Abbas GÜÇLÜ
NEREDEYSE yaz bitecek, biz hala tatile çıkacağız. Ama bu o kadar kolay olmuyor. Tam kendinizi hazır hale getiriyorsunuz, başka sorunlar çıkıyor. Herkesin okulu 15 Eylül'de açılırken, bizimkilerinki, 1 Eylül'de açılacakmış. Hanımın 4 günden fazla izni yokmuş. İki hafta tatile razıyız derken, bir haftayla yetinmek zorunda kaldık. Bu kez de tatil yeri sorunu çıktı. İstanbul çevresi soğuk, Akdeniz de çok uzak. Akdeniz'e arabayla giderseniz, yollarda perişan olursunuz dediler, uçaklarda da ara ki yer bulasınız.
Haydi onları da aştık diyelim, nerede kalacağız diye bir araştırma yaptık. Her yer doluymuş. Öyle birkaç gün önce yer sorulur muymuş. Haftalar, aylar önceden rezervasyon yapmak gerekiyormuş. Meğer turizm patlamış da haberimiz yok. Bütün tatil köyleri, oteller doluymuş.
Anlaşılan bu turizmcilerin gazetecilerin çalışma düzeninden haberleri yok. Biraz daha oyalanırsam, tatil hayallerimiz hepten yok olacağı için umduğumuza değil, bulduğumuza razı olmaktan başka çaremiz olmadığını anladık. Dinlenmekten çok, yorulacağımızı bile bile bugün yola çıkıyoruz. Bakalım tatil nasıl bir şeymiş biraz da biz tanıyalım. Ama gözümüz kulağımız, yine gazetede olacak...
Öyle uzun uzun ve sık sık olmasa da, tatile gitmeden önce, bazı konuların altını bir kez daha çizmekte sonsuz yarar görüyorum. Örneğin:
* Tatilleri zehir olan on binlerce veli ve öğrenci var. Bakanlık iki ay eziyet çektirdikten sonra nihayet bir dizi sevindirici karar aldı ama arkası gelmedi. Örneğin ortaokul öğrencileri: Temel eğitim 8 yıla çıktığına ve temel eğitimde de sınıfta kalma olmadığına göre, bu çocukların durumu ne olacak? Öğretmen kurullarına kaldıysa vay hallerine...
* Bütün öğrencilere af çıktı. Ama üniversiteyi kazanan takıntılı lise sonlar ve açıköğretim liseliler yine unutuldu!..
* Kayıtlar başladı, haraç gibi zorunlu bağışlar yine gündeme geldi. Bakanlık "yok" diyor, okullar bastırıyor, veliler ise elini cebine atmaktan korkuyor. Bu konuda bir uzlaşma sağlanamaz mı?
* Refahlı gençlerin sınav ve diploma sahtekarlığına her gün bir yenisi ekleniyor. Olay savcılığa intikal etti ve hala temiz siyasetten bahsediyorlar. Sınav diploma sahtekarlığı neden resmen ve tek tek açıklanmıyor?..
* Belki biraz fazla karamsarım ama, 8 yıla devlet yeterince sahip çıkmıyor? Biraz daha ilgi ve icraat bekliyoruz. (A'dan Z'ye 8 yılla ilgili bütün gelişmelerin yer alacağı "Eğitim 2000" ilavesi hazırlıyoruz. Büyük bir boşluğu dolduracak. Yakında Milliyet'le birlikte ücretsiz alabileceksiniz)
* Milli Eğitim Bakanlığı, özel Türk ve yabancı okullara hala üvey evlat gözüyle bakıyor. Bu okullarla ilgilenen velileri de "kaprisli azınlık" olarak görüyor. Bu yüzden, daha uzun süre kafalardaki sorulara çözüm bulunmazsa hiç şaşırmayalım...
Yazara EmailA.Guclu@milliyet.com.tr