Boğaziçi Üniversitesi, Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı’nın (TEGV) kurucusu ve hamisi Suna Kıraç’a fahri doktora verdi. Hiçbir ödül bu kadar anlamlı olamazdı. Teşekkürler Boğaziçi.
Suna Hanım ve eşi İnan Kıraç, eğitimin önemine canı gönülden inanan ve bu yolda çok büyük emek harcayan iki muhterem insan.
Dünden bugüne çok önemli projelere imza attılar. Atmaya da devam ediyorlar. Kendilerine uzun ömürler diliyor, el uzattıkları milyonlarca minik öğrencinin sevgilerini iletiyoruz...
Çankaya’nın zor kararı
46 üniversite yeni rektörünü bekliyor. Yarısına seçimle, yarısına da ilanla aday seçildi. Ön elemeler YÖK’ten geçti. Son kararı Cumhurbaşkanı Abdullah Gül verecek.
Kapatma davası, komutan atamaları, Ergenekon soruşturması kadar önemli olmasa da Türk üniversitelerinin omurgasını oluşturacak çok önemli bir süreçten geçiyoruz. Üniversiteler, aklın ve bilimin hâkim olduğu yerler mi olacak, yoksa genetiği ile oynanarak başka bir misyon mu yüklenecek?
Gül, Çankaya’daki bu en önemli sınavını bakalım nasıl sonuçlandıracak? Eski partisinin etkisinde mi kalacak? Yoksa sandığın, bilimin ve sağduyunun sesi mi olacak? Hep birlikte göreceğiz.
Erdoğan-Toptan farkı
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ders-haneleri “garabet” olarak nitelendirmiş ve “Bunlardan kurtulmak gerekir” demişti. TBMM Başkanı Köksal Toptan ise TBBM Üstün Hizmet Ödülleri’ni verirken kırk yıllık ders-hanecileri unutmadı ve onlara da ödül verdi.
Toptan, Milli Eğitim Bakanlığı da yaptığı için dershanelerin işlevini ve doldurdukları boşluğu bilen bir isim. Bu konuda Başbakan gibi düşünmediği belli ki, ödüllendirme gereği duydu.
Gazeteci olarak bizim işimiz ise bu çelişki-leri ortaya koymak. Ama öküzün altında buzağı arayanlar olmuş. TBMM “garabete“ ödül verdi derken, Başbakan’ın garabet olarak nitelendirdiğini TBMM’nin ödüllendirdiği vurgusunu yaptık. Bu sözden rahatsızlığı olanların adresi Ankara ve Başbakan’dır. Ayrıca, TBMM’den ödül almak onur verici bir şey. Laf uçar gider, ödüller kalır...
Kolej başvuruları
Anadolu liseleri ve kolejler için tek sınav yapılıyor. Yani OKS. Ama tercih listelerinin alımı, puanlama ve yerleştirme farklı gerçekleşiyor. Bütün kargaşa da zaten bu yüzden çıkıyor. Yerleştirmedeki kaosa, şimdi bir yenisi eklendi. Birçok okulda, ayrı başvuru gerekmez diye öğrencilerin özel okullara başvuruları bir şekilde göz ardı edilmiş. Bu yüzden pek çok öğrenci kolejlere başvuramıyor. Yazık. Bir yanda bu okullara girmek isteyen öğrenciler, öte yanda boş kalacağı daha şimdiden belli olan kontenjanlar. MEB ve Özel Okullar Birliği, bu konuda çözüm üretmek zorunda. Çünkü kargaşayı yaratan onlar!
Öğretmen liseleri
OKS tercihleri devam ediyor. Kimileri ÖSS’de çok başarılı diye fen liselerini tercih ediyor, kimileri de yabancı dil için anadolu liselerini ve kolejleri. Ama son yılların parlayan yıldızı, öğretmen liseleri. İşte bazı veriler:
- Eğitim fakültelerine girişte ek puan alıyorlar, sınıf mevcutları 30 kişi, yatılı, 2. yabancı dil, resim ve müzik zorunlu.
- 2007 mezunlarının yüzde 54’ü 4 yıllık fakülteleri kazanarak, fen liselerinden sonra ikinci sıraya yükseldi. Yine 2007 ÖSYS’ye göre; Boğaziçi, ODTÜ ve Hacettepe eğitim fakültelerinin İngilizce Öğretmenliği programlarının tamamına onlar yerleşti.
ÖSS’de hata mı var?
ÖSS’de 500 beklemeli öğrenciye büyük ikramiye çıktı. Liselerin bu yıl hiç mezun vermemesi ya da çok az mezun vermesi ve mezun öğrencilerin diploma notlarının çok düşük olması, bazı beklemelilerin 100 üzerinden 100 Orta Öğretim Başarı Puanı almalarına olanak sağladı. ÖSYM Başkanı Yarımağan, “Ortada bir hata yok. Ama bazı öğrencilerin avantaj elde ettikleri kesin” diyor. Antakya Lisesi bu yıl 8 mezun vermiş ve en yüksek diploma notu 54. Sisteme göre, en yüksek not 100 kabul ediliyor. Beklemeliler içinde de 54’ün üzerinde diploma notu olan herkes 100 tam puan almış. Evet, bir avantaj söz konusu ama yanlışlık yok. Sistem değişiklikleri öğrencileri hep mağdur ederdi, şimdi sevindirdi. YÖK kararıyla sadece bu öğrencilere yönelik bir düzenleme söz konusu olabilir. Ama o da sistemin özüne aykırı olur.