Üniversite sınavına girecek milyonlarca öğrencinin gözü kulağı Ankara'da. Sınav sistemi değişecek mi, değişmeyecek mi?
Başbakan Erdoğan ve Milli Eğitim Bakanı Çelik, bu konuda defalarca "mutlaka değişecek" açıklaması yaptı. Ama bugüne kadar henüz bir yol kat edilmiş değil. YÖK yasası ile birlikte ele alınacak deniliyor. Ama ortada açıklandığı anda kevgire dönen taslaklardan başka bir şey yok. Anlayacağınız ÖSS'ye yönelik değişiklik temennileri, tıpkı önceki yıllarda olduğu gibi yine bir başka bahara kalabilir.
Milli Eğitim Bakanı Çelik'in önceki gazetemizi ziyaret ettiğini, YÖK, ÖSS ve öğretmen atamaları başta olmak üzere tüm önemli konularda uzun uzadıya görüştüğümüzü dün yazmış, devamını da bugün getireceğimi söylemiştim. İşte devamı:
Üniversitelerarası Kurul'un hazırladığı tasarısının YÖK engeline takılmasına Milli Eğitim çok sevinmiş gözüküyor. Kamuoyundan gelen tepkiler üzerine yeniden şekillendirdikleri kendi tasarılarına daha şimdiden geçmiş gözü ile bakıyorlar. O zaman insanın aklına şu soru geliyor: Onca rektör aylardır boşa mı kürek çekti?
Bakanlığın yeni taslağında, gerçekten de tepki çeken tüm sivrilikler törpülenmiş. Olağanüstü yetkilerle donatılmış 7 kişilik komisyondan da vazgeçilmiş, tüm rektörlerin tasfiyesinden de. Ama özde aynı. Yine de her şeyi ile bir tepki yasası.
YÖK yürütme kurulu kaldırılmış. Onun yerine Üniversitelerarası Kurul'a konulmuş. Merkezi yardımcı doçentlik atamasından ise hala vazgeçilmemiş. Hele hele 5 yıllık bekleme süresi dolan doçentlerin atanması gibi bazı komik maddeler var ki sanki birileri için özellikle eklenmiş. Anayasa değişikliği olmadan YÖK'ün görevleri ÜAK'ya devredilmiş. Ekonomik özerklik de pas geçilmiş.
Aslına bakılırsa YÖK Başkanı Teziç'in kamuoyuna açıklanmasını geciktirdiği ÜAK'nın tasarısı, MEB'inkinden çok daha donanımlı. Ama sanki YÖK ile ÜAK arasındaki kopukluk hala aşılabilmiş değil. Başkanı değişe de YÖK aynı YÖK! Birileri sanki Teziç'e zaman kaybettiriyor. Rektörlerin izlenimleri bu yönde.
Bakan Çelik, yeni öğretmen atamasının ne zaman yapılacağına yönelik bir takvim vermekten ısrarla kaçıyor. Önce mayıs dedi, ardından yeni mezunları da beklemek gerektiğini söyledi. 2004'te tahminen 30, 35 bin öğretmen alınacakmış. Başka bir detay yok.
Gelecek yıl müfredat programlarının ve ders kitaplarının değişeceğini açıklamıştı. Ama şimdi hepsini birden değiştirmenin zor olduğunu söylüyor. Kademeli olarak değişecekmiş.
2005'e kadar 40 bin, 5 yıl içinde de tüm okullar internet ağına bağlanacakmış. Hem de en hızlısından. Kaynak da hazırmış, öğretmenler de. En iddialı olduğu ve belki de sonuç alabileceği tek konu bu. Hem prestijli hem de eğitime çağ atlatacak cinsten. Ama nedense pek ilgisini çekmemiş gibi.
Özel öğretim kurumları yasası değişiyormuş. Özel okulculuğun yaygınlaştırılması gerektiğine inanıyor. 10 bin öğrenci projesinde hala ısrarlı. Ama eğitimde KDV'nin kaldırılması konusunda aynı derecede ısrarcı değil...
Özetin özeti: Hani çok şeyler yapmak isteyip de hiçbir şey yapamaz duruma düştüğünüz anlar olur ya, Bakan Çelik de aynı durumda. Projeler arasında boğulmuş. Eleştiriye de tahammülü kalmamış. Oysa müthiş enerjisi var. Bir de doğru yönlendirebilse...