Sınavlar, çocuk ve gençlerin, sadece çocuk ve gençliklerini çalmıyor. Kimyalarını da bozuyor.
Psikolojik yıkımların yanı sıra beslenme alışkanlıklarını da altüst ediyor.
Sınav dönemlerinde aşırı kilo almayan çocuk ve genç bulmak çok zor.
Peki bütün bu strese değiyor mu?
Evet demek mümkün değil. İlk ve orta öğretimde o kadar çok ders var ki, hangi ders, hangi amaçla, niye konulmuş ve neye hizmet ediyor, bir bilen varsa bize de anlatsın.
Keşke, yaşama dair ders sayısı, çok daha fazla olsa. Örneğin vatandaşlık ve insan haklarını ne kadar biliyoruz? Hak, hukuk, adaletten ne kadar haberdarız?
Çevremizi ve kendimizi ne kadar tanıyoruz? Acil durumlarda nasıl davranmalıyız, nasıl müdahale etmeliyiz?
Yeme, içme, oturma, kalkma, ikili ilişkiler ve toplum karşısında kendimizi ifade etme konusunda ne kadar donanımlıyız ve bu konuda ne veriliyor?
Eğitim, insanı, sadece üst eğitim kurumlarına hazırlamıyor! Hayata da hazır hale getirmesi gerekir. Zaten asıl amacı da o. Oysa biz ezberci eğitimle, sadece o yarışı koşacak yarış atları yetiştiriyoruz.
Ve bu sistemden memnun olan tek kişi varsa ne olur elini kaldırsın biz de görelim.
Yok eğer herkes şikâyetçi ise kim, niye hâlâ direniyor ve hepimiz niye seyrediyoruz?..