Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Üniversite adaylarının tercih maratonu bitmeden tatile çıkmak istemedim. Şimdi daha bir gönül rahatlığıyla tatile gidebiliyorum...
Üniversite tercihlerinin ne kadar karmakarışık olduğunu başından geçenler bilir. Pek çok farklı değişken söz konusu. Ama tatil organizasyonu yapmak, meğerse ondan çok daha karmaşık ve zormuş.
Aslında aynı sıkıntıları her yıl yaşıyoruz ama sanki bu yıl her şey çok daha katmerlenmiş gibi...
Her yıl farklı bir yerlere gidelim arayışı içinde olduğumuz için karar vermemiz gereken ilk konu neresi oluyor. Antalya çok sıcak, Bodrum çok kalabalık, Kuşadası beton yığını, Çeşme’nin denizi çok dalgalı gibi birçok veriyle karşılaştık.
Bu konuda internette ne ararsanız var. Turizm sektörü internetten belki de en iyi yararlanan sektörlerin başında geliyor. Neredeyse her otelin web sitesi var. Ayrıca ulaşımdan, eğlenceye, yemeklerden deniz suyu sıcaklığına kadar her şeyi anında bilgilerinize sunuyorlar.
Yer arayışında ilk şoku ücretlerde yaşadık. Öylesine uçmuşlar ki yetişebilene aşk olsun. Dört kişilik bir ailenin bir gecelik konaklama ücreti, asgari ücretli dört işçinin birer aylık maaşlarından daha fazla.
Kim gider ki diye hiç endişelenmeyin, ben de merak ettim ve sordum. Hepsi dolu. Laila misali kriz buralara gidenleri de pek etkilememiş...
Bu arada eşim sakin bir deniz, çocuklar da eğlenceli olsun önkoşulu getirdiler. Her şey dahil uygulamasına önceki yıllardan alışık olduğumuz için hem en rahatı, hem de en ekonomik olanı o. Bu yüzden ortak tercih noktası oldu.
Sıra nasıl gideceğimiz konusuna geldiğinde ise işler daha da karıştı. Süre kısa, uçakla gidelim önerisi, orada araba gerekeceği gerekçesiyle fazla ilgi görmedi. Otobüse gece binip sabah orada olalım, hem de hiç yorulmayız önerisi de aynı gerekçeyle fazla dikkate alınmadı. İstanbul / Ege yolunu gidenler bilir. Tam bir karabasan. Bir kamyon arkasına düştüğünüzde yandınız. Dakikalarca egzoz dumanı yutarsınız. Üstelik 10 saat gibi uzun bir süreyi yutuyor. İşte tam bu aşamada arkadaşlarımızdan gelen feribot önerisi içimize su serpti. Bandırma’ya kadar feribotla gitmek yolu yarı yarıya kısaltıyormuş...
Geldiğimiz son nokta: Kuşadası yakınlarında, marinasında balıkların yüzdüğü, ne kadar rüzgar olursa olsun denizi çamura dönüşmeyen fiyatı da uçuk olmayan güzel bir otel bulduk. Üstelik hemen yanı başında çocukların bayılacağı tam bir su oyunları cenneti var. Tarih hazinesi Efes de hemen yanı başında.
Ha ben bu arada ne mi arıyorum? Tam anlamıyla bir sakinlik. Ama hiç kimsenin sen ne istiyorsun diye sormaya niyeti yok. Ayrıca çocuklar büyümeden bunun hayal olduğunu da artık kabullendim.
Şimdi bütün bunları niye yazdım? Görünürde kişisel gibi gözükse de eminim tatile çıkan hemen herkes aynı sorunları yaşıyor. Keşke gazetelerde bu konuda da yorum yazanlar olsa. Söz konusu eğitim olduğunda biz nasıl birilerine yardımcı oluyorsak, tatilden sağlığa, hobilerden sanata kadar hemen her konuda yazıp çizenler de olsa fena mı olur!..
Hazır söz tatilden açılmışken Sayın Başbakanımız ne zaman tatile çıkacak yıllardır hep merak ederim. Dünyanın patronu ABD’nin başkanı bile bir aylığına gitti. Bizim ortaklar ise hala direniyorlar. Sanki marifetmiş gibi...
Bir sonraki hafta yeniden görüşmek dileğiyle...