula göndermeyen veliyi, hapse bile atıyoruz. Peki ya okumak için çırpınan çocuklarının eğitim hakkını engelleyen politikacılara ne yapıyoruz? Ömür boyu sırtımızda bir kambur gibi taşımanın ötesinde!..