Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Türkiye'deki okulların pek çoğunda yarım gün eğitim yapılıyor. Öğleye kadar bir grup, öğleden sonra bir başka grup öğrenim görüyor. Bu yüzden çalışan anne babalar için günün boş kalan yarısı hep problem oldu...
Bütün okullarda tam gün eğitime geçip, kaliteyi artırmak o kadar zor mu? Kesinlikle hayır? Bankalara hortumlanan paranın onda biri eğitime aktarılmış olsaydı, bu sorun çoktan çözülmüş olurdu. Ama aktarılmadı, aktarılmıyor...
Başta Japonya olmak üzere kalkınma mucizesi gerçekleştiren ülkelere bir göz atın. Her şeyi eğitimle başardıklarına şahit olursunuz.
ABD, Almanya, İngiltere ve Fransa'nın gündeminde de eğitim öncelikli gündem maddelerinden biri. Rusya ve Çin'de de durum farklı değil.
Eğitim düzeyi ile dünya bilimine katkı sıralaması arasında bire bir paralellik olduğunu hatırlamaya gerek bile yok. Tıpkı bilimsel üretkenlikte ilk sıralarda bulunan ülkelerin, dünyanın en gelişmiş ülkeleri kategorisinde yer aldığı gibi...
Eğitilmiş insan gücü, şu anda dünya genelinde sahip olunan zenginliklerin en başında geliyor. Ama Türkiye olarak biz hala bu noktaya gelemedik. Başbakan Ecevit, dünkü Hatay gezisi sırasında, Türkiye her türlü felaketin altından kalkabilecek çok zengin bir ülke deyip, pek çok unsur sıraladı. Ama nedense, bu zenginlikler arasında eğitilmiş genç insan gücümüz yoktu. Belli ki hala bunun farkında değil. Tıpkı diğer liderler gibi!..

Hükümetin diğer fonlarla birlikte üniversitelerdeki araştırma fonlarını da kaldırmaya hazırlandığını daha önce yazmıştık. Eğitime sıcak bakmayan bir iktidarın, bilime katkı sağlaması elbette beklenemez. Ama bu kadarına da pes doğrusu.
İstanbul Üniversitesi Senatosu dün bu konuda çok çarpıcı bir bildiri yayımladı. Adeta bir ültimatom niteliğinde. Bakalım Ecevit ve ortakları, bunu algılayabilecek mi? İşte bazı bölümler:
"Üniversite araştırma fonlarının faaliyetlerinin kısıtlanması veya bütçeye katılması üniversitelerin en önemli asli görevlerini aksatacak, bilime ve bilimsel gelişmeye engel oluşturacaktır.
Ülkenin öncelikleri, çıkarları ve geleceği açısından bilimsel araştırmalara sağlanacak desteğin artırılması ve araştırma kaynak kapasitesinin genişletilmesi özellikle önem taşımaktadır. Bu nedenle araştırma fonlarını kaldırmak yerine özellikle desteklenmesi ve geliştirilmesi hedef alınmalıdır.
Kanun kapsamına giren diğer fonlar ile isim benzerliğinden başka bir benzer yönü bulunmayan üniversite araştırma fonlarının temel gelir kaynağı, katma bütçeden sağlanan çok kısıtlı ödenekler değil, her yıl kanun gereği üniversite döner sermayelerinden aktarılan paylardır. Bu sayede son yıllarda üniversitelerde yürütülen araştırma ve projeler, üniversitelerin kendi öz kaynakları ile sürdürülmeye başlanmıştır..."
Evet, gelinen nokta ortada. Hükümet eğitime, bilime yeni kaynaklar ayıracağına mevcut olanları da yok etmeye çalışıyor! Umarım, yanılıyoruzdur.