Hükümet, her hafta, birkaç üniversite açıyor. YÖK de kontenjanları şişirdikçe şişiriyor. Peki ya sonrası?..
Yurtlarda yeterince yer var mı? Öğretim üyesi sayısı yeterli mi? Daha da önemlisi mezunlar iş bulabiliyorlar mı?
Bu konuda neler düşündüğümüzü açıklamadan önce isterseniz gelin şu iki habere göz atalım:
Yurt sayısı yetersiz!
CHP Afyonkarahisar Milletvekili Halil Ünlütepe’nin soru önergesine yanıt veren Devlet Bakanı Faruk Nafız Özak, 2003-2010 tarihleri arasında yurtlardaki yatak kapasitesinin artış oranının yüzde 30, 83, 2002-2003 eğitim öğretim dönemi ile 2010-2011 eğitim öğretim dönemi arasında yüksek öğrenim örgün eğitimde öğrenim gören öğrenci sayısındaki artış oranının ise yüzde 70, 67 olduğunu açıkladı.
Özak, şöyle dedi:
“1 Ocak 2003- 23 Aralık 2010 tarihleri arasında kurumumuzca işletilen yurtlarımızda sağlanan yatak kapasitesi artış oranı yüzde 30.83 olup, 2002-2003 eğitim öğretim dönemi ile 2010-2011 eğitim öğretim dönemi arasında yüksek öğrenim örgün eğitimde gören öğrenci sayısındaki artış oranı ise yüzde 70.67’dir.”
Kurum yurtlarına talebin arttığına dikkat çeken Özak, “Öğretim dönemi başlarında taleplerin tümü karşılanamamaktadır” dedi.
Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu yurtlarına yerleştirme işlemi yapılırken yönetmelik gereği her öğrenim dönemi, boş yatak kapasitesi üzerinden yüzde 5’in Genel Müdürlük tarafından gerekli görülen öğrencilere ayrıldığını belirten Özak, “Bu kontenjan Bakanlığa, herhangi bir kurum ya da kişiye ait olmayıp sadece Genel Müdür tarafından kullanılmaktadır” dedi.
Soru önergesine verilen yanıtı değerlendiren CHP Afyonkarahisar Milletvekili Halil Ünlütepe, “Bakanlığın açıklamasında yüksek öğrenim görme hakkını kazanmış olan öğrencilerin barınma ihtiyacının tam olarak karşılanamadığı belirtilerek sorumlu kuruluş Kredi Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü’nün görevini tam olarak yerine getiremediği kabul edilmektedir” dedi.
Sadece öğretmenler mi işsiz?
“YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, Bilkent Üniversitesi’nde toplanan Ulusal Öğrenci Konseyi Olağan Genel Kurulu’nda üniversitelerin öğrenci konseyi başkanlarıyla bir araya geldi.
Çeşitli illerden gelen öğrenci konseyi başkan ve üyelerinin sorularını yanıtlayan Özcan, bir soru üzerine eğitim fakültelerine talebin fazla olduğunu, bu fakültelerin kontenjanlarının artırılmadığını söyledi.
“274 bin öğretmen adayı beklerken hâlâ bu okulların seçilmesini anlamış değilim” diyen Özcan, okul öncesi eğitimini verecek öğretmen sayısının az, buna karşın sınıf öğretmeni sayısının fazla olduğunu ifade etti.
Özcan, şunları kaydetti:
“Okul öncesi yok satıyor, ama sınıf öğretmeni ihtiyacı fazla. Ben diyorum ki, sınıf öğretmenlerini alalım, 1 sene eğitimlerini verelim ve ihtiyaç duyduğumuz branşta öğretmene çevirelim. Yoksa elimizdeki stok patlayacak. Böyle devam edemeyiz. 274 bin insan öğretmenlik beklerken biz oturup ‘Oh ne ala! İşler çok iyi gidiyor’ diyemeyiz. Öğrencilerimizi televizyon programlarında ya da orada burada konuşurken, eğer çok gerekli değilse, çok idealist değillerse öğretmenlik konusunda başka alanları da düşünmeye sevk edici telkinlerde bulunmalıyız. Siz bizim çok rahat ettiğimizi mi zannediyorsunuz? 274 bin arkadaş dışarıda beklerken bizim çok rahat uyuduğumuzu mu zannediyorsunuz? Gece gündüz bunlarla uğraşıyoruz. Bazen yılların getirdiği sorunları 1-2 günde çözmek mümkün olmuyor. Onlar da bize bu bakımdan anlayış göstersinler.”
Boşa kürek çekiyorlar
Gerek Devlet Bakanı Özak gerekse YÖK Başkanı Özcan’ın açıklamaları tam bir çaresizlik örneği. Oturdukları makamlar çözüm üretme makamları olmasına rağmen, onlar da sizler, bizler gibi şikâyetçi konumdalar. Sanki yeni üniversitelerin açılmasına karar verenler, kontenjanları şişirenler ve buna karşın yurtlardaki yatak kapasitesini ve istihdamı artırmayanlar, onlar değil de biziz.
Yılda yüz binlerce konut üreten TOKİ’ye bir emir verilse, yurt sorunu bir yılda sona erer. Yine aynı şekilde üniversitelerdeki kontenjan dağılımı silme hepsine değil de ihtiyaç duyulan alanlara göre düzenlense, işsizlik bu boyutlarda olmazdı.
Özetin özeti: İcra makamındakilerin mazeretleri ne olursa olsun yakınmaya hakları yoktur.