Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Ulus olarak her ne kadar eğitimi, bilimi, teknolojiyi çok sevmesek de yaratıcı yeteneklerimize ve pratik zekamıza pek güveniriz.
Bir şeyi icat etmektense taklit etmeyi, yenisini yapmaktansa bozmayı tercih ederiz.
Yüzyıllarca yaratmak sadece Allah'a mahsustur diyen dini yobazların etkisinde kaldık. İlimden, bilimden, teknolojik üretkenlikten uzak durduk. Önce Sanayi Çağı'nı, ardından da Bilgi Çağı'nı kaçırdık. Bilişim Çağı'nı yakalamamız için ise her ne kadar umut kırıntıları olsa da çok uzak gözüküyor.
Devletin bu konudaki umursamazlığı ortada. Endüstriyel kuruluşlar içerisinde ARGE'nin önemine inananlar parmakla gösterilecek kadar az. Üniversitelerdeki araştırmalar ise zoraki ve sadece akademik düzeyde. Teknolojiye dönüşeni yok gibi.
TÜBİTAK ve TÜBA gibi kurumlar ise bürokratik bir kurum olmanın ötesine geçemediler. Özal döneminde, ABD'deki MIT'den esinlenerek kurulan yüksek teknoloji enstitüleri ise arzulanan noktaya henüz ulaşamadı...
Geriye dönük tablo ne kadar karamsar olsa da çok önemli gelişmeler de olmuyor değil. Örneğin okullarda düzenlenen bilimsel yarışmaların sayısı giderek artıyor, dünya bilimsel üretkenlik sırlamasındaki yerimiz ilk 40'tan, ilk 30'a yükseldi. Mühendis odaları gibi mühendislik fakültesi dekanları da işlerini ciddiye almaya başladılar. Türkiye'nin ilk akreditasyon kurulunu mühendisler kuruyor. İlk toplantılarını da önümüzdeki ay Adana'da gerçekleştirecekler...

Çağdaş eğitim sisteminin temeli yaratıcılığa ve üretkenliğe dayanıyor. Bizimkisi ise tam aksine ezberci. Bu yüzden de eğitim kademesi yükseldikçe çocuklarımızın yaratıcılığı köreliyor. Ama her şeye rağmen bu kalıpları kırmaya mecburuz.
İşte bu kapsamda Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü'nün Kocaeli Sanayi ve Ticaret Odaları ile Gebze Organize Sanayi Bölgesi Müdürlüğü'nün ortaklaşa düzenledikleri Ulusal Buluş Yarışması çok özel bir anlam taşıyor.
Yarışma herkese açık. 18 yaşını dolduran atölyedeki işçiden mühendise, evinde oturan emekliden kendi işinin patronu olanlara kadar herkes katılabiliyor. İlk üçe girenlere 10, 7 ve 5 milyar lira da ödül var. Ayrıca eserlerden değerli bulunanlara mansiyon ve patent alma desteği sağlanacak. Yarışmaya katılan eserlerin tümü ise haziran ayında gerçekleşen Kocaeli Fuarı'nda sergilenecek. En önemlisi de uygun projeler üretime dönüştürülebilecek.
İzmit Türkiye'nin sanayileşmiş kentlerinin en başında geliyor. Böyle bir yarışmaya ev sahipliği yapması çok sevindirici. Anlaşılan o ki sanayi üniversite işbirliği de gerçekleşmiş gözüküyor.
Yeniliğin belgesi olan patent için Türk Patent Enstitüsü'ne yılda yaklaşık 3 bin başvuru yapılıyor ve bunlardan ancak 700 kadarı patent alabiliyor. Oysa gelişmiş ülkelerdeki yıllık patent başvurusu 40 bin civarında. ABD ve Japonya'da bu rakam yüz binlerle ifade ediliyor.
Umarız benzeri yarışmalar artar ve bizim insanımızın yaratıcılık ve girişimcilik gücü de değerlendirilmiş olur.
Detaylı bilgi: 0262 653 84 97 nolu telefondan ya da www.gyte.edu.tr adresinden alınabilir.
Bol şanslar...